Makale

Editörden

Editörden

Merhaba

İslâm, yaratılanlar içerisinde insanı en kıymetli mevkiye yerleştiren ve kulluğu da yalnız Allah’a hasreden ilahi bir dindir. İslâm’a göre, yaratılan her şey insanın hizmetine sunulmuştur.
İnsanı merkeze alan ve onun yalnızca dünyadaki mutluluğunu hedefleyen pek çok sistemin aksine, İslâm kişinin hem dünyasını hem de ebedî hayat olarak vasıflandırdığı ahiretini mamur etmeyi hedeflemiştir. Bu çerçevede din, kişileri sonsuz mutluluk yurdu olan cennete götüren yolları öğretme yanında, kişinin dünyaya bakışına yön vermek, hakkı batıldan, hayırlı olanı şerden, güzeli çirkinden ayırt edebilmesine rehberlik etmek için de vardır. Bu yüzden din, hayatı anlamlandırmada oldukça aktif bir rol oynar.
Dünya ve nimetlerinden ötesini görmeyen, ahireti adeta yok sayarcasına her şeyi bu dünya ile sınırlı gören düşünce tarzı (dünyevileşme) ne yazık ki, bugün de bir kültür olarak insanlığa empoze edilmekte, “dünya hayatından ötesi yoktur” şeklindeki bu inanç, geçmişte olduğu gibi günümüzde de varlığını güçlü bir şekilde hissettirmektedir. İnsanın kutsalla olan bağını koparmasından kaynaklanan bu hayat tarzı, İnsanlık için bir dizi felaketi de beraberinde getirmekte, dinin öğütlediği yardımlaşma, kaynaşma, paylaşma gibi erdemleri hayattan soyutlayarak insanın sömürülmesine, açlığa mahkum olmasına ve toplumsal dengenin bozulmasına sebep olmaktadır.
Dünyevileşmenin tahrip edici ve değer yıkıcı özelliği karşısında din, insanın orta yolu bulmasını sağlayan, dünya ve ahiret arasındaki dengeyi korumasını öngören, “değer koruyucu”, İnsanî ve ahlakî erdemleri “imar edici” bir rol üstlenmektedir. İslam 11 dininde, ne dünya ahiretin, ne de ahiret dünyanın alternatifidir. Bu ikisini birbirinden ayırmak, bedenle ruhu birbirinden ayırmak gibidir. Dünya, ahirete açılan bir kapı ve insanların yaptıklarıyla sınanacağı bir imtihan meydanı, ahiret ise insanın dünya hayatında yaptıklarının karşılığını bulacağı sonsuz hayatıdır.
Modem hayatın sıkıntıları ve dünyevileşmenin getirdiği manevî buhran arasında sıkışıp kalan günümüz insanına, dinimizin sağladığı huzur ikliminin bir çıkış yolu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Dergimizin bu sayısında, dünya ahiret dengesini ’ ortaya koyan, sağlamlaştıran, okuyucularımıza yeni ufuklar açacak nitelikte makaleler bulacaksınız.
Yoğun ilgi gören ve oldukça olumlu tepkiler aldığımız bir önceki sayımızla ilgili görüşlerini bizlerle paylaşan okurlarımıza teşekkür ediyoruz.
Yeni sayımızda buluşmak üzere hoşça kalınız.
Dr. Yüksel Salman