Makale

Hz. Zeyneb Bint Cahş'ın Hayatı

HZ. ZEYNEP BİNT CAHŞ’IN HAYATI

AYTEN KOÇ
Sivas İl Müftü Yardımcısı

Özet
Hz. Peygamber hukuki, sosyal ve dini gerekçelerle pek çok hanımla evlenmiştir. Biz bu makalemizde onun eşlerinden Zeynep bint Cahş’ın hayatını işleyeceğiz. Zeynep Bint Cahş gerek Zeyd b. Harise ile olan evliliği gerekse Hz. Peygamber’le olan evliliği sebebiyle dikkatleri üzerine çekmiş, bu konudaki tartışmalar günümüze kadar süregelmiştir. Hz. Zeynep sadece evlilikleriyle değil güzel ahlakı, cömertliği, takvasıyla kayda değer bir şahsiyettir. Bu sebeple makalemizde öncelikle onun kimliği, evlilikleri, ilgili ayetleri, rivayetleri ve bu konudaki tartışmaları konu aldık. Ayrıca evliliklerindeki hikmetlere de yer verdik. Son olarakta Hz. Zeynep’in erdemli kişiliğinden bahsettik.

Anahtar Kelimeler
Hz. Peygamber, Hz. Zeynep, Hz. Zeyd, Rivayetler, Müsteşrikler, Taberi, İbn Sad, İbn İshak, Elmalılı, Râzi, Mevdudi.

Abstract
Zaynab Bint Jahsh’s Life

Prophet Muhammad get married with lots of ladies because of judicial, social and religious justifications. We are going to discuss Zaynab Bint Jahsh’s Life , one of Prophet Muhammad’s wives, in this article. Zaynab Bint Jahsh attracted attention owing to her marriage which is with both Zayd ibn Haritha and Prophet Muhammad and arguments on this topic have continued so far now. Zaynap is so precious with not only her marriages but also her pretty morals, generosity and godliness. For this reason, firstly we mentioned her identification, marriages, related verses of the Koran, reports and arguments on this topic. In addition we discussed wisdoms of her marriages. And lastly we talked about Zaynap’s virtuous personality.

Key Words
Prophet Muhammad, Zaynap, Zayd, Reports, Orientalists, Tabari, Ibn Sa’d, Ibn Ishaq, Elmalılı, Razi, Medudi,
1. Hz. Zeynep’in Kimliği

Hz. Zeynep peygamberlikten 20 yıl önce Mekke’de 588 yılında dünyaya gelmiştir. İlk iman edenlerdendir. Asıl adı Berre idi. Resulullah (s.a.v) onu Zeynep olarak değiştirmiştir. Babası Benî Esed kabilesinden olup Mekke’ye dışardan gelip yerleşen Burre, annesi Peygamberimiz’in halası Umeyye Bint Abdulmuttalip’tir. Aynı zamanda meşhur sahabilerden, Uhud’un kahramanlarından Abdullah b. Cahş’ın kız kardeşidir. En asil arap kadınlarından olup, Mekke’den Medine’ye ilk hicret edenler arasında yer almıştır. Medine’ye hicret ettiğinde bekar olan Hz. Zeynep hicretin beşinci yılında Hz. Peygamber’le evlenmiştir.

Zeynep bint Cahş hicrî 20. yılda 53 yaşında iken Medine’de vefat etmiştir. Resulullah’ın vefatından sonra ona kavuşan ilk hanımıdır. Cenaze namazını Hz. Ömer kıldırmıştır. Cennetü’l Baki mezarlığına defnedilmiştir.

Zeynep bint Cahş’tan on bir hadis rivayet edilmiştir. Bunların ikisinde Buhari ve Müslim ittifak etmişlerdir.

2. Hz. Zeynep’in Zeyd ile Evliliği

Hz.. Zeynep validemizin ilk evliliği Zeyd (r.a) iledir. Zeyd (r.a) cahiliye döneminde evine baskın yapılarak esir alınmış, daha sonra da Mekke’de Ukaz Panayırı’na getirilerek satılığa çıkarılmış. Hz. Hatice’de onu satın alarak Resulullah’a hediye etmiştir. Daha sonra Zeyd’in Mekke’de olduğu haberini alan amcası ve babası, Zeyd’in fidyesini hazır ederek oğullarını almak üzere Resulullah’ın yanına varıp durumu izah etmişlerdir. Bunun üzerine Hz. Peygamber: “Haydin çağırın Zeyd’i de muhayyer bırakın. Eğer sizi tercih ederse fidyesiz sizin olsun. Yok eğer beni tercih ederse vallahi ben beni tercih edene karşı fidyeyi tercih etmem” buyurdu. Zeyd: “Ben bu zattan öyle şeyler gördüm ki ona karşı hiç kimseyi tercih edemem” diye cevap vermiştir. Resulullah bunu görünce Zeyd’i Hicr denilen yere çıkararak şöyle buyurdu : “Şahit olun Zeyd benim oğlumdur, bana varis olacak ben de ona varis olacağım”. Bunu gören babası ve amcası da gönülleri hoş olarak ayrıldılar.

