Makale

bir hayat kurtarmak sokaktan

bir hayat kurtarmak
sokaktan

Fatma Yeşilkanat Türer
Vaize – Kayseri Müftülüğü

Çocukların sokakla biraz oynamaktan başka ne alâkası olabilir aslında!
Sokak, onların annesi babası mıdır ki, adları sokak çocukları veya sokağın çocuklarıdır?
Nerede yetiştirilir ve sokağa sürülürler?
Sorumsuzluğun, ilgisizliğin, yaşadığı ortamların meyvesidirler bu çocuklar.
Annesi onu yetiştirirken, ‘benim evlâdım büyüyünce sokak çocuğu olacak teyzesi’ diye övünmemiştir her hâlde.
Belki kavgalı, belki sahipsiz, belki nasipsiz evlerde doğar bu çocuklar.
Sevginin, saygının, dünya malının paylaşılamadığı yerlerde büyürler, çocukluklarını yaşamadan.

Kendi ailesinden, çevresinden, kendi aklından, malından, canından mahrum edilmiş; sürgün edilmişlerdir. Çocuk sürgünü hem de sokağa.

Herkesin payı var bu sürgünde.
Sorumsuz bir toplumun; faturasıdır bu çocuklar.
Sokağı ev, istismarı sevgi bilirler.

Sevgisizlikle beslenirler ve sokakta ölürler ansızın veya yavaş yavaş.
Bir hayat kurtarmalı sokaktan. Her birimiz bir hayat kurtarmalı. Bunun için; tutunun komşular, akrabalar, yönetenler, yönetilenler, anneler, babalar, öğretmenler, öğrenciler, dedeler, nineler...

Sıkı tutunun sevgi, saygı, gayret halkasına! Tutunun iyiliklere.
Tutunalım ki, sokakları mesken edinmesin çocuklar!
Hayatlar sokakta solmasın, sokakta son bulmasın diye tutalım ellerinden.
Evimize tutunalım, şiddet değil sevgi üretelim yuvalarımızda. İlişkileri koparmayalım.
Çocuklarımıza sevdirelim evlerini.

Çaresiz, kimsesiz ve yoksul çocukların ellerini tutalım en yakın çevremizden başlayarak. Aç-açık, eğitimsiz bırakmayalım.

Sosyal sorumluluklarımız olduğunu unutmayalım. Her gün balık verelim demiyorum, balık tutmayı öğretelim.

Akrabalık bağlarına sımsıkı sarılalım. Onlardan birinin sofrasında aşı yoksa biz tok yatmayalım.
Bizim çocuklarımız bayramlıklarıyla etrafa neşe saçarken, kimsesiz çocuklara empati kuralım.

Fiziksel ve ruhsal tüm tehlikeler açık sokağın acımasızlıklarında bu çocukların merhameti unutmalarına fırsat vermeyelim.

Arabamızın camını sildirmeyi, bir kağıt mendil satın almayı, ayakkabı boyatmayı, sokakta çalışan çocuklara iyilik olarak görmeyelim. Sokakta çalışan çocukların, sokak çocuğu olmalarının yolunu kolaylaştırmayalım.

İster sokak çocuğu isterse sokakta çalışan çocuklar olsun, onların topluma uyumlu sağlıklı bireyler olarak yetişmeleri için çalışan kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapalım, gönüllüler olalım.
Ben ne yapabilirim? Sorusuna hepimizin kendinden vereceği cevaplar vardır elbette.
Ben eğitimine destek olabilirim.

Ben bilgi birikimimi çocuklar ve aileleri için kullanabilirim.
Ben bazı maddî ihtiyaçlarını karşılayabilirim.
Ben iş yerimde, işsiz bir aileye iş imkânı açabilirim.
Ben onları yazarak toplumsal bilinçlenmeye katkı sağlayabilirim.

Ben…
Acımak değil, sokaktaki çocuklar için ben’leri biz yapmak… Olması gereken bu işte.