Makale

Konu: Çocuk Eğitimi

Konu:
Çocuk eğitimi
Dr. Bilal Esen
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

I. Plan
a) İslam’a göre çocuk eğitiminin önemi
b) Çocuk kimdir? Çocuk eğitiminin özelliği nedir?
c) Çocukların hayata hazırlanması ve dinî eğitimi
d) Çocuk eğitiminde işbirliği
II. İşleniş
Başlarken, çocuk eğitiminin önemini gösteren naslardan kısa örnekler verilip fıtrata vurgu yapılır. Çağımızda eğitimin nasıl daha önemli hâle geldiğine dair durum tespiti yapan bir-iki örnek verilip merak uyandırılır. Ardından çocuk kavramından ne anlamamız gerektiği ve çocuk eğitiminin genç ve yetişkin eğitiminden farkı izah edilir. Çocuğun beden, duygu ve zihin gelişimine yönelik yapılması gerekenlere değinildikten sonra, hayata hazırlanması ve meslek eğitiminin önemi, hangi yaşta nasıl bir din eğitimi verilebileceği, prensipler düzeyinde anlatılır. Arada, Hz. Lokman’ın oğluna öğütleri gibi bir hikâye ile zenginlik kazandırılabilir. Ayet ve hadislerin açıklanmasında, birkaç tefsir ve şerhten istifade edilmesi tercih edilmelidir. Çocuk eğitiminde aile, okul ve çevrenin uyum içinde olması gerektiği vurgulanıp, salih evlatlar hakkındaki dinî müjdeler ve dualarla vaaz bitirilir.
III. Özet sunum
Hz Peygamber (s.a.s.), arkasında salih evlat bırakanları müjdelerken diğer taraftan Kur’an-ı Kerim, çocuklarına tavsiyelerde bulunan ve neslinin hayırlı olması için dua eden peygamberlerin hikâyelerini aktarmaktadır. İyi bir insan ancak iyi bir eğitimle yetiştirilebilir. Günümüzde maddi ve manevi dünyamızda yaşanan tahribat, nesillerimizi tehdit etmektedir. TÜİK 2010 istatistiklerine göre, alkol kullanan gençlerin % 18.6’sının, tütün kullanan gençlerin ise % 34’ünün ilk denemesi on dört yaşından öncedir. Bakara suresi 204. ayetinde, yaldızlı sözlerle kendilerine hayran bırakan bazı kimselerin, insanların “ürünlerini” ve “nesillerini” bozmaya kalkıştıkları uyarısı yapılması da, çocuk eğitiminin ciddiyetine işaret etmektedir.
İslam dinine göre buluğ yaşından küçükler, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesine göre on sekiz yaşından küçükler, çocuk sayılmaktadır. Çocuk sadece üzerinde hükmedilecek bir varlık değil, hakları bulunan bir ferttir. Çocuk; korunması, eğitilmesi ve geliştirilmesi gereken bir emanettir. Fıtrat itibarıyla tertemiz yaratılan çocuk telkine müsait olup hayra da şerre de meyillidir. Sırasıyla anne-babalar, eğitimciler ve çevredekiler olmak üzere kademe kademe herkes çocuğun eğitiminden sorumludur.
Çocuğun duygusal gelişiminin zihinsel gelişiminden önce olduğu; duyduklarını değil, gördüklerini ve yaşadıklarını daha iyi öğrendiği bilinmektedir. Bilgi öğretimi ve davranış eğitimi, çocuğun yaşı ve zihinsel yeterliliğiyle uyumlu olmalı, ferdî farklılıklar dikkate alınmalı, başkalarıyla kıyaslanarak yaşıtlarının yaptığı her şey çocuktan beklenmemelidir.
Çocuk bilhassa anne şefkatinden mahrum edilmemelidir. Nitekim dinimizde çocuğun nesebi babaya bağlı olmakla birlikte belli bir yaşa kadar, annenin terbiyesinde kalması (hidane) esastır. Çocuğun, telkin edilen değerleri ve davranış modellerini benimsemesi, kendisini yetiştirenleri sevmesi ve onlara güvenmesiyle mümkündür. Çocuk eğitimi ancak sevgiyle başarılabilir. Hz. Peygamber’in çocuklara selam vermesi, onların hatırını sorması, başlarını okşaması gibi örnekler bu bakımdan değerlidir. Büyükler, çocuklara zaman ayırmalı, örnek olmalı, daima doğru ve tutarlı bilgiler vermeli, onların düzeyine inmeli, onları eğitici oyunlara yönlendirmeli, hoşgörülü olmalı, hoşgörüde ölçüyü iyi ayarlayarak vurdumduymazlığa düşmemelidirler.
Çocuğun en mükemmel şekilde yetişmesi, ihtiyaç duyduğu bütün insani ve ahlaki faziletleri, sosyal kural ve davranışları, dinî inanç ve değerleri, helal-haram duyarlılığını, mahremiyet ölçülerini öğrenmesi ve yaşaması, ruh ve beden bakımından sağlıklı, bilgili ve ayrıca meslek sahibi olabilmesi için bütün sorumluların, imkânlarını seferber etmeleri gerekir.