Zeyd ile Allah Resulü arasında sıkı bir sevgi bağı bulunmaktadır. Öyle bir sevgi bağı ki; ana, baba, akraba memleket sevgisini tercih ettirecek bir bağlılık. Hz. Aişe (r.a) dan gelen bir rivayet buna işaret etmektedir. Bir defasında Zeyd bin Harise Medine’ye geldiğinde bizi ziyarete geldi. Resulullah benim odamdaydı. Kapıyı çaldığında Resulullah kalkıp kapıyı açtı onan sarıldı ve onu öpüverdi” Hz. Peygamber’in Zeyd’e olan bağlılığını şu şekilde ifade etmiştir. “O (Zeyd) gerçekten kumandanlığa layıktır ve gerçekten O, en çok sevdiklerimdendir. Hz Ömer’de Zeyd’in Hz. Peygamber (s.a.v) yanında kendisinden daha sevgili olduğunu ifade etmiştir.
Zeynep yakın akrabası olması hasebiyle Hz. Peygamber’in çok iyi bildiği ve tanıdığı birisiydi. Evlilik çağı gelince de onu çok değer verdiği ve evladı mesabesinde gördüğü Zeyd’e istedi. Zeynep ve kardeşi Abdullah bin Cahş soylu hür bir kadının bir azatlı ile evlenmesini hoş karşılamadılar. İkisi de dayızadeleri olan Allah’ın Resulü’ne böyle birinin kendilerine uygun olup olmayacağını sordular. Onlara göre eşraftan birinin kızı azat edilmiş de olsa bir köle ile evlenemezdi. Zeynep daha da ileri giderek “ ben onunla hiç bir şekilde evlenemem dedi”. Aslında Zeynep’in ailesi kızlarını Resulullah’a vermek istiyorlardı. İstenen kişi başkası olunca başlangıçta haklı olarak öyle bir tereddütle karşı karşıya kaldılar.
Resulullah Zeyd’in kendi katındaki ve İslam’daki değerini, ana ve baba tarafından soylu bir arap olduğunu anlattı. Ancak onlar Resulullah’a olan derin sevgilerine ve ona itaat etmeye son derece dikkat etmelerine rağmen bu izdivacı hoş karşılamadılar. Bunun üzerine Ahzab suresi 36. âyet indi. “Allah ve Resulü bir işe hükmettiği zaman mümin erkekle mümin kadın için işlerinde kendilerine seçme hakkı yoktur. Kim Allah’a ve Resulü’ne isyan ederse muhakkak ki o apaçık bir sapıklıkla yolunu sapıtmıştır.” Zeynep Allah ve Resulü’nün emrine itaat etmiş olmak İslam’ın ‘İnsanlar arasındaki üstünlük sadece takva iledir’ prensibini tatbik etmek için Zeyd ile evlenmeye razı oldu. Fakat bu evlilik pek iyi işleyen bir seyir takip etmedi. Bu sebeple ancak bir sene kadar devam etti. Bununla beraber İslam’ın yerleştirmek istediği eşitlik ve adalet anlayışı artı kök salmış ve örnek bulmuş oluyordu. Bununla beraber bu evlilik hayatı ikisine de mutluluk getirmedi. Çünkü Zeynep dindar ve Allah’tan korkan bir kadın olmasına rağmen sülalesi, güzelliği ve asaleti ile iftihar ediyor, azatlı bir köle olan kocasına iğneleyici sözler söyleyip tepeden bakıyordu. O akrabasının evine bir köle olarak giren bir azatlının nikahı altında bulunmayı bir türlü hazmedemiyordu. Bu sebeple de her fırsatta kocasının kalbini kırıyordu. Zeyd artık buna dayanamadı. Hz. Peygamber’e müracaatla karısını boşamak istediğini bildirdi. Resulullah bu durumdan çok müteessir oldu. Çünkü evlenmelerini bizzat kendisi istemişti. Bu sebeple her defasında Allah katında helallerin en çirkini boşamadır diyerek Allah’tan kork karını boşama.”diyordu. Bu durum Ahzab suresi 37. ayeti kerimesinde şu şekilde açıklanmaktadır: “Bir zamanlar Allah’ın kendisine (hayat ve hidayet gibi çeşitli nimetlerle) nimet verdiği, senin de kendisine (özgürlüğüne kavuşturma ve yanında yakın bir dostluk kurmak suretiyle) nimet verdiğin kimseye “Allah’tan kork ve eşini tut” diyordun. İnsanlardan korkarak Allah’ın açığa vuracağını içinde gizliyordun. Halbuki Allah kendisinden korkulmaya en layık olandır.” Buna rağmen bu evlilik yürümedi ve Zeyd karısını boşamak zorunda kaldı. Böylece Zeynep bint Cahş serbest kalmış oldu.

