Makale

MİNİK ÇEVRECİ Evrim COŞAR: Bize yemyeşil ve temiz bir dünya bırakın.

RÖPORTAJ:

Alim Korkmaz

MİNİK ÇEVRECİ

EVRİM ÇOŞAR " Bize yemyeşil ve temiz bir dünya bırakın..."

Evrim COŞAR: 13 yaşında, Tire Şehit Albay A. Karaosmanoğlu Orta 2. sınıf öğrencisi. 4 yıldır çevre konusunda faaliyetlere katılıyor. Birçok ödül ve şiltlere sahip. Çevre konusunda sürekli yazıyor. Kendisi küçük, ama düşünce dünyası büyük Evrim’in görüşlerini sunuyoruz.

• Evrim nasıl çevreci olduğunu anlatır mısın bize?
• Önce insan için kendine verilen şeye sahip çıkmanın yaşı yoktur bence. Çevre hepimizin. Ama benim küçüklükten beri tabiata karşı çok ilgim vardır. İlkokul 4. sınıfta bir fıtık ameliyatı geçirdim. İstirahat döneminde TV. ve basından dikkatimi en çok çeken, en önemli konu dünyamızın kirlenmesi olmuştu. Neden biz de küçükler olarak şimdiden başlayarak çevremizi ve dünyamızı güzelleştirmeye, kirlenmeyi önlemeye katkıda bulunmayalım dedim. Arkadaşım Özlem Yeşil ile birlikte çalışmalara, Tire’nin tarihî, tabiî ve çevre güzelliklerinin korunması yö-nünde çalışmalara başladık.
• Çevre nedir ve nasıl kurtulur çevremiz?
• Çevre insanın yaşadığı, bütün ihtiyaçlarını karşıladığı, insanın dışında, hayvanların ve bitkilerin varolduğu ekolojik dengedir. İnsanın iç dünyasında güzellik, barış iyilik, yardımseverlik, saygı yoksa, dış çevresine de sahip çıkmayacaktır. Aksine çevreyi kirletecektir. Önce insanın iç dünyası, yani ruhu, eğitimle dış çevreyi korumada ve sahip çıkmada bir bilinçlenmeye götürür. Bir insan içiyle barışık değilse, çevresini sevmesini bekleyemezsiniz. Ağacı, çiçeği sevmesini bekleyemezsiniz.
• Teknoloji beraberinde kirlenmeyi getiriyor. Ancak teknolojiyi kullanan da insan.. Ama çevresine zarar vermeye devam ediyor.
• İşte sorun burada. Bilinçli ve sorumlu insan, işletmeci baca filitresi, arıtma tesisini de kurdurur fabrikasına. Para kazanacağım diyerek insanlara ve çevresine zarar vermemeli insan. Teknoloji kendisi ortaya koymuş filtreyi, arıtmayı. Önemli olan yine insan faktörü. Arıtma tesisleri yapılsaydı, bugün Menderes nehri ve Gediz nehrinin sularına akan atıklar zarar vermeyecekti.
• Büyüklerinden çevre konusunda neler istiyorsun?
• Çevre Bakanlığı kurulması çok önemli bir gelişme. Çevre Bakanımız Sayın Dûğan-can AKYÜREK Bey ile geçenlerde görüştüm, işin zor olduğunu, her türlü çalışmaya destek vereceğini ve hep yanımızda olacağını belirttiler. Ben yine de büyüklerimize bütün arkadaşlarım adına hatırlatıyorum: Bu dünya size atalarınızdan miras kalmadı. Onu çocuklarınızdan ödünç aldınız. Ödünç aldığınız bu dünyayı bize çiçeğiy-le, böceğiyle, yemyeşil bir tabiatıyla, tertemiz sularıyla geri vermek zorundasınız...
• Evrimciğim, çevre sorununu halletmiş bir Türkiyemiz nasıl olacaktır?
• Tertemiz havası, suyu, tabiatı ve çevresiyle, insanlarının güldüğü, birlik, dayanışma, barış içinde bilinçli bir hayat anlayışına erişmiş insanların yaşadığı bir Türkiye ve dünya istiyoruz...
• Çevre konusunda yapılanlar yeterli mi?
• Yeterli değil, kesinlikle. TV ve basına çok büyük iş düşüyor. Pembe Dizilerin yanında eğitici, uyarıcı yayınlar hiç yok gibi. Bir de bu işi hâlâ bir tepki zannedenler var. Biz büyüklerimizin yapması gerekenlere destek veriyoruz. Bakın, bazı büyüklerimizin kâğıt parçasını yırtıp, küçük küçük önümüze atıp, "Toplayın bakalım çevreciler" diyerek alaya almalarına bir anlam veremiyoruz.
• Ülkemizin en genç çevrecisi olarak, bilinçlenmede aile eğitiminin önemi nedir sizce?
• Bilinçsiz insan, her konuda bilinçsiz oluyor. Yani otobüste büyüğüne yer vermeyen bir insan, bilinçsiz değil de nedir? Aile ve din insanlar için, özellikle Türk toplumu için çok önemli bir olgu. Bu yönden din adamları da çok önemli Türk toplumu için. Kuran-ı Kerim’de, Peygamberimizin hayatı ile çevreyi ve insan faktörünü birarada görürüz. İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, tabiat sevgisi ve eğitim, aile hep içice. Sanıyorum bunları okumak, bunlardan yararlanmak yeterli ola-caktır. Hatta artacaktır.
Minik Çevreci Evrim Coşar ile sohbetimizin sonunda, onun hiç unutamadığını söylediği bir tarihî olayı aktaralım size. Ebu Hureyre, bir gün uykudan uyandığında cüppesinin ucunda bir kedi-nin uyuduğunu görür. Kediyi uyandırmak istemez. Cebinden çıkardığı bıçağıyla cübbesinin kedinin uyuduğu bölümünü keserek kalkar gider. Kedi ise hâlâ mışıl mışıl uyumaktadır. Bu yüzden kendisi hayvan sevgisine örnek bu hareketinden sonra, "Kedi babası" anlamına gelen, Ebu Hureyre diye çağrılır...