Makale

Din Hizmetinde Madde Bağımlılığı ile Mücadele

Din Hizmetinde Madde Bağımlılığı ile Mücadele

İsmail Özgören
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

“İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyamet, 75/36.)
Sorumluluk sahibi insan, toplum içinde yaşayan bir varlıktır. Sorumluluk, önce kişinin kendisine karşı sorumluluğu ile başlar. Kendi sorumluluğunu bilen kişi, aile ve topluma karşı da sorumluluğunu bilir ve yerine getirir.
Madde bağımlılığını önlemede sadece kişinin değil, devletin, kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının da sorumlulukları vardır.
Başkanlığımız bu bağlamda, Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde kurulan TUBİM (Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi) çalışma gruplarına ve çalışma alanının belirlenmesi amacıyla talep azaltımı alanında yapılan çalışmalara, bağımlılık yapıcı madde, madde kullanımı ve bağımlılığı ile mücadelede din hizmetinin temel ilke ve hedefleri çerçevesinde katkıda bulunmaktadır.
Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı, yasal görevinin sınırları içerisinde kalarak günümüz insanlarının din hizmeti alanındaki talep ve ihtiyaçlarını karşılamayı, toplumsal huzur ve bütünleşmeyi, halkla iç içe olarak iyi ilişkiler geliştirmeyi, toplumun birlik ve beraberliğine katkı sağlamayı, toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede, dürüst, şeffaf, güvenilir, gelişime ve yeniliğe açık olmayı, toplumsal sorunlara duyarlı olmayı hedeflemektedir.
Toplumu din konusunda aydınlatırken dinin iki temel kaynağı olan Kur’an ve sünnete dayalı sağlam bilgiyi esas alıp, Müslümanların 14 asırlık dinî tecrübesini göz önünde bulundurarak, modern hayatı ve insanlığın ortak birikimini de göz ardı etmemektedir.
İslam dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütürken, engelli, kimsesiz, yaşlı, yoksul, hükümlü ve tutuklu gibi ilgi ve desteğe muhtaç vatandaşlarımızın yanında olmayı din hizmetinin ayrılmaz bir parçası kabul etmektedir.
Toplumda suç oranlarının arttığı, ahlaki değerlerde aşınmanın yaygınlaştığı, aile yapısında sıkıntıların yaşandığı, madde bağımlılığı ve zararlı alışkanlıklara ilginin çoğaldığı, sosyal dayanışma ve yardımlaşma duygusunun zayıfladığı günümüzde, sosyal ve kültürel içerikli din hizmeti vererek toplumu ahlaki olumsuzluklardan kurtarmayı hedeflemektedir.
Başkanlığın sosyal ve kültürel içerikli din hizmeti önemli ölçüde camilerde hutbe ve vaazlar, basılı, süreli, sesli, görsel yayınlarla, konferans, sempozyum, seminer, panel ve mahalli radyo ve TV’lerde düzenlenen dinî muhtevalı programlar yoluyla, yurt içinde ve yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı aydınlatma, özellikle gençlerimizi zararlı alışkanlıklardan sakınmaları konusunda yararlı bilgiler verdiği bilinmelidir.
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “İman müstesna, hiçbir kimseye sağlıktan daha hayırlı bir nimet verilmemiştir.” sözü bu anlamda biz Müslümanlar için çok önemlidir.
Çünkü dinimiz, “Dini, aklı, nefsi, nesli ve malı” muhafaza etmemizi ister. Buna rağmen genç ve yetişkinlerimizin birçoğu bu düşüncelerden uzak, sigara, alkol ve esrar gibi maddeleri kullanmaktadır. 2010 Türkiye Uyuşturucu Raporunda çok çarpıcı rakamlar karşımıza çıkmaktadır.
Raporda madde bağımlılığı kullanım oranlarına bakıldığında sigara kullanımı % 73 ile birinci, alkol kullanımı % 1,33 ile ikinci, esrar kullanımı % 0,29 ile üçüncü sırada gelmektedir.
Kişiyi madde kullanımına iten sebeplere baktığımızda ilk önce % 40,5 ile merak, % 23,6 ile arkadaş etkisi, % 15,2 ile aile sorunları, % 12,1 ile kişisel sorunlar ve diğer sorunlar görülüyor.
Bu maddelerin temin yoluna baktığımızda ilk sırada % 46,4 ile yabancılar, % 36,4 ile arkadaş, % 5,7 ile bireysel yetiştirme, % 3,9 ile bilinmeyen bir sebep, % 0,4 aile/akraba ve diğer sebeplerin yer aldığı bilinmektedir.
Kişiyi madde kullanımına iten sebeplere ve temin yollarına bakıldığında arkadaş ortamı ve aile ilişkileri ön plana çıkmaktadır. Bu anlamda Peygamber Efendimiz; “İyi arkadaş, misk taşıyan insana benzer. Misk taşıyan ya sana o kokudan hediye eder ya da ondan sana hoş kokular gelir. Kötü arkadaş ise körük çeken insana benzer. Körük çeken, ya sana kara bulaştırır ya da ondan sana pis dumanlar gelir.” (Buhari, Büyu, 38.) buyurarak, arkadaş seçiminin önemine vurgu yapmıştır.
Ailelerin bu konu üzerinde çok büyük sorumluluğu vardır. Toplumun temel çekirdeği olan aileler çocuklarını yetiştirirken örnek (rol model) olmalı, sevgi ve mutluluk ailede paylaşılmalı, çocukların arkadaş grupları iyi takip edilmeli, sosyokültürel alanlara sevk edilmeli, ergenlik ve gençlik dönemleri iyi takip edilmeli ve maneviyat güçlendirilmelidir.
Rabbimiz; “Nihayet o gün (mahşer günü) dünyada yararlandığınız nimetlerin hepsinden elbette hesaba çekileceksiniz.” (Tekasür, 102/8.) buyurarak, yanlış işler yapan ve bu işlere kalkışan kişilerin hesaba çekileceklerini bize haber vermektedir.
Hz. Ali (r.a.)’nin sözü, aile, kurumlar ve sivil toplum kuruluşları açısından çok önemlidir. “Evlatlarınızı devriniz için değil, onların devirleri için yetiştiriniz.” diyerek, dönemsel açıdan evlat yetiştirmenin önemine vurgu yapmıştır.
İnsanımızın yetişmesinde ve madde bağımlılığı ile mücadelede din görevlisinin büyük rolü olduğunu da biliyoruz.
2011 yılında Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sosyal ve Kültürel İçerikli Din Hizmetleri Daire Başkanlığının başlattığı ülkemiz genelinde vaiz, imam-hatip, müezzin-kayyım, Kur’an kursu öğreticilerine yönelik yapılan “Uyuşturucu ve Uyuşturucuya Karşı Din Görevlisinin Etkin Mücadelesi” seminerleri bunun bir göstergesidir. Yapılan seminerler ile din görevlilerinin, bulundukları ve yaşadıkları çevreye, ailelere, gençlere ve yetişkinlere, kısacası sosyal çevreye faydalı olmaları sağlanmaktadır.
Bu amaçla 2011 yılından bu yana ülkemiz genelinde 1095 din görevlisine, bu bataklıktan bir kişiyi kurtarmak bütün insanlığı kurtarmaktır düsturuyla hareket etmeleri için seminerler verilmiştir.