3. Hz Zeynep’in Hz. Peygamber’le Evlenmesi

Zeyd eşini boşadıktan sonra gelen bir vahiy Resulullah’ın Zeynep ile evlendirildiğini ve öteden beri devam eden bir cahiliye geleneğinin ortadan kaldırıldığını haber vermektedir.

“Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki evlâtlıkları, karılarıyla ilişkilerini kestiklerinde (o kadınlarla evlenmek isterlerse) müminlere bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir.”

Bu ayetin nazil olmasından sonra hicretin 5. yılında Zeynep 35 yaşında iken Efendimiz ile semavî bir akitle evlenmiştir. Hz. Peygamber Zeynep bint Cahş’ın düğününde hiçbir hanımı için yapmadığı büyük bir ziyafet vermiştir. Bu düğün yemeğinden sonra hiceb ayeti nazil olmuştur.
Hz. Zeynep Resulullah’ın diğer hanımlarına karşı övünür ve “Sizi peygamberle aileleriniz evlendirdi. Halbuki beni yedi kat göklerin üstünden yüce Allah evlendirdi.” diyordu. İbn Kesir’in naklettiği bir habere göre Zeynep Hz. Peygamber’e: “Diğer hanımlarının sana karşı nazlanamayacağı üç şeyle nazlanabilirim” demiş. Bunlar:
1. Senin dedenle benim dedem aynı kişi Abdulmuttalip’tir.
2. Beni sana nikahlayan Allah’tır.
3. Aradaki elçi Cebrail (a.s)’dır.

Hz. Aişe bu sebeple onu kıskanmaktan kendini alamamıştır. Hatta “Allah’ın ona yaptığı ikramdan dolayı bize karşı üstünlük taslar demiştim diyen Hz. Aişe bu hareket ve davranışında yanılmamış görünmektedir. Zira bizzat Zeynep Hz. Peygamber’in huzurunda “Ya Resulullah, Allah’a yemin ederim ki, ben senin diğer eşlerinden biri gibi değilim. Onları babaları, kardeşleri veya aileleri evlendirdi. Benden başka Allah’ın gökte de seninle evlendirdiği var mıdır?” diye soruyordu . Keza İbn Sa’d’de bulunan başka bir habere göre Hz. Ümmü Seleme’nin kızı Zeynep, annesinin Zeynep bint Cahş’tan bahsederken ona rahmet okuduğunu, Hz. Aişe ile onun arasında meydana gelen bazı hadiselere değindiğini söyleyerek şöyle der: “Zeynep dedi ki, ‘Vallahi ben peygamberin diğer kadınları gibi değilim. Onlar mehirle evlendiler. Onları akrabaları evlendirdi. Beni ise Allah kendi elçisi ile evlendirdi.’ Ümmü Seleme dedi ki, ‘ Peygamber onu severdi. O Saliha çokça namaz kılan oruç tutan sadaka veren bir kadındı.’ ”
Resulullah ile evlendiğinde yaşı otuz beştir. Hz. Peygamber’in yaşı ise elli sekizdir. Evlilik hayatları altı yıl kadar sürmüştür.

4. Kur’ân-ı Kerim’de Zeynep Bint Cahş’ın Evliliklerini Konu Edinen Ayetler

Zeynep’in evliliklerini konu edinen ayetler, Ahzab suresi 36 ve 37. ayetlerdir. 38, 39 ve 40. ayetler bu sürecin bir devamı ve tamamlayıcısı olduğundan konuyla ilgili ayetler kapsamına alınmaktadır. Birinci ayetin (36. ayet), Resulullah’ın Zeynep’i Zeyd ile evlendirmek istemesi ve Zeynep’in soyluluk ve güzelliğini ileri sürerek reddetmesi üzerine nazil olduğu kabul edilmektedir. İkinci âyet (37.ayet), Zeyd’in Zeynep ile birlikte mutsuz geçen evliliğini sona erdirme isteğini Resulullah’a iletmesinden, Resulullah’ın Zeynep ile evlenmesine kadar geçen süreci konu edinmektedir. Üçüncü âyet (38.ayet) ve devamında ise tüm bu uygulamaların bir bakıma Allah’ın emir ve iradesi doğrultusunda gerçekleştiğine vurgu yapılmaktadır. Aynı zamanda olası dedikodulara da cevap verilmektedir.

