Makale

Fıkıh Köşesi

Din İşleri Yüksek Kurulundan

İmkân bulup Kâbe’yi gören veya umre yapan kişiye hac farz olur mu?

Haccın farz olması için belli zamanda hac farizasının ifa edileceği yerlerde bulunma imkânına sahip olmak gerekir. Bu iki şarttan biri eksik olursa kişiye hac farz olmaz. Dolayısıyla hac mevsiminde değil de başka bir vakitte Mekke’de bulunan bir kimse hac mevsimi başlamadan oradan ayrılmak zorunda kalır ve hac vaktinde tekrar gitme imkânı bulamazsa, sırf Mekke’de bulunmuş olmasından dolayı kendisine hac farz olmaz. Kâbe’yi gören kimse eğer hac mevsimine kadar orada kalma imkân ve fırsatı bulursa kalır ve haccını yapar.

Hacca gittiği takdirde çocuklarını bırakacak güvenli bir yeri olmayan kimse hacca gitmek zorunda mıdır?

Kendisine hac farz olan kimse, çocuklarını bırakacak hiçbir güvenli yer bulamaması hâlinde bu imkânı elde edinceye kadar hacca gitmekle mükellef olmaz. Böyle bir kimse imkân bulduğu ilk fırsatta gecikmeden bu görevini yerine getirmelidir.

Hacc-ı ekber ve hacc-ı asğar ne demektir?

Hac kelimesi, Arapçada ziyaret etmek, yönelmek anlamına gelmektedir. Sözlük anlamı olarak hacc-ı asğar, küçük hac, hacc-ı ekber, büyük hac anlamına gelir. Hacc-ı ekber ifadesi Kur’an-