Makale

ÖLÜ KURBANI-ADAK KURBANININ ETİ-REENKARNASYOİS (TENASÜH)

DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU FETVALARINDAN

ÖLÜ KURBANI

Vasiyeti yoksa, ölen kimseler için mirasçılarının kurban kesmeleri gerekmez. Ancak bir kimse, sevabını ölmüş bulunan anne veya babasına yahut diğer yakınlarına bağışlanmak üzere, çeşitli hayır kurumlarına, fakir ve muhtaç kişilere bağışta bulunabileceği gibi, kurban da kesebilir. Ölenin, kendisi için kurban kesilmesine dair vasiyeti yoksa, bu kurban eti fakirlere yedirebileceği gibi, kesen kimse ve zenginler de yiyebilirler. Vasiyet varsa, tamamen fakirlere yedirilmesi veya dağıtılması gerekir. Böyle bir kurbanın etinden kesen (ölenin usul ve füruu) ve dinen zengin sayılanlar yiyemezler.
Ölen kimsenin vasiyeti olmaksızın, sevabı onun ruhuna bağışlanmak üzere kesilen kurbanın her hangi bir zamanda kesilmesi caiz ise de, kurban bayramı günlerinde kesilmesi daha feıziletli ve daha sevaplıdır. Ölenin vasiyyeti gereğince kesilen kurban ise, ancak kurban bayramı günlerinde kesilir.

ADAK KURBANININ ETİ

Adak kurbanının etinden, adağı yapan kişinin yemesi câiz olmadığı gibi; bu kişinin usul ve füruu (yani annesi, babası, nineleri, dedeleri, çocuklan, torunları) ve dinen zengin sayılan kimseler de yiyemezler. Adak kurbanının etini bu sayılanlar dışında kalan ve dinen fakir olan kimseler yiyebilirler.

DİN İSLERİ YÜKSEK KURULU FETVALARINDAN

REENKARNASYOİS (TENASÜH)

Kişinin öldükten sonra ruhunun başka bir kişinin vücuduna girmesi; Reenkarnasyon felsefesi İslâm’la ilgili olmayan eski Hint dininde görülen bir inanıştır. Bu inanışın temelinde âhiret inancının inkârı vardır. İslam’a göre her ruh kendi bedeni için yaratılmıştır. Ölüm olayından sonra ruh, berzah âlemine gönderilir, orada ameline göre karşılık görür.
Tenasüh da denilen bu yanlış inanışı ayetlere dayandırmaya gayret ikinci bir hatadır. Reenkarnasyon a delil getirdikleri ayetlerin, adı geçen olayla ilgisi yoktur. Bu hususta tefsirlere müracaat edilmesinde fayda vardır.