Söz konusu ayetlerin mealleri şu şekilde verilmektedir.

1- “Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”

2- “Allah’ın nimet verdiği ve senin de nimetlendirdiğin kimseye: «Eşini bırakma, Allah’tan sakın» diyor, Allah’ın açığa vuracağı şeyi içinde saklıyordun. İnsanlardan çekiniyordun; oysa Allah’tan çekinmen daha uygundu. Sonunda Zeyd eşiyle ilgisini kestiğinde onu seninle evlendirdik, ki evlatlıkları eşleriyle ilgilerini kestiklerinde onlarla evlenmek konusunda müminlere bir sorumluluk olmadığı bilinsin. Allah’ın buyruğu yerine gelecektir.”
3- “Allah’ın Peygamber’e farz kıldığı şeylerde ona bir güçlük yoktur. Bu, Allah’ın öteden beri, gelmiş geçmişlere uyguladığı yasasıdır. Allah’ın emri şüphesiz gereği gibi yerine gelecektir.”
4- “O peygamberler ki Allah’ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah’tan korkarlar ve O’ndan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter.”
5- “Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah’ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

5. Hz. Zeynep’in Evlilikleri ile İlgili Rivayetler

Zeynep bint Cahş, Hz. Peygamber’in hanımları arasında hakkında İslam düşmanları ve bilhassa Hristiyanlar tarafından en fazla gürültü koparılanıdır. Onun gerek ilk evliliği gerekse ikinci evliliği, farklı çevrelerce değişik şekillerde yorumlanmış ve daima gündemde kalmıştır. Bu konu ile ilgili farklı rivayetler olmakla birlikte, birkaç tanesini zikredelim.

1. İbn İshak: “Bize Yunus, Şabi’nin mevlası Ebu Selemetu’l Hemedani’den o da Şabi’den naklederek haber verdi : Zeyd bin Harise hasta idi. Resulullah (s.a.v) onu ziyaret etmek üzere evine gitti, o sırada hanımı Zeynep bint Cahş Zeyd’in başucunda oturmakta idi . Zeynep bir kısım işleri için kalktığında Resulullah (s.a.s) ona baktığında ‘gözleri ve gönülleri evirip çeviren Allah ne yücedir.’ dedi. Bunun üzerine Zeyd ‘onu senin için boşayayım Ya Resulullah dedi. Resulullah’ta ‘hayır’ dedi. Ve Allah Teala ‘sen, senin ve benim kendisine iyilik ve ikramda bulunduğumuz kişiye Allah’tan kork eşini tut dediğinde…’den Allah’ın işi olmuş gibidir’e kadar indirdi.”

2. İbn Sad: “ Bize Muhammed b. Ömer haber verdi. Dedi ki, bana Abdullah b. Amir el-Eslemi, Muhammed b. Yahya b. Hibban’dan naklederek anlattı. Resulullah Zeyd’i sorarak evine geldi. Muhtemelen Zeyd’i arayıp bulamamıştı. O zamanlar Zeyd’e Zeyd b. Muhammed deniliyordu. ‘Zeyd nerede?’ dedi ve onu sorarak evine geldi. Zeyd evde olmadığında eşi Zeynep ev elbisesi içerisinde onu karşıladı. Resulullah onu görünce yüzünü çevirdi. Zeynep: ‘Anam babam sana feda olsun Ya Resulullah, O (Zeyd) burada yok, buyur gir’ dedi. Resulullah içeri girmedi. Zeynep kendisine Resulullah kapıda denildiğinde acele ile elbiselerini giymişti. Resulullah’ın hoşuna gitti. Ve Resulullah sadece ‘kalpleri evirip çeviren Allah ne yücedir’ kısmı anlaşılan bir şeyler mırıldandı.

3. Taberi: “ Bana Yunus anlattı dedi ki, bana İbn Vehb, İbn Zeyd’in şöyle dediğini haber verdi: “Resulullah Zeyd b. Harise’yi halasının kızı Zeynep bint Cahş ile evlendirmişti. Bir gün Resulullah Zeyd’i aramaya çıktı. Zeyd’in kapısında bir örtü vardı. Rüzgâr örtüyü kaldırdı. Zeynep açılmış halde odasında idi. Resulullah onun güzelliğinden etkilendi. Durum böyle olunca öteki (Zeyd) bundan hoşlanmadı ve Resulullah’a gelerek eşinden ayrılmak istediğini söyledi. Resulullah, ‘hayırdır bir şeyden mi şüphelendin’ diye sordu. (Zeyd) ‘Hayır Ya Resulullah hiçbir şüpheye düşmedim ve ondan hayırdan başka bir şey de görmedim.’ dedi. Bunun üzerine Resulullah ona; ‘Eşini tut ve Allah’tan kork’ dedi. İşte Allah’ın; ‘Allah’ın açığa çıkaracağını gizleyerek Allah’ın ve senin kendisine nimet verdiğin kimseye ‘Allahtan kork ve eşini tut dediğin zaman’ sözünün konusu budur. ‘İçinde gizlediği şey’ Zeyd boşadığı takdirde kendisinin Zeynep ile evleneceğini bilmesidir.’.
6. Rivayetlerin Değerlendirilmesi

