Makale

EDİTÖRDEN

Editörden

Diyanet İşleri Başkanlığı, Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'in Hz. Peygamber (s.a.s.)'e vahyedilmeye başlanmasının 1400. yılı olması münasebetiyle 2010 yılını 'Kur'an Yılı' ilan ederek sene boyunca gerçekleştirmek üzere bir dizi etkinlik planladı.
Başkanlık, kuruluşundan bu yana sahih bilgi temelli ve ahlak eksenli bir din hizmeti sunmaya önem vermekte, İslam'ı doğru anlamanın Kur'an'ı ve Hz. Peygamberin sünnetini doğru anlamakla mümkün olacağını, bu iki temel kaynağın bilgisini sağlıklı bir şekilde aktarmanın da ahlakî bir sorumluluk olduğunu her vesileyle ifade etmektedir. Kurumun daha ilk yıllarında, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin aldığı tarihi bir kararla bütçe tahsis etmesinin ardından, Hak Dini Kur'an Dili adlı tefsir kitabı ile Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarîh Tercemesi adlı hadis kitabını yayımlaması bu konudaki hassasiyetin bir göstergesidir. Çünkü din sağlıklı bilgi temelinde ve doğru bir şekilde anlaşılıp anlatılmadığında, ilahi hitabın anlam ve gayesiyle bağdaşmayan, dinin özüne ters düşen bid'at ve hurafeler ortaya çıkmakta, İslam'ın bilgi, hikmet ve irfan yüklü mesajlarından uzaklaşılmaktadır. Hâlbuki Kur'an insanlığı doğru yola iletmek üzere gönderilmiş, müjdeleyici, uyarıcı, yol gösterici, öğüt verici, doğruyu yanlıştan ayırıcı ilahi bir rahmet ve evrensel bir çağrıdır. Dünya ve ahirette kurtuluşa ermenin ve ebedi saadetin yegâne kılavuzudur.
Kur'an'ı daha iyi anlamaya, onun çağlar üstü kuşatıcı ve kurtarıcı mesajını bireysel ve toplumsal hayatımıza yansıtmaya, gönül dünyamızı onun ferahlık veren manevi atmosferine açmaya, getirdiği ahlakî erdemleri yaşamaya ve yaşatmaya, toplumsal huzurumuzu onunla imar ve inşa etmeye bugün daha çok ihtiyacımız var. Varoluşun ve hayatın anlamını öğreten hakikatin bilgisi olarak Kur'an, on dört asırdır insanlığa rehberlik etmekte, bireyi ebedî mutluluğa ulaştıran iyilik ve hayır alanı olan dünyanın engellerle dolu yolculuğunda dosdoğru yol üzerinde bulunmamız için bize kılavuzluk etmekte ve inmeye başladığı günden bu yana ışığını hiç kaybetmeyen bir meş'ale gibi ufkumuzu aydınlatmaktadır.
Kuşatıcılığını ve getirdiği ilkelerle canlılığını daima muhafaza eden, kıyamete kadar da bu özelliği hiç bozulmayacağına dair ilahi teminat bulunan yüce kitabımızın (K.K.,15/9) alemlere rahmet olan öğretilerini; aşırı tüketimin, lüks ve israfın baskısı altında inleyen, dünyevileşmenin ve hayatı yalnızca zevklere indirgeyen hazcılığın tesiriyle maneviyatı dışlayan ve buhranlar içerisinde kıvranan insanlığın dertlerine çare oluşturacak şekilde topluma bihakkın ulaştırabildiğimizi söylemek güçtür. Yine pek çok Müslüman, Kur'an-ı Kerim'in, içinde yaşadığımız dünyanın dili içinde kavranması konusunda bazı sorunlarla karşı karşıyadır. Bu nedenle, Kur'an-ı Kerim'le olan yakınlığımızı duygusal bir sevgi ve bağlılıktan öte ihtiva ettiği anlam derinliklerini kavramaya çalışan düşünce ve tefekkür boyutuna, hayatımıza yön veren ve davranışa dönüşen eylem boyutuna ve ahlakımızı olgunlaştırıp güzelleştiren erdem boyutuna taşımaya ihtiyacımız var.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kuran-ı Kerim'in çağlar ötesine hitap eden mesajını olabildiğince geniş kitlelere ulaştırmak, onu okuma, anlama ve yorumlama konusundaki çabaları desteklemek, Kur'an-ı Kerim hakkındaki yanlış bilgi, eğilim, korku ve abartılı yorumlar karşısında onun ruhuna uygun, yeni ve ufuk açıcı yaklaşımlara fırsat vermek, ortaya çıkacak kapsamlı bilimsel çaba ve çalışmalara ortam hazırlamak için gerek yurtiçi gerekse yurtdışında sempozyumlar, açıkoturumlar, paneller, ilmi toplantılar, konferanslar, Kur'an ziyafeti programları ve yayınlar hazırlamak gibi bazı etkinlikler gerçekleştirecektir. Bu etkinliklerin amacı, halkımızın inancına, kültür ve medeniyetine kaynaklık eden Yüce Kitabımız etrafında ortak duygu ve bilgi oluşturmak, onun huzur iklimiyle insanımızı yeniden buluşturmak, böylece Kur'an hakkında yeni farkındalıkların oluşmasına katkı sağlamaktır. Kuşkusuz bu çalışmalar, Diyanet İşleri Başkanlığının uhdesine verilen “toplumu din konusunda aydınlatma” görevinin de önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Başkanlıkça belirlenen çerçeve doğrultusunda biz de dergimizin bu yılki sayılarını Kur'an merkezli hazırladık. Bundan sonraki sayılarda da Kur'an'ın mahiyeti, yorumu, kültür, sanat ve estetiğe kazandırdığı değerler olmak üzere, Kur'an'ı çeşitli yönleriyle ele alan bir çalışma yaptık. Yıl sonunda ilave makalelerle birlikte 2010 Kur'an Yılı anısına, “İlmi Dergi Kur'an Özel Sayısı”nı yayınlamayı planladık.
Bu sayıda yer verdiğimiz, Kur'an'ın nüzûl keyfiyeti başta olmak üzere, Kur'an'ın yazılması, iki kapak arasında bir mushaf halinde cem edilmesi, İslam tarihi boyunca Kur'an'ın tefsiriyle ilgili çalışmalar ve Kur'an'da bilgi konularına ilişkin birbirinden değerli yazıların, Kur'an konusunda bilgi dağarcığımıza yeni katkılar sağlamasını, bilinç ve düşünce ufkumuza yeni pırıltılar kazandırmasını içtenlikle diliyorum. Bu vesileyle, 2010 Kur'an Yılı'nın ülkemiz ve İslam âlemi için hayırlar getirmesini, bu amaçla gerçekleştirilecek bütün çalışmaların da verimli ve bereketli olmasını temenni ediyorum.
Dr. Yüksel Salman