Makale

Günahlardan Temizlenme, Sevaplarla Bezenme Mevsimi: Üç Aylar

Günahlardan Temizlenme, Sevaplarla Bezenme Mevsimi:
Üç Aylar

Şükrü ÖZBUĞDAY
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

Yeni bir üç aylara daha girmek üzereyiz. 12 Kasım 1996 Salı günü üç ayların İlki olan Recep ayının birinci günü; onun ilk Cuma gecesi olan 14 Kasım Perşembe akşamı da Regaip Kandilidir,
Üç aylar, kameri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan aylarıdır. Bu kutsî ayların manevi değerine Sevgili Peygamberimiz (S.A.S.), şu hadis-i şerifleriyle işaret buyurmuşlardır:
“Recep, Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Ramazan ümmetimin ayıdır.”(1)
“Ey Allah’ım, Recep ve Şabanı bize mübarek kıl, bizi Ramazana yetiştir.”(2)
Bu kutsal aylar, aynı zamanda mübarek gecelerle doludur. Recep ayında, Regaip ve Miraç Kandili, Şaban ayında Berat Gecesi, Ramazan ayında ise Kadir Gecesi vardır.
12 Kasım günü idrâk edeceğimiz Recep ayı, gerek İslam’dan önce, gerekse İslam’dan sonra mukaddes tanınan bir aydır. İslam dini gelmeden önce bu ay girer girmez Arap kabileleri arasında harbetmek, baskın ve çapulculuk yapmak yasaklanır, herkes bu ayda kendisini emniyet ve selâmette hissederdi. İslam güneşinin dogmasından sonra da İlâhi hikmet ve takdir gereğince bu aya olan hürmet devam ettirildi. Bu ay, Regaip ve Miraç gibi İlâhi tecellilerle şereflendirildi. Memleketimizde de asırlardır bir üç aylar geleneği oluşmuş, Ramazana hazırlık bununla başlar hale gelmiştir.
Recep ayının kutsiyetine Kur’an-ı Kerim’de de işaret edilerek şöyle buyrulmaktadır: “Muhakkak, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı onikidir. Bunlardan dördü (Muharrem, Zilkade, Zilhicce ve Recep ayları) hürmetli aylardır. Bu, dosdoğru bir nizamdır. Öyleyse o aylar içinde kendinize yazık etmeyin..."(3)
Recep ayının ilk Cuma gecesine; Yüce Mevlâ’nın kullarına rahmet ve mağfiretinin, lütuf ve ikramının, sevap ve mükâfatının bol bol verildiği gece manasına, Regaip Gecesi adı verilmiştir.
Regâib Kandili; Recep ayının 27, gecesindeki Miraç ve Şaban ayının 15. gecesindeki Berat Kandillerini, Ramazan ayını, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesini, Ramazan ve Kurban Bayramlarını müjdeleyen mübarek bir gecedir.
Recep ayı içerisinde bulunan bir başka mübarek gece de Miraç gecesidir. Miraç gecesi; Allah’ın sevgili kulu ve Ra- sulü Hz. Muhammed (S.A.S.)’İ Mekke’deki Mescid-i Ha- ram’dan, Kudüs’teki Mescid-i
Aksa’ya ve oradan da göklerin İlâhi derinliklerine yükselttiği gecedir.
Miraç gecesi, Yüce Allah’ın Sevgili Peygamberimize büyük hakikatlerin İlâhi sırlarını gösterdiği, vasıtaları kaldırarak İlâhi vahye muhatap kıldığı, kendi âyâtını ve kâinatın sırlarını seyrettirdiği, mü’minlere namazın farz kılındığı ve biz müslümanlar için de İlâhi lütuflarla dolu olan bir gecedir.
Üç ayların İkincisi olan Şaban ayı ve onun içerisinde bulunan Berat gecesi de müslü- manlarca kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi âdet halini almıştır. Bu gece hakkında Hz. Peygamber’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Allah Teâlâ -rahmetiyle- Şabanın 15. gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayından daha fazla kişiyi bağışlar.”(4) Diğer bir rivayete göre de Hz. Peygamber, “Şabanın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz, Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rı- zık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle! der.” buyurmuştur.(5) Bir kısım âlimlerin, kıblenin Kudüsteki Mescid-i Aksâ’dan Mekke’deki Kâbe istikametine çevrilmesinin; hicretin ikinci yılında Berat gecesinde vuku bulduğunu kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır.
Bu rivayetlerle, Hz. Peygamberin Şaban ayına ve özellikle bu ayın onbeşinci gecesine ayrı bir önem vererek, onu ihya ettiğine dâir diğer rivayetleri gözönüne alan âlimler, bu geceyi ibadetle geçirmenin sevaba vesile olacağını söylemişlerdir.’(6)
Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı ve onda bulunan Kadir gecesinin ise dini hayatımızda ayrı bir yeri ve önemi vardır. Ramazan ayı faziletlerle dolu bir aydır. Ramazan ayı, hayır ayı, yoksullara ve düşkünlere yardım ayı ve bütün anlamıyla Kur’an ayıdır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı huzura ve sâadete kavuşturmak için yeryüzüne gönderilen Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmeye başlamasından,(7) bin aydan yani seksen küsur yıllık bir ömürden daha hayırlı olan Kadir gecesinin(8) bu ayda bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca İslam’ın beş esasından biri olan oruç, bu aya tahsis edilmiştir. Ramazan mevsiminin günahkâr kullar için yeniden kendine gelme, canlanıp ayağa kalkma ve şeytanın vurduğu prangayı koparma fırsatı getirdiği şu hadiste açıklanmıştır: "Ramazan ayı gelince cennet kapıları ardına kadar açılır. Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar prangaya vurulur.”’(9)
Böylece Ramazan ayı diğer aylar içinde bir başka aydır. Sanki yeni bir hayatın başlangıcıdır. Hayatımızın kazandığı veya kazanacağı yeni boyutların filizleneceği önemli bir devredir. Insânî ve İçtimaî münasebetlerimizin daha güzel bir hüviyet kazanacağı bir zaman dilimidir.
Ramazan ayının özellikle Türk toplum hayatında müstes- nâ bir yeri vardır. Türkler, Ra- mazan’ı yılda bir defa gelen önemli bir misafir olarak kabul eder ve hazırlıklarını buna göre yaparlar. Her yıl Ramazan ayı yaklaşırken neşe, hareket ve bir canlılık görülür.
Halk arasında “Üç aylar” diye adlandırılan Recep, Şaban ve Ramazan ayları. Yüce Allah’ın bizlere ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimidir. Yapılan dileklerin dalga dalga Allah’a ulaştığı, dökülen pişmanlık gözyaşlarının günahları silip yokettiği kandiller geçididir. Melekî olduğu kadar şeytanî özelliklere de sahip, günah işlemeye mü- sâit bulunan insanın günahlarından temizlenmesi için bir fırsattır üç aylar. Kısaca üç aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Ramazandan önce oruçla buluşanlar, Cuma namazına koşanlar, namaza başlayanlar, ibâdetlerini ziyâdeleştirenler, tevbe ile Allah’a daha çok yaklaşanlar., gibi manevi kazanç elde edenlerin çokça görüldüğü anlardır üç aylar.
İnsanoğlu, yaşadığı günlerde farklılıklar olmazsa, belli alışkanlıklarıyla hayatını sürdürür. Fakat alışkanlıklarının dışında ve farklı durumlarla karşılaşırsa kendine bir çekidüzen verir. İşte üç aylar ve bu aylar içerisinde bulunan mübarek geceler, müslümanların hayatındaki mûtad gün ve geceler arasında fazlasıyla sevap kazanacağı kıymetli zamanlardır. Geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve enerji dolu bir şevkle atılmak için imkândır. Unutulmamalıdır ki, insan bu dünyada nasıl yaşamışsa, kıyamet gününde Allah’ın huzuruna dünyada işledikleriyle birlikte varacaktır. Götürdükleri iyi ise sevinip mesrur olacak, kötü ise pişmanlık duyarak mahcup olacaktır. Ancak bu mahcubiyetin orada faydası da olmayacaktır. Bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:
“Ey iman edenler, Allah’tan korkun, herkes yarına ne hazırladığına bir baksın; Allah’tan sakının, çünkü Allah, işlediklerinizden haberdardır.”(10)
Mübarek üç ayların cennet vatanımızın saâdet ve selâmetine, necip milletimizin birlik ve beraberliğine vesile olması dileğiyle bütün okuyucularımızın üç aylarını ve Regaip Kandilini tebrik ediyorum. ♦

(1) Aclûnî, Keşf’ül-Hafâ C .1, S: 423 Hadis No: 1358.
(2) Ahmed b. Hanbel; Müsned, C.l, S: 259; Keşfü’l-Hafâ, C.l, S: 186 Hadis No: 554.
(3) Tevbe Sûresi; Ayet:36.
(4) Tirmizi; Savm, 39; lbn-1 Mâce, İkame, 191, Hadis No: 1389.
(5) Ibn-i Mâce; İkame, 191, Hadis No: 1388.
(6) Geniş bilgi için bk. T.D.V. Islâm Ansiklopedisi “Berat Gecesi" maddesi ; C .5, S: 475- 476.
(7) Bakara Sûresi; Ayet: 185.
(8) Kadir Sûresi; Ayet: 3.
(9) Buhârî; Savm, 5; Müslim, Siyam,
1-2.
(10) Haşr Sûresi; Ayet: 18.