Klasik dönem müfessirlerinden Zemahşeri Hz. Peygamber’in ‘içinde gizlediği şey’ ile ilgili olarak kalbinin Zeynep’e bağlanması, Zeyd’in ondan ayrılmasını istemesi, Zeyd’den ayrılacağını ve kendisinin onunla evleneceğini bilmesi gibi farklı şekillerde yorumlamış bunların hiç birini diğerine tercih etmemiştir.

Râzi, ilgili ayetleri daha çok peygamberlerin ismet sıfatı çerçevesinde değerlendirmektedir. Allah’ın Hz. Peygamber’i azarlamadığından, onu isyan ve hatasının söz konusu edilmediğinden hareketle böyle bir olayın Resulullah’tan sadır olmadığını savunmaktadır. Râzi, Hz. Peygamber’in münafıkların dedikodularından çekinerek Zeynep’le evlenme konusunda ihtiyatlı davrandığını ancak bir takım sosyal düzenlemeler kaçınılmaz olduğunda Allah tarafından Zeynep’le evlenmesi istendiğini ifade etmektedir.

Kurtubi, Resulullah’a aşk, muhabbet gibi isnatlarda bulunmanın hayasız kimselerin uydurması olduğunu ifade etmektedir. Ona göre ayetlerin lafzında böyle bir sonuç çıkarmak imkânsız olduğu gibi Resulullah’ın konumu ve ismeti de buna müsait değildir.

Çağdaş dönem müfessirlerinden Elmalılı, yaratıcının yaratıcılık gücünü tesbih ve tenzih ile ilan etmekte peygamberlerin ismet özelliğine aykırı hiçbir durum olmadığını, bu hikayenin aslında olmuş olmasını varsaymakta bir sakınca olmadığını ifade etmektedir. Ayrıca Elmalılı rivayeti hadis ilmi bakımından gerçekten olmuş bir olay olarak görmemektedir.

Seyyid Kutup, 37. ayette geçen ‘içinde gizlediğin şey’ ifadesini; “Allah’ın daha önce Resulullah’a ilham yoluyla Zeynep ile evleneceğini bildirdiği dolayısıyla Resulullah’ın ‘gizlediği şey’in bu ilham olduğu şeklinde anlamaktadır.”

Mevdudi konu ile ilgili dedikoduların münafık, Yahudi ve Hristiyanlar tarafından Peygamber’in yaşadığı dönemde tedavüle çıkması üzerine ilgili ayetlerin nazil olduğunu ifade eder. Ona göre hem onlara cevap hem de Müslümanlara menfi propagandalardan korumak için bu ayetler nazil olmuştur.
Mevdudi, Zeynep ile Zeyd arasındaki geçimsizlik ve evlatların eşleri konusundaki, bir kısım hukuki nedenlerle Allah, Peygamberi’ne Zeynep ile evleneceğini ilham etmişti. Resulullah, çevrenin dedikodularını tahmin ettiğinden bu evliliği yapmaktan çekiniyordu. Resulullah, bu imtihana müptela olmamak için, Zeyd’in eşini boşamamasını öneriyordu. Onun gizlediği şey bu ağır imtihan idi. Ayrıca ‘biz onu sana nikahladık’ ifadesinin Resulullah (s.a.v) Zeynep ile kişisel arzusu ile değil bizzat Allah’ın iradesi ile evlendiğinin önemli kanıtlarından biri olduğuna vurgu yapar.

Konu üzerinde yorum yapan müsteşriklerin bir kısmı ön yargısız bir şekilde bilim ve aklın verilerine uygun olarak rivayetlere ilişkin münsif değerlendirmeler yaparken, diğer bir kısmı rivayetleri bir çamur atma aracı olarak görerek tüm ön yargı ve düşmanlıklarını bunların üzerinde yoğunlaştırmaktadır.

