DÜNYA VE ÂHÎRET İÇİN ÇALIŞMAK[1]
Muhterem müslümanlar!
Bugünkü hutbemizin mevzuu dünya ve âhiret için çalışmaktan geri durmamaktır.
Cenâb-ı Hak okuduğum âyet-i kerîmede, nasip ettiği mal ve serveti hayır işinde kullanmak suretiyle âhireti kazanmaya bizi teşvik etmektedir.
Dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi, âhiret için de yarın ölecekmiş gibi çalışmak Peygamberimizin bize en önemli tavsiyelerindendir.
Kendilerini bütün bütün dünyaya veya âhirete vermeyerek her ikisi için de ölçülü bir şekilde çalışanlar, îslâmm ruhuna uygun hareket etmiş olurlar.
Allah ’m nimetlerinden faydalanmayarak hayata küsmüş gibi durmak, dünyayı kendisine zindan etmek Müslümanlıkta yoktur. Bütün bütün dünyada kalıp âhireti unutmak da böyledir.
Aziz müslümanlar!
Dînimiz çalışmayı, servet sahibi olmayı emir ve teşvik eder. Zekâtı verilmek, ihtirastan uzak kalınmak şartiyle servet ne kadar çok olursa olsun dînimizde makbuldür; Allah’ın insana büyük nimetidir, insanın dünya ve âhirette mes’ud olmasına vesiledir. Her hayır, servetle, varlıkla yapılır. Cami, hastahane, okul, köprü, çeşme... gibi hayırlar yaptırmak veya bunların yapılmalarına yardımda bulunmak... hep servetle, varlıkla mümkün olur.
Öyle ise azız müslümanlar, dâima çalışarak helalinden servet kapanalım; millet ve memleketin varlıklı ve hayırlı fertleri olalım. Böyle yaparsak hem ahiretimizi, hem dünyamızı mâmur etmiş oluruz.
[1] Hatibin bu hutbede okuyacağı âyet: 28. sûre (Kasas), 77. âyet.
(Bu hutbe M. Âsim Koksal tarafından hazırlanmış, Hutbe Komisyonunun tetkikinden geçmiştir.)