Çocukların cinsiyet duygularının sağlıklı yönlendirilmesine, yaşları ilerledikçe kız ve erkek farklılığını yansıtacak şekilde giyinmelerine, kendi cinsiyetlerine uygun oyunlar oynamalarına hassasiyet gösterilmelidir. Hz. Peygamber, 10 yaşına geldiklerinde çocukların yataklarının ayrılmasını istemiştir.
Çocuk eğitiminde Hz. Lokman (a.s.)’ın oğluna tavsiyeleri önemlidir. Bu tavsiyeler, tevhit ve kulluk bilinci, ebeveyne hürmet, vicdan muhasebesi, toplumsal duyarlılık ve insanlara karşı alçakgönüllü olma, insanları etrafından kaçıracak davranışlardan uzak durma gibi hususları içermektedir. Hadislerde ise, çocuğa yedi yaşında namazın öğretilmesi tavsiye edilmektedir. Allah’ın varlığı ve ölüm gibi konularda çocuklara verilecek bilgiler seviyelerine uygun olmalıdır.
IV. Konu ile ilgili bazı ayetler
“… O, (senin yanından) ayrılınca yeryüzünde bozgunculuk yapmaya, ekini ve nesli yok etmeye çalışır.” (Bakara, 2/204-205.)
“Hani Lokman oğluna öğüt vererek şöyle demişti:…” (Lokman, 31/13-19.)
“Henüz ergenlik çağına gelmemiş olanlar yanınıza gelmek için sizden üç vakitte izin alsınlar...” (Nur, 24/59.)
Diğer ayetler; Bakara, 1/128, 133; A‘raf, 7/189-190; İbrahim, 14/35; Ta-Ha, 20/132; Teğabün, 64/15; Tahrim, 66/6; Tur, 52/21-28.
V. Konu ile ilgili bazı hadisler
“Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz.” (Tirmizi, Birr, 33.)
“Bakmakla yükümlü olduğu kişileri sefil bırakması, kişiye günah olarak yeter.” (Ebu Davud, Zekât, 45.)
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz gözetiminiz altında bulunanlardan sorumlusunuz…" (Buhari, Cuma, 11.)
Enes b. Malik (r.a.): “Hz. Peygamber’e on sene hizmet ettim. Bir kez bile bana ‘Öf! Neden böyle yaptın?’ demedi, ‘Şöyle yapsaydın ya!’ da demedi.” (Buhari, Edeb, 39.)
Diğer hadisler; Buhari, Edep, 81; Fezailü’s-Sahabe, 22; Müslim, Selam, 15; Ebu Davud, Edeb, 120; İbn Mace, Edeb, 3.
VI. Konu ile ilgili bazı hikmetli sözler
“Terbiyenin aslı ve esası, çocukları kötü arkadaşlarından korumaktır.” (Gazali)
“Eğitimde öğrencilere ve özellikle küçük çocuklara sert davranmak son derece zararlıdır; heves ve neşeyi yok eder, tembelliğe sevk eder, ikiyüzlü tavır takınmaya ve yalana sürükler, hile ve aldatmacayı öğretir.” (İbn Haldun)
“Küçüklükte öğrenmek taşa nakşetmek gibi, yetişkinlikte öğrenmek suya yazı yazmak gibidir.” (Anonim)
“Yavru kuş, yuvada gördüğünü yapar.” (Atasözü)
“Duyarsam unuturum, görürsem hatırlarım, yaparsam öğrenirim.” (Anonim)
VII. Verilebilecek mesajlar
Çocuğun eğitimi, hayata hazırlanması ve dinî eğitimini kapsamaktadır. Anne-babalar çocuk eğitiminde hem öğretici hem de öğrenen konumundadırlar. Çocuk eğitiminde, anne-baba, dede-nine gibi aile içindeki bireylerin uyumu yanında, okul ve çevrenin de uyumlu olması, birinin başlattığı olumlu hareketi diğerinin bozmaması gerekir. Ailelerin ve eğitimcilerin; çocuk psikolojisi, gelişim psikolojisi ve eğitim-öğretim metotları alanlarında uzmanlara ve yayınlarına başvurmasının faydası inkâr edilemez. Vatandaşlarımız, korunmaya muhtaç ve engelli çocuklara da duyarlı olmalı, eğitim alabilmeleri için onları ilgili sosyal kurumlara yönlendirmeye, çeşitli imkânlardan ailelerini haberdar etmeye çalışmalıdırlar.
VIII. Yararlanılabilecek diğer bazı kaynaklar
• Komisyon, İslam’da Aile ve Çocuk Terbiyesi I-II (İslam’da Aile ve Çocuk Terbiyesi Sempozyumu, 1993, 1994, Şanlıurfa), İstanbul 2005.
• İ. Hakan Karataş, “Hayırlı Evlat İçin 5 Önemli Eğitim Şart”, 13.07.2008 tarihli Zaman Gazetesi.
• DİA, “Çocuk” ve “Talim ve Terbiye” maddeleri.
• Halit Ertuğrul, Ailede ve Okulda Çocuk Eğitimi, İstanbul 2010.
• Mehmet Emin Ay, Ailede ve Okulda İdeal Din Eğitimi, İstanbul 2006.
• Sefa Saygılı, Çocuk Psikolojisi (0-7 yaş), İstanbul 2007.