Gerçekten de rivayetlere baktığımızda pek çok yönden tezatlar içerdiğini görmekteyiz:

1. İlk olarak Allah Resulü Hz. Zeynep’i ilk defa görüyor değildi ki, hemen görür görmez ona âşık olsun. Küçüklüğünden beri onun gözünün önünde büyümüş, onun her haline şahit olmuştur. Çünkü Zeynep halasının kızıdır. Resulullah’ın o eve girmesinde hiçbir sakınca yoktur; henüz tesettür emri de gelmediği için, onu gayet iyi tanımaktadır. Durum böyleyken, gördü de ona hemen ona âşık oldu şeklindeki bir yaklaşım kendi kendini yalanlamaktan ibarettir.
2. Şayet Allah Resulü’nün ona karşı en ufak bir meyli olsaydı, ilk önce kendisine nikâhlardı.
3. Hz. Peygamber’in Zeynep’i boşatıp kendine alması da mümkün değildi. Zira o gün için hakim olan örfe göre Zeynep, Resulullah’ın oğulluğundan boşanmış kadın sıfatıyla Peygamber’e düşmezdi.
4. Ahzab suresinin 37. ayetinde geçen ‘onu sana nikâhladık’ ifadesinden de anlaşıldığı üzere Allah Resulü’nün Hz. Zeynep’le evlenmesi tamamen emir gereğidir.

7. Evliliğin Hikmetleri

Hz. Zeynep’in Resulullah ile olan evliliğini anlayabilmek için tarihi ve sosyolojik bazı gerçekleri çok iyi bilmek gerekir. Aksi takdirde yanlış bir değerlendirme yapılmış olur. Gerçi bu anlayış bütün tarihi olaylar için geçerlidir. Fakat burada daha bir önem kazanmaktadır. Zira eskiden beri yerleşmiş olan ve nerede ise bir din haline gelmiş bulunan adetlerin kaldırılması söz konusu olmaktadır.

Bu evlilik vesilesiyle topluma bir takım yeni prensipler getirilmiş, öteden beri süregelen birtakım telakkiler kaldırılmış oluyordu. Bu evlilikte toplumda yaygın eski yanlışların düzeltilmesi ve yeni bir takım hükümlerin yerleştirilmesi gibi önemli hikmetler vardır.
Bu evliliğin taşıdığı hikmetleri şöyle sıralayabiliriz:

1. Öteden beri cahiliye döneminde, esir olan insanlara, ikinci sınıf insan olarak hor ve hakir olarak bakılırdı. Bu kişiler her ne kadar sonradan azat edilmiş dahi olsalar, konulan bu sınıf farkını aşamazlardı. Üstünlük ölçüsü olarak sadece takvayı ölçü alan İslam’ın böyle bir şeyi kabul etmesi beklenemezdi. Allah Resulü bu durumu başlangıçta sözleriyle vurgulamaya çalışmıştır. Ancak damarlara kadar işlemiş olan bu telakkiyi bir iki sözle çıkarıp atmak mümkün değildi. İşte bu noktada Allah Resulü, kendi yakın akrabasından başlamak üzere meseleye el attı. Halasının kızı Zeynep’i azatlısı Zeyd ile evlendirmekle esaretten kurtulan bir insanla hür ve asil birinin eşit olduğunu, dolayısıyla evlendirilmelerinde hiçbir sakınca olmadığını göstermiştir.
2. Resulullah Zeynep’le evlenmek suretiyle, oğulluğun boşadığı hanımla evlenilebileceğini ortaya koymuş, aksi yöndeki cahiliye anlayışını kökünden kaldırmıştır.
3. Bununla dinde olan küfüv meselesi gösterilmiş oluyordu. Güzellik, asalet, zenginlik, nesep vs. gözetilmeden yapılan bir evlilikten, güzel bir netice beklemek zordur. Zeynep validemiz her yönüyle Resulullah’a denk sayılırdı. Denklik yönüyle belki Zeyd ile aralarında farklılıklar vardı. İşte bununla gösterildi ki, evlenme hadiselerinde gözden ırak edilmemesi gereken bir hususta, eşler arasındaki bu denkliktir.
4. Bu evlilikle Zeynep’in zedelenen itibarı iade edilmiş oluyordu. Zira Resulullah daha önce azatlı bir köle ile evlenmiş olmanın Zeynep’e getirdiği ezikliği biliyordu. Onunla evlenmek suretiyle, arap ailelerinin en şereflilerinden birinin kızı olan Zeynep’in, köle ile evlenmekle zedelenmiş olan itibarı iade edilmiş olacaktı.
5.Yine bu evlilikte, İslam’ın temayüz ettiği eşitlik örneklerinden en yücesini de görmüş oluyoruz. Bu da, Arap’ın en şereflilerinden biri ve kendi halasının kızı olan Zeynep’i, azatlı bir köleyle evlendirip, boşadıktan sonra da onunla bizzat kendisinin evlenmesidir. Yani dünkü kölelerinden birinin eşi olan bir hanımla evlenme.

