Makale

Firavun’un Sarayında Bir Musa, Mısır’da bir Yusuf Olabilmek

Firavun’un Sarayında Bir Musa, Mısır’da bir Yusuf Olabilmek

Sacid Ekerim
Bolu İl Müftü Yrd.

Kur’an kendini gereği gibi okuyanlara hep gerçek bir mürşit olmuştur. Aydınlık ikliminde nice karanlık ruhları billur tanelerine dönüştürdüğüne tarih şahittir. Yeter ki insan sırtını dönmesin ona. Yeter ki kişi sevgiyle açılsın Kur’an’ın iklimine.
Bir bakabilsek hayretle kutsal hazineler ambarı olan Kur’an’a, ilk kez tanışıyor gibi; açsa bize esrarını ah keşke! Bize hayatı öğretti sözlerin en güzeli olan Allah’ın sözü. Anlattığı her kıssada hayata yaşam veren enginlikler, efsunlar var. Gelin birkaç dersi Allah’ın kitabından beraberce alalım.
Kur’an, Hazreti Yakub’un oğullarına olan sevgisini anlatırken evlatları ayırt etmeden sevmeyi, hata işleseler bile affetmeyi, hasretlere imandan alınan güçle dayanmayı ders veriyordu bize. (Yusuf, 12 /5-14.)
Yusuf peygamberi anlatırken sabrın her sıkıntıyı ortadan kaldıran bir deva olduğunu, sabrın bir tembellik olmadığını bütün dünyaya ispat ediyordu. Yusuf (a.s.) bir peygamberdi. Onun elinde zindan, mana güllerinin yetiştiği bir gül bahçesine dönüşmüştü. (Yusuf, 12 /36-41.) Biliyordu Yusuf (a.s.) zulme uğramıştı. Sabrediyor, ecrini Allah’tan bekliyordu. Ama asla boş durmuyor zindanı bir iman üniversitesine çevirmenin yollarını arıyordu. O biliyordu ki insanlar zulüm etse bile adalet muhakkak tecelli edecektir.
Firavun’un karısı Asiye Hanım’dan Kur’an bahseder. Kocasıyla imtihan olan kadın portresini en iyi tarzda ortaya koyar. Asiye Hanım sabır içerisinde dayanır. Allah sabredenlerle beraberdir, kocasının işkencelerinden onu korur. Anlatılmak istenen bir gerçek vardır herkes birbiriyle imtihan ediliyor. Eşler, evlatlar, babalar, komşular vb. iyiler ortaya çıksın diye.
Hazreti İbrahim kıssasında ise babasıyla, amcasıyla imtihan olunan bir evlat. Sevgiyle davet, buna karşılık hiddet, şikâyet ve şekavet. Sonuçta ebedî cehennemle müjdelenmek. (En’âm, 6/74.)
Kur’an’ın bir tek muhatabı var ey insan; sensin o ve senin gibi şuuru olanlar. Yusuf (a.s.), Yakup (a.s.), İbrahim (a.s.), Lut (a.s.), Asiye (r.a.) ve zalim Firavun hepsi birer insan.
Kur’an geçmişi anlatırken dahi geleceği inşa etmektedir. Asırlar geçtikçe gençleştiğini insana böylece ispat eder. Zaman eskise de oynanan roller değişmemektedir. Kur’an-ı Kerim bizim önümüze iyilikte zirve olan büyüklerin hayatlarını koyar ki onlara özenip yollarında koşalım. Yine kötülükte zirve kişilerin acı sonlarını gözümüzün önüne serer ki şahsiyetimizi doğruluk üzerine bina edelim. Sözün özü Kur’an-ı Kerim’deki her kıssa bir gerçeği bize duyurmak için var. İnsan kendi seçimini kendi yapar. Ya kendine ya Hazreti Allah’a tapar.