Makale

Hz. Peygamber (S.A.S.) ve Çocuk

Hz. Peygamber (s.a.s.)
ve Çocuk

Bahattin AKBAŞ
Elmadağ Vaizi

Bugünün küçüğü, yarının büyüğüdür. Hepimiz çocuk olarak dünyaya gelir, daha sonra yetişkin hale geliriz. Bu nedenle çocuklar yarınlarımıza yön verecek ciğerparelerimiz, neşe dolu varlıklarımızdır.
Çocukların ellerinden tutmak, onları geleceğe hazırlamak en önemli hedeflerimizden biri olmalıdır.
Çocuklarına sahip çıkmayan, onları ihmal eden milletler bunun acısını çok acı bir şekilde hissederler. Hayat ağacının meyvesi olan çocuklarımızı geleceğe hazırlamalı, onları her yönden yetiştirmeye çalışmalıyız. Bu konuda alemlere rahmet sevgili Peygamberimizin ne gibi tavsiyeleri vardır? Kendisi çocuklara karşı nasıl davranmıştır?
Herşeyden önce bir rahmet elçisi olarak çocuklara, küçüklere merhameti tavsiye etmiştir. “Küçüğüne merhamet etmeyen, büyüğüne saygı duymayan bizden değildir.” aı Küçükler korunmaya, şefkat ve merhamete muhtaçtırlar. Bu devrede onların en çok ihtiyaç duyduğu şeyler merhamet, ilgi ve sevgidir. Bu konuda yine sevgili Peygamberimizin bir hatırasını nakledelim: “Bir gün Allah’ın elçisi; Hz. Ali’nin oğlu, (torunu) Hz. Hasan’ı öpüyordu. Yanında da Temim kabilesinin ileri gelenlerinden Akra b. Habis vardı.” Dedi ki; “Benim on çocuğum var, ancak hiçbirini öpmüş değilim. Bunun üzerine Hz. Peygamber, “Şu bir gerçektir ki merhamet etmeyene merhamet olunmaz. İnsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.” buyurdu.
Hz. Peygamber, çocukları sevmenin, onlara merhamet duyguları beslemenin yanında, bunu izhar etmenin gerektiği üzerinde durmuştur. Evlatlığı Usame bin Zeyd anlatır: “Allah’ın elçisi beni bir dizine, Hasan’ı diğer dizine oturtur ve bizi bağrına yaslayarak şöyle derdi, Allah’ım, bunlara rahmet ve mutluluk ihsan eyle! Ben bunların hayır ve mutluluklarını diliyorum” 2
Peygamberimizin çocuklarla çocuk olup, onlarla oynadığı görülmüştür. Ebu Hureyre rivayet etmektedir; “Şu iki kulağım duydu, şu iki gözüm gördü. Allah’ n elçisi Haşan veya Hüseyin’i iki eli ile ellerinden tutmuştu. Çocuğun ayakları kendisinin ayakları üzerindeydi.
- Çık, çık diyordu, çocuk, ayaklan Allah’ın elçisinin göğsüne basıncaya kadar tırmandı. Sonra çocuğu öptü ve şöyle dedi. Ey Allah’ım bunu sev çünkü ben bunu çok seviyorum” 3 Yine sevgili Peygamberimizin çocuklara olan sevgisini onları gördüğü zaman bineğinin . önüne veya arkasına almasında 4 görmek mümkündür.
Sevgi ile Terbiye
O, çocuklara karşı sevgi ve şefkat duygularının neredeyse silindiği cahiliyye toplumunda, çocuklara değer vermiş, onlara olan sevgisini davranışları ile göstermiş, böylece o topluma bir mesaj vermiştir.
Yolda karşılaştığı çocuklara selam verir, onların hal ve hatırını sorardı.5’ Çocukları okşayıp sırtına bindirmesi, bağrına basması, onlarla oyun oynayıp şakalaşması’6 O’nun çocuklara karşı nasıl bir tutum ve davranış sergilediği hakkında belli bir ipucu vermektedir. O, çocukların dili ile konuşmakta, onların dünyalarına girerek sevgi dolu bir yaklaşım sergilemekteydi. Rafi İbni Amri’l-Gıfari anlatıyor: “Henüz çocuk iken bir hurma ağacı taşlamıştım. Beni Rasûlüllah (s.a.s.)’e götürdüler. Şöyle buyurdu: Ey yavrucuğum; hurmayı niçin taşladın? Ben yemek için deyince Rasûlüllah: Yavrum bir daha hurmayı taşlama, altına düşenlerden ye” buyurdu. Sonra başımı okşadı. Allahım bu yavrunun karnını doyur diyerek dua etti.”7 Sevgili Peygamberimiz bırakın kızmayı, azarlamayı, önce çocuğa sevgi dolu ifadelerle yaklaşıp davranışının sebebini sormuştur. Daha sonra ona nasıl davranması gerektiğini bildirmiş, yol göstermiştir. Bu çok önemli bir terbiye şeklidir.
Ebu Seleme’nin oğlu Ömer (r.a.)’dan rivayete göre şöyle demiştir: “Ben Rasûlüllah (s.a.s.)’in terbiyesi altında bir çocuk idim. Yemek yerken elim yemek kabının her tarafında dolaşırdı. Rasûlüllah (s.a.s.) bana, ‘Ey oğul! yemeğe başlarken, Allah’ın adını an, sağ elinle ve sana yakın olan tarafından ye!’ buyurdu. Bundan sonra ben, her zaman besmele ile, sağ elimden ve önümden yedim.”8’ Rasûlüllah (s.a.s.)’in yaklaşımının ne kadar etkili ve olumlu olduğunu bu hadise ortaya koymaktadır.
Çocukların Hakları;
1. Güzel Ad Koyma: Doğan çocuğa güzel ad konulması hadislerde tavsiye edilmiştir. Hz. Peygamber kötü şeyler çağrıştıran adları duyduğunda bizzat kendisi y bunları değiştirerek güzel isimler koymuştur. Ayrıca “Siz kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız, öyleyse güzel isimler seçin”"0’ buyurmuştur.
2. Güzel Terbiye:
Çocuğu hayata hazırlamak, önce güzel ahlâk kazandırmak, temel dinî bilgileri öğrenmesini sağlamak ana babanın çocuğuna vereceği en güzel şeylerdir. Bu aynı zamanda çocuğun ana-babası üzerindeki haklarındandır. Ve ebeveynin görevidir. Sevgili Peygamberimiz: “Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakamaz”11" buyurmuştur.
3. Eşit Muamele:
Çocukları arasında ayırım gözetmemek ve adaletli davranmak gerekir. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz, “Çocuklarınızın arasında adil olunuz.” 1121 buyurmaktadır. Çocuklar arasında ayırım yapılması onların ruhlarında olumsuz etkiler bırakabilmektedir. Bu durum çocuğun kardeşlerini kıskanmasına veya aşağılık kompleksine kapılmasına yol açabilmektedir. Dolayısı ile ana-babaya düşen görev; sevgide, ilgi ve alâkada, diğer konularda adil olmaya çalışmaktır.
İbadete Alıştırmak
Ağaç yaşken eğilir, sözü hepimizin malumudur. Din duygusunun çok erken yaşlarda belirdiği "13 gerçeği de göz önünde bulundurularak, çocuklara dini alışkanlıkların kazandırılmasına çalışılmalıdır. Bu nedenledir ki Hz. Peygamber, “Çocuklarınıza 7 yaşına geldiklerinde namazı emredin” 14 buyurmuştur. Sahabeden Rubeyyi binti Muavviz bildirmiştir. “Aşure orucu çocuklara da tutturulur, onlar için renkli yünden oyuncaklar yapılır. Birisi yemek için ağladığında, bunlar verilerek, iftar vaktine kadar oynamaları sağlanırdı.”(15, Buna göre çocuğa küçük yaşlarda ibadet şuuru ve alışkanlığı kazandırılmaya çalışıldığı görülmektedir.
Hz. Peygamber, çocuklarına düşkün olan kadınları övmüş, her vesile ile onları çocuklarına karşı sevgi ve şefkatle davranmayı teşvik etmiştir. <16) Özellikle kız çocuklarına ayrı bir önem verdiğini, onların terbiyeleri hususunda dikkat edilmesini, kötü duygular beslenmemesini, hor ve hakir görülmemelerini, onlarda hoşa gitmeyecek taraflar olursa buna sabırla katlanılmasını tavsiye etmiştir. Çocuklarımız bizleıe bir lütf-u ilahi, yarınlarımızın güvencesidir. Hem kendimizi, hem de onları her türlü kötülüklerden, zararlı alışkanlıklarda koruyalım.