8. Hz. Zeynep’in Erdemli Kişiliği

Ümmü Seleme onun hakkında şöyle der; Peygamber onu severdi. O saliha, çokça namaz kılan, oruç tutan ve sadaka veren bir kadındı.
Zeynep bint Cahş’ın geliri senelik 12 bin dirhemdi. Fakat O, bunu alır almaz derhal fakir ve yetimlere dağıtırdı. Hatta onun bu parayı aldığı zaman ‘Ey Allah’ım! Gelecek yıl bu paraya ulaştırma. Çünkü o bir fitnedir.’ dediği rivayet edilmektedir. Hz. Ömer bu durumu öğrenince onun kapısı önünde durmuş içeriye selam göndererek: “Daha önce gönderdiğimi dağıttığını duydum. Bin dirhem daha gönderiyorum ki, onu elinde tutasın” demişti. Hz. Ömer bin dirhem daha gönderdi. Fakat o eskiden beri yaptığını aynen tekrarlamış ve elindekini dağıtmıştı.
O, ölmeden önce kendisi için kefenini hazırlamıştı. Hz. Ömer’de ona ikinci bir kefen gönderdi. Öldüğü zaman kendisinin hazırladığı kefen kız kardeşi Hamne tarafından sadaka olarak başkasına verildi.
Kendisi fakirlere, ihtiyaç içinde olanlara ve dullara çokça sadaka verirdi. Hz. Aişe’nin onun ölümü üzerine “övülmeye layık, çokça ibadet eden, yetim ve dulların sığınağı gitti.” dediği rivayet edilir.
Hz. Zeynep el işi yapan bir kadındı. Deriyi tabaklar, ondan deri eşya diker ve bunun gelirini Allah yolunda sarf ederdi. Bu gayretlerinin boşa gitmediği kısa bir müddet sonra anlaşıldı. Zira rivayete göre Resulullah vefatına yakın günlerinin birinde: “Bana en çabuk ve erken kavuşacak olanınız, kolu en uzun olanınızdır” buyurmuştur. Umre bint Abdirrahman Hz.Aişe’den şu rivayeti yapmaktadır: “Biz, Peygamber’den sonra herhangi birimizin evinde toplandığımız zaman kollarımızın uzunluğunu duvarda ölçerdik. Bu uygulama Zeynep bint Cahş’ın vefatına kadar devam etti. Zeynep kısa boylu bir kadındı. Allah kendisine rahmet eylesin, o bizim en uzunumuz değildi. Onun ölümü ile Peygamber’in ‘kolu uzun’ ifadesi ile ‘en çok sadaka veren’ demek istediğini anlamış olduk. Zeynep et işi yapan deri tabaklayan ve bunu da Allah yolunda tasadduk eden bir kadındı.
Hz. Peygamber bir gün Ömer (r.a)’e “Zeynep bint Cahş evvahedir” demişti. Bu esnada orada bulunan bir adam: ‘Ya Resulullah! Evvahe nedir?’ diye sordu. Bunun üzerine Allah’ın elçisi: “Allah’a karşı korkulu bir saygı duyan ve ona yönelip, yalvarandır.” demiştir.

Zeynep bint Cahş (r.a) ibadete düşkün takva sahibi çokça nafile namaz kılan, oruç tutan bir hanımdı. Enes b. Malik’ten rivayetle; “Peygamber mescide girdiğinde iki direk arasında bir ipin çakılmış olduğunu gördü. Bu ip nedir diye sorunca, Ashap: Bu Zeynep’in ipidir. Zeynep, namazda ayakta durmaktan yorulunca bu ipe tutunur. Bunun üzerine: ‘hayır, ibadette böyle güçlük olmaz bu ipi çözün, sizden biriniz zinde ve kuvvetli oldukça namazı ayakta kılsın, yorulunca da otursun” buyurdu.

Hz. Aişe’den gelen bir rivayette Hz. Zeynep’in takvası övülür: “Diyanette, takvada, doğru sözlülükte, sıla-i rahme riayet hususunda Zeynep derecesinde yüksek bir kadın görmedim.

Resulullah’ın eşleri ile Hz. Zeynep arasındaki kıskançlıklar, Hz. Zeynep’in İfk Hadisesi’nde Hz. Aişe hakkında doğruyu söylemesine engel olmamıştır. Hz. Peygamber bu olayla ilgili olarak onun görüşünü sorduğunda şu şekilde cevap vermiştir. “Ya Resulullah, ben işitmediğimi işittim demekten, görmediğimi gördüm demekten Allah’a sığınırım. Aişe hakkında vallahi hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu cevap hem Resulullah’ı hem de son derece mağdur bir durumda olan Hz. Aişe validemizi çok sevindirmişti.

