Makale

Kur'an'da Büyük Günah küçük günah ayrı mı var mı?

Doç. Dr. İsmail Karagöz
Din işleri Yüksek Kurulu Üyesi

Kur’an’da
büyük günah
küçük günah
ayrımı var mı?

Hayır ve şer, iyi ve kötü, doğru ve yanlış, hak ve batıl, sevap ve günah olan şeyleri yapabilecek yetenekte yaratılan insan, (Şems, 8-9) dünya hayatında iman veya inkâr, ibadet veya isyan, salih veya kötü amel, iyi veya kötü ahlâk sahibi olup olmama açısından imtihana tabi tutulmuştur. (bk. Âl-i İmran, 159; Kehf, 7; Enbiya, 35; Mülk, 2; İnsan, 2) İmtihanında başarılı olabilmesi için de kendisine akıl verilmiş, peygamber ve kutsal kitaplarla rehberlik edilmiş, günah ve sevap olan söz, eylem ve davranışlar bildirilmiş, ancak bu konuda zorlanmamıştır. (Bakara, 256; Yunus, 90; Kehf, 29) Günah işleyenlere tövbe imkânı sağlanmış, (Nisa, 17-18,110) günahların büyük ve küçük olmak üzere iki kısım olduğu, büyük günahlardan sakınan müminlerin küçük günahlarının bağışlanacağı ve cennete konulacağı bildirilmiştir: "(Ey Müminler!) Eğer size yasaklananların büyüklerinden kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere/cennete koyarız" anlamındaki Nisa suresinin 31. ayeti bu hususu ifade etmektedir.
Ayette Allah’ın bir kısım söz, eylem ve davranışları yasakladığı, bu yasaklardan bir kısmının büyük, bir kısmının küçük olduğu, büyüklerinden sakınılırsa küçüklerini Allah’ın affedeceği ve bu kimselerin çok değerli bir yer olan cennete konulacağı bildirilmektedir. Böylece müminler, büyük günahlardan sakındırılmakta, mükâfat olarak da iki şey vaat edilmektedir. Birisi büyük günahlardan sakınıldığı takdirde küçük günahların bağışlanması, diğeri de cennete konulmasıdır.
Ayette geçen "kebâir" kelimesi büyük anlamındaki "kebîre" kelimesinin çoğuludur. "Seyyi- ât" kelimesi ise "seyyie" kelimesinin çoğulu olup bu ayette küçük günah anlamındadır. (Tabe- rî, ıv, 5/44) "Müdhalen kerîmen" terkibi, çok değerli, çok ikram edilen yer demek olup bununla maksat, cennettir.
"Büyük günahlar", bu ayette "yasaklanan şeylerin büyükleri" cümlesi ile, Şû- râ sûresinin 37. ve Necm sûresinin 32. ayetlerinde ise "günahların büyükleri" terkipleriyle; "küçük günahlar" ise bu ayette, "seyyiât", Necm sûresinin 32. ayetinde "lemem" kelimesiyle ifade edilmiştir.
Bu ayetlerin dışında da bir kısım büyük günah zikredilmiştir: Meselâ inkâr etmek (el-hınsü’l-azîm), (Vakıa, 46) Allah’a ortak koşmak (zulmün azîmün), (Lokman, 13) yetim malı yemek (hûben kebî- ren), (Nisa, 2) açlık korkusu ile çocukları öldürmek (hıt’en kebîren),
(Isrâ, 31) içki içmek ve kumar oynamak (ismün kebîrun), (Bakara, 219) haram aylarda savaş yapmak (kıtâlün fîhi kebîrün), (Bakara, 217) ’Allah, meleklerden kızlar edindi’ demek (kavlen azîmen) (Isrâ, 40) büyük günahtır.
Peygamber efendimizin hadislerinde de "büyük günah" - "küçük günah" ayırımı ile büyük günahlardan sakınıldığı takdirde küçük günahların bağışlanacağı hususu geçmektedir. Meselâ; "Beş vakit namaz ve cuma namazı diğer cuma namazına kadar büyük günahlardan kaçınıldığı takdirde aralarında işlenen günahlara kefarettir" (Müslim, Tahâre, 14-15; Ahmed, ıı, 229) anlamındaki hadiste bu hususu açıkça görmekteyiz. Günahların küçük ve büyük günah olmak üzere iki kısma ayrıldığı konusunda bütün İslâm bilginleri arasında ittifak vardır. Bunun kitap ve sünnetten delilleri de mevcuttur. (Beydâvî, ıı, 60)
Tahlil ettiğimiz ayette geçen "yasaklanan şeylerin büyükleri" ile maksat hangi günahlardır? Ayetin öncesinde ve sonrasında bir açıklık yoktur. Kur’an yorumcuları farklı görüşler zikretmişlerdir. Bu görüşlerden biri, sûrenin evvelinden otuzuncu ayete kadar geçen günahlardır. Ancak otuz ayette; hüküm, tavsiye, emir, yasak ve haramlar zikredilmiş, sadece ikinci ayette yetim malı yemenin büyük günah olduğu açıkça bildirilmiştir. Ayrıca 14. ayette Allah’a ve peygambere isyan eden, Allah’ın sınırlarına tecavüz eden kimselerin cehenneme atılacağı ve alçaltıcı bir azaba uğratılacakları, 18. ayette günahlarına tövbe etmeyenler ile kâfirler için acıklı bir azap olduğu, 22. ayette üvey analarla evlenmenin çok çirkin ve gazabı gerektiren bir davranış olduğu, 29. ve 30. ayetlerde haram kazancın ve cana kıymanın / intihar etmenin zulüm olduğu beyan edilmiştir. Diğer bir görüşe göre ayette kastedilen büyük günahlar; "Allah’a ortak koşmak, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek, Allah’ın azabından emin olmaktır" veya "Allah’a ortak koşmak, cana kıymak, tefecilik yapmak, iftira etmek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak ve dinden irtidat etmektir." Ancak büyük günahların bunlardan ibaret olmadığı açıktır.
Büyük günahın tanımı
Sahabeden Abdullah ibni Abbas, büyük günahı; "Allah’ın yasak ettiği her günah büyük günahtır", "Allah’a isyan olan her şey büyük günahtır", "Allah’ın cehennemle cezalandıracağını veya işleyene gazap ettiğini veya lanet ettiğini veya azap olduğunu bildirdiği her günah büyük günahtır" diye tarif etmiş, "tövbe ve istiğfar ile büyük günah kalmaz (affedilir), ısrar edilmesi halinde ise küçük günah yoktur (hepsi büyük günahtır)" demiştir. Büyük günahlar; "Haram olduğuna dair Kur’an’da ayet bulunan yasak fiiller" ve "işleyene ceza (had) olduğu bildirilen suçlar" şeklinde de tanımlanmıştır, (bk. Taberî, iv,- 5/37-42) "Günahın küçüğüne bakma fakat kime isyan ettiğine bak" diyerek Allah’a isyan olan her inanç, söz, eylem ve davranışın büyük günah olduğu görüşünü benimseyen âlimler de vardır. Bazı alimler de küçük-büyük günah kavramının göreceli olduğunu, bir günaha, diğerine nispetle küçük ve büyük denilebileceğini söylemişlerdir. Meselâ "Allah’a ortak koşmak, inkâr etmek ve münafıklık", kumar, içki ve zinadan kıyas edilemeyecek kadar büyük günahtır.
Hadislerde de "küçük günah", (bk. Buhârî, îman, 54) "büyük günah" ve "daha büyük günah" ifadeleri vardır. Meselâ Peygamberimiz (s.a.s.); "Büyük günahların en büyüğünü size bildireyimmi?" buyurmuş ve bunları "Al- ’ lah’a ortak koşmak, anne-babaya zulmetmek, yalancı şahitlik yapmak" şeklinde sıralamıştır.
(Müslim, İman, 143; bk. Buhârî, Şahadet, 10) Konu İle İlgili başka bir rivayet şöyledir: Sahabeden Enes b. Malik diyor ki: Hz. Peygambere büyük günahlar hatırlatıldı/ soruldu: Hz. Peygamber de şöyle cevap verdi: "Allah’a ortak koşmak, cana kıymak ve anne-babaya zulmetmektir" (Sonra), "Size günahların en büyüğünü haber vereyim mi?" dedi ve "yalan konuşmaktır" buyurdu." (Müslim, iman, 144; bk. Buhârî, Şahadet, 10) Sa- - habeden Abdullah ibn Abbas diyor ki: Resûlüllah (s.a.s.)’a "Allah katında günahların hangisi en yüktür diye sordum, "Seni yarattığı halde Allah’a ortak koşmandır" buyurdu.
_ Kendisine, "bu elbette büyük günahtır, sonra hangisi daha büyüktür dedim, "Sonra seninle beraber yer içer / rızkına ortak olur endişesiyle çocuğunu öldürmendir" buyurdu. Sonra hangisidir dedim. "Sonra komşunun dostu (eşi veya kızı) ile zina etmendir" buyurdu. (Müslim, İman, 141) Bir başka hadisinde Peygamberimiz (s.a.s.), büyük günahların en büyüklerinden birini şöyle bildirmiştir: "Hiç şüphesiz, kişinin anne-babasına lanet etmesi büyük günahların en büyüklerindendir." Kendisine "Ey Allah’ın Elçisi! Kişi anne-babasına nasıl söver?" diye sorulması üzerine, "Kişi birinin babasına ve annesine lanet eder o da onun babasına ve annesine lanet eder" (Ebû Dâvûd Edeb, 123; bk. Müslim, İman, 146) buyurmuştur. Bir başka hadisinde ise; "Kişinin, haksız yere bir insanın ırzı, onuru ve haysiyetine dil uzatması büyük günahların en büyüklerindendir. Birine sövmek de büyük günahlardandır" (Ebû Dâvûd, Edeb, 40) buyurmuştur.
Hadislerde büyük günahlar; "kebîr, ekber, azîm ve a’zam" kelimeleri kullanılarak ifade edildiği gibi Allah’ın gazabı, laneti ve cezası bildirilmek suretiyle de ifade edilmiştir. Meselâ bir hadiste büyük günahlardan yedisini Peygamberimiz "helâk edici" ifadesiyle şöyle bildirmiştir: "He- lâk edici yedi büyük günahtan sakının" buyurmuş, "Nedir onlar ey Allah’ın Elçisi? Denildiğinde, "Allah’a ortak koşmak, büyü yapmak, Allah’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymak, yetim malı yemek, faiz yemek, savaştan kaçmak, iffetli ve namuslu kadınlara zina suçu isnat etmek" (Müslim, iman, 145) buyurmuştur."
Zikrettiğimiz ayet ve hadislerden anlaşıldığı üzere Allah’ın kesin olarak haram kıldığı ve yasak ettiği söz, fiil ve davranışlar büyük günahtır. Namaz, oruç, hac, zekat gibi yapılması farz olan dini görevleri terk etmek de büyük günahtır. İnsanlara zulüm olan her kötü söz, eylem ve davranış büyük günahtır. Şu hadis bunun açık delilidir: "Kim bir Müslümanın hakkını gasp edip alırsa Allah onu cehennemle cezalandırmayı gerekli kılar ve ona cenneti haram kılar." Bir sahabînin "Basit bir şey olsa da mı ey Allah’ın Elçisi" diye sorması üzerine, "Erak ağacının bir dalı olsa bile" cevabını vermiştir. (Müslim, iman, 218; bk. Müslim, iman, 222)
Büyük günahların sayısı
Bir soru üzerine Abdullah ibn Abbas, büyük günahların sayısının yedi yüze yakın olduğunu söylemiştir, (bk. Taberî, IV; 5/41) Konu ili ilgili kitap yazanlar, eserlerinde farklı sayıda büyük günahlar zikretmişlerdir. Meselâ Hafız Zehebî (662-748), "Kitâbü’l-Kebâir ve Tebyîni’l-Mehârim" , adlı eserinde 76 büyük günah zikretmiştir. Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî (1128. 1311) "Necâtü’l-gâfilîn" adlı eserinde "büyük günahların 125 kadar olduğunu kabul ve tercih ediyoruz" demiştir. İbn Hacer el-Heytemî, "ez-Zevâcir An İrtikâ- bi’l-Kebâir" adlı eserinde 476 büyük günah zikretmiştir. Ancak bu konuda kesin olarak bir rakam zikretmek mümkün değildir. Örnek olması için Zehebî’nin eserine aldığı büyük günahların bir kısmını zikredebiliriz: "Allah’a ortak koşmak, küfür ve nifak, cana kıymak, büyü yapmak, namazı terk etmek, zekâtı vermemek, anne-babaya zulmetmek, riba, yetim malı yemek,
Peygambere yalan isnat etmek, oruç tutmamak, savaştan kaçmak, zina etmek, zulmetmek, içki, büyüklenmek-kendini beğenmişlik (kibir, ucub), yalancı şahitlik yapmak, zina suçu isnat etmek, kamu malını haksız yere almak ve kullanmak, haksız kazanç, hırsızlık, teröristlik-yol kesiciliği yapmak, yalan yere yemin etmek, yalan söylemek, intihar etmek, yargılamada haksız hüküm vermek, geçici ve gizi evlilik yapmak, yenilmesi haram şeyleri yemek, riya-gösteriş yapmak, hainlik yapmak, ilmi gizlemek-gerçekleri söylememek, yaptığı iyiliği başa kakmak, insanların sırlarını öğrenip ifşa etmek, insanlara lanet etmek, ahde vefa göstermemek, kahinleri, falcıları ve medyumları doğrulamak, akrabalarla ilişkiyi kesmek, koğuculuk yapmak, Müslü- manlara eziyet etmek, azgınlık etmek, arazinin sınırlarını değiştirmek, ashaba sövmek, insanlara haram ve günah olan şeyleri işlemeye çağırmak, bir insanı silah ve benzeri bir şeyle tehdit etmek, bir şeyi uğursuz saymak, ölçü ve tartıda hile yapmak, Allah’ın azabından emin olmak, Allah’ın rahmetinden ümit kesmek. Nimete nankörlük etmek, cimrilik etmek, hayvanlara eziyet etmek, kumar oynamak..."
Büyük günah işleyenlerin durumu
Bir mümin, inkâr etmediği, haram ve günah olduğunu kabul ettiği halde büyük günahları işlerse dinden çıkmaz yine mümindir ancak isyankâr ve fâsık olur. "Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Rabbiniz günahlarınızı örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar... anlamındaki ayet ile "Şefaatim ümmetimden büyük günah işleyenler içindir," (Ebû Dâvûd, Sünnet, 23) "İyi veya kötü (günahkâr) her Müslümanın -büyük günah işlese bile- arkasında namaz kılmak gerekir" (Ebû Dâvûd, Cihâd, 35) anlamındaki hadisler bunun delilidir.
Büyük günah işleyen kimsenin şartlarına uygun tövbe etmesi gerekir. Peygamberimiz (s.a.s.) "Adem oğlunun hepsi günahkârdır. Günah işleyenlerin en hayırlısı ise tövbe edenlerdir," (Ibn Mâ- ce, ıı, 1420, No: 4251) "Günahına tövbe eden kimse hiç günahı olmayan kimse gibidir" (Ibn Mâce, zühd, 30) buyurmuştur. Günahlarına tövbe etmeden ölen müminin hali Allah’a kalır. Allah âhiret- te müşrik, kâfir ve münafıkları affetmez (bk. Nisa, 18,116; Tevbe, 80) ancak müminlerin günahlarını affedebilir. (Nisa, 116) Mümin affa mazhar olmazsa günahının cezasını çeker, neticede imanının mükâfatı olarak cennete girer, (bk. Nisa, 123-124) İnsan, nefsine, şeytana ve kötü insanlara uyarak günah işleyebilir. Önemli olan hiç günah işlememek değil, günah da ısrar etmemek (bk. Âl-i lm- rân, 135) ve hemen günahın akabinde samimi olarak tövbe edebilmektir. (Nisa, 17-18, ııo) içtenlikle yapılan tövbeleri Allah kabul eder. Günahına gerçekten tövbe edebilen insan, muttaki insandır, cennet de muttakîler için hazırlanmıştır, (bk. Âl-i imrân, 133)
Sonuç olarak; insan günah işleyebilecek nitelikte yaratılmıştır. Bu sebeple peygamberler hariç bütün insanların az-çok günahı vardır. Ayet ve hadislerde günahlar küçük ve büyük olarak nitelenmiş, büyük günahlardan sakınıldığı takdirde, küçük günahların bağışlanacağı bildirilmiştir. Mümine düşen imanını korumak, farzları, sünnetleri, haramları, helalleri, küçük ve büyük günahları öğrenmek haram ve büyük günahlardan kaçınmak, bir günah işlediği zaman hemen tövbe etmektir.