1- Tirmizi, Birr, 15, İbn Harıbel, Müsned, 257.
2- Zebidi, Tecrid Ter. XII, 127.
3- Buhari, el-Edebu’l-Müfred, I, 264. 285.
4- Müslim, VII, 335, Zebidi, Tecrid, X, 309.
5- Buhari, Edeb, 81, İsti’zan, 15, Müslim, Selam, 15.
6- Buhari, Fedailussahabe, 22, İbn Mace, Edeb, 3.
7- Ebu Davud, Cihad 85, İbn Mace, Ticaret, 67.
8- Buhari, Sahih, 2. Müslim, Sahih, Eşribe, 107. Müfred, II, 198, 187.
10- Ebu Davud, Edeb, 70.
11- Tirmizi, Birr, 33. İbn Hanbel 412.
12- Ebu Davud, Buyu, 83. Buhari, Hibe, 12,13 Müslim Hi- bat, 13.
13- Bilgin, Beyza, İslâm’da Çocuk, s.160.
14- Ebu Davud, Salat, 25, Tirmizi, Menakıb, 182.
15- Buhari, Savm, 47, Müslim, Siyam, 136.
16- T.D.V. İslâm Ansiklopedisi, III / 356, ilgili hadisler, Bkz. Buhari, Nikah, 12; İbn. Mace, Nikah, 62.