Dindarlığı, çok sadaka vermesi, çok ibadet etmesi, ölümünden sonra Resulullah’a ilk kavuşan olması ve hatta nikâhının Allah tarafından kıyılmış olması onu diğer kadınlardan üstün kılmıştı. Hz. Zeynep Zeyd ile olan evliliği konusundaki ilahi iradeye teslimiyetiyle gerekse ibadete düşkünlüğü ve cömert kişiliğiyle günümüz hanımları için de güzel bir model teşkil etmektedir.

----------------------
Sahih-i Müslim: 3/ 1687, Hadis no:2142.
Hal tercemesi için bkz: Tabakatü’bnü Sa’d, el- İstiab, el- İsabe, Tehzibü’t-Tehzib, İbni Habib, el-Muhabber; 85, İbn Hişam: es-Sire; 4/398, es-Semt 107, Uyunu’l-Eser, 2/304.
İbn ishak, siretu İbn İshak, Tahkik: M.Hamidullah, Konya, 1981, 244.
İbn Sad,; et- Tabakat, VIII,110,111.
Ez-Zehebi, Siyer-u A’lamu’n-Nübela,II,218.
Tirmizi, Tefsir-u suretü Ahzab, 9,12.
Tirmizi; İsti’zan,40.
Buhari, fedail,17.
Tirmizi menakıb,46.
Suyuti, Esbabu’n-Nuzul, 234. Yazır Elmalılı Hamdi, Hak Dini Kur’ân Dili,VI,317.
Aişe Abdurrahman Bintü’ş-Şati, Rasulullahın Annesi ve Hanımları, Çev: İsmail Kaya, uysal kitabevi, I, 325.
Bu evlilik esnasındaki olaylar ve zeydin durumu hakkında geniş bilgi için bk. Ziya Kazıcı, Hz. Muhammedin eşleri ve Aile aile Hayatı; ist,, 19991, 233-235.
Ebu Davud, Talak, 3, İbn Mace, Talak, 1.
Ziya Kazıcı, Zeynep Bint Cahş maddesi, ŞİA, 357-359.
Ahzab 37.
Tecrid,II, h.no:1813.
Ziya Kazıcı, Zeynep Bint Cahş maddesi, ŞİA, 358.

İbn Kesir, el-Bidaye Ve’n-Nihaye, IV,148.
İbn Hacer, el-İsabe, IV,307.
İbn Sad,; et- Tabakat, VIII,102-103 İbn Hacer El- İsabe, IV,307.
İbn Sad et- Tabakat, VIII,103.
Mahmut Çınar, ‘Hz. Peygamber’in Zeynep Bint Cahş ile Evliliği etrafındaki Şüpheler’, Diyanet ilmi Dergi, C.43, Sayı1,s. 33,34.
İbn İshak Muhammed, Siretü İbn İshak (Tahk: Muhammed Hamidullah), Konya 1981/1401, 244.
İbn Sad, a.g.e.VIII,101.
Taberi, Muhammed b. Cerir, Camiu’l- Beyan an Te’vil-i a’yi’l- Kur’ân, Beyrut, 1408/1987,XX,10.
Zemahşeri, el- Keşşaf an Hakayikit-Tenzil ve uyun’il-ekavil fi vucuhit-te’vil, Beyrut, III, 262.
Râzi, İsmetü’l- enbiya, Beyrut, 1409,1988,129.
Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed el- Ensari, Muhtasar Tefsiru’l-Kurtubi, (ihts. Eş-Şeyh Muhammed Kerim Racih) Beyrut, 1406/1986, IV,140.
Yazır,Elmalılı Muhammed Hamdi, Hak Dini Kur’ân Dili, V,315.
Kutup, Seyyid, Fi- Zılâli’l-Kur’an, Beyrut, 1406/1986, V, 2864.
Mevdudi, Tefhimu’l-Kur’ân, (Çeviri: Heyet, İst., 1987,IV, 377.
Ayrıntılı bilgi için bkz: Mahmut Çınar, ‘Hz. Peygamber’in Zeynep Bint Cahş ile Evliliği etrafındaki Şüpheler’, Diyanet ilmi Dergi, C.43, Sayı1,s. 41-43.
Müslim, Birr, 33; İbn Mace; Zühd 9; Ahmed b.Hanbel, 27285, 5/411.
İbn Sad, a.g.e.VIII,103.
İbn Sad, a.g.e.VIII,110.
İbn Hacer, el-İsabe, IV,307.
İbn Hacer, el-İsabe, IV,308.
İbn Sad, a.g.e. VIII,108.
İbn Abdi’l Ber, El-İstiab; IV,309.
Tecrid, IV,122.
Aişe Abdurrahman Bintü’ş-Şati, Rasulullahın Annesi ve Hanımları, Çev: İsmail Kaya, uysal kitabevi, I, 325.