Makale

Editörden

Editörden

Yüce Allah insanı düşünen ve muhakeme yapabilen saygın bir varlık olarak yaratmış, yaratılanlar arasında insana üstün bir şeref ve itibar bahşetmiştir. Kur’an-ı Kerim, insanın mükerrem bir varlık olduğunu ifade etmiş (İsra, 17/70.), insanlar arasındaki üstünlük ölçüsü de Allah’ın emir ve yasaklarına uymada gösterilen hassasiyetle belirlenmiştir. (Hucurat, 49/13.) Hz. Peygamber, “Mümin onur ve kerem sahibidir.” (Ebu Davud, Edep, 5.) buyurarak, onur ve haysiyetin inanan insanın en belirgin vasıflarından biri olduğunu beyan etmiştir. Esasen bütün peygamberlerin onurlu mücadelesinin önemli bir parçasını insana bahşedilen şeref ve haysiyetin korunması oluşturmaktadır. Bu yüzden bütün ilahî dinlerde insanın din, can, akıl, nesil ve mal güvenliğini korumaya yönelik hükümler konulmuş ve insan haysiyetini zedeleyecek her türlü tutum ve davranış yasaklanmıştır.
Rabbimiz, insanı ilahî hitabına mazhar kılarak mükellefiyet yüklemiş ve iradesinde serbest bırakmıştır. Yüce Yaratıcının insana doğrudan hitabı bile onun mahlukat arasındaki değerinin en anlamlı göstergesidir. Kur’an-ı Kerim’de de insanın bazı zafiyetlerine dikkat çekilmekle birlikte, diğer canlılardan üstün kılındığı ve mükemmel yaratıldığı ifade edilmiştir. (Tin, 95/4.)
İnsanoğlu Yüce Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. (Bakara, 2/30.) Bu yüzden insan onuruna yakışır bir şekilde yaşayacağı ve huzur bulacağı bir dünyayı inşa etme gibi bir sorumluluğa sahiptir. Ne yazık ki tarih boyunca insanlığı hakka, adalete, insani ve ahlaki erdemlere çağıran rahmet elçilerine rağmen savaşlar, işkence, haksızlık ve esaret, kısacası insan haysiyetini çiğneyen tutum ve uygulamalar hiç eksik olmamıştır. Günümüzde de bu konuda yaşanan sorunların çözümüne ilişkin küresel çabalara karşın hâlâ istenilen bir noktaya gelinememiş olması üzücüdür.
Allah’ın insana bahşettiği şeref ve haysiyeti korumak, insan onurunu zedelemeye yönelik ihlaller ve bunlara karşı geliştirilen çözümler konusunda bugün nerede bulunduğumuzu ortaya koymak ve muhtemel olumsuzlukları ortadan kaldırabilmek adına, düşünce ve eylem planında neler yapılabileceğine dair mütevazı bir katkı sunabilmek amacıyla bu ayki gündem konumuzu ‘insan onuru’ merkezli belirledik.
Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, ‘onur’ kavramının insana özgü bir haslet olduğundan yola çıkarak mükerrem olmanın anlamını ayet ve hadisler ışığında bizimle paylaştı.
Dr. Yaşar Yiğit, “Temel Hak ve Hürriyetler Bağlamında İnsan Onuru” başlıklı yazısında; “Onuru yaşat ki insanlık yaşasın” söyleminden hareketle; insan hak ve özgürlüklerinin kaynağı olan bu değerin korunması ve saygı gösterilmesi gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Abdullah Kahraman, “Hz. Peygamber ve İnsan Onuru” yazısında; insan onur ve haysiyetinin korunması bağlamında insanlığa iftihar tablosu sunan Hz. Peygamber’in örnekliğinde konuyu ele aldı.
Prof. Dr. Musa Bilgiz, “Kadınlık Onuruna Dair” başlıklı yazısında İslam dininin, hiçbir ayırım yapmaksızın kadın ve erkeğe aynı statüde baktığını, kadının değerini yükselterek şerefini ve saygınlığını artırdığını ayet ve hadislerden yola çıkarak bizimle paylaştı.
Mukadder Arif Yüksel, ahlaki bir erdem olarak insanlık onurunun, her zaman ve zeminde korunması gerektiğine vurgu yaptı.
Dergi gündemimizle birlikte, Kutlu Doğum Haftası boyunca gerçekleştirilecek "Hz. Peygamber ve İnsan Onuru" başlıklı bütün faaliyetlerin bu konuda yeni bir duyarlılık oluşturmasını diliyorum. Bir sonraki sayıda buluşmak dileğiyle…