Makale

Beni de ANLAYIN

Beni de
ANLAYIN

Yıldız Kızılabdullah
Ankara Üniv. İlahiyat Fakültesi

Gençlik çağı dediğimiz dönem, ergenlik I dönemi olarak bilinen büluğ çağı ile başlar. Bu dönem her çocuk için bir dönüm noktasıdır. Çünkü artık her bakımdan kendisinde birtakım değişiklikler baş gösterecektir. Bedenen farklılaşan çocuk zihnen de farklı bir döneme girecektir.
Bu dönemle birlikte gençlik çağına adım atan çocuk, kendini farklı hissetmeye başlayacaktır. O bir gençtir ve kararlarını kendisi verebilecektir ve bana kimse müdahale etmemelidir düşüncesindedir. Kararlarını verme olgunluğuna geldiğini düşünen genç kendisine karışılmasına da müsaade etmeyecektir. Dolayısıyla çevresindeki insanlarla çatışmalar yaşayacaktır.
Buradaki en önemli unsur ailedir. Gencin doğrularıyla ailenin doğruları çatışmaya başlayacağından arada sürekli sorunlar çıkacaktır. Genç, anlaşılmadığını, anne-baba dinlenmediklerini düşüneceklerdir. Peki haklı olan kim? Aslında iki taraf da haklı. O halde tek çözüm hoşgörü...
Bu dönem çocuğun çok hassas ve alıngan bir çağ olması hasebiyle kendisine daha özenle davranmayı gerektirir. Özellikle din konusunda anne- babaların çok dikkatli olmaları gerekmektedir. Örneğin gençleri bazı ibadetleri yapmaya zorlamamalıdırlar. Çünkü bu dönemde çok inatçı olan genç bunu çok ters karşılayacak ve tam aksini yapacaktır. Pek çok bulguya göre, namaz kılmaya zorlanan gençler (ergenler) ailelerinin yanında onları inandırmak için namaz kıldıklarını ancak onların olmadığı zamanlarda terk ettiklerini dile getirmişlerdir. Anne-babalar çocuklarını zorlamakla onlara bazı ibadetleri yaptırdıkları için iyilik ettiklerini düşünürler. Oysa onlara çok büyük kötülük yaptıklarının farkında bile değillerdir. Bu dönemde aşırı zorlanan genç aksine dine, ibadetlere, dini konulara bir antipati geliştirecektir. Sevdirme gibi iyi niyetlerle yaptırılmaya çalışılan bazı değerlerden farkında olmadan soğuyacaktır.
Bu dönemdeki gençler ’yap, yapma, otur, kalk’ gibi emir bildiren ifadelere fazlasıyla tepki vermektedirler. Bu yüzden kendi değerlerini, kendi dünya görüşünü oluşturan gençlere bu ifadeleri kullanmak yerine, bazı hususlara anlam vermesini, değer biçmesini sağlayacak ortamlar oluşturmak gerekmektedir. Yani, gence sağlıklı, anlayışlı, hoşgörülü ve kendisine değer verildiğini, görüşlerine itibar edildiğini hissettiği bir aile ortamı yaratılarak gencin sağlıklı bir hayat görüşü oluşturmasına olanak verilmelidir. Elbette sadece aile yapısının sağlam olması yetmeyecektir, aynı zamanda ona kendisini ifade edebileceği bir okul ve arkadaş ortamı sağlamasına da yardımcı olmak gerekecektir. Ancak bu noktada da temkinli olmakta fayda vardır. Ona arkadaş seçmek yerine, iyi arkadaşlar edinmesini sağlayacak fırsatlar verilmelidir.
Böylece ne dinlenmeyen bir taraf ne de anlaşılmayan bir taraf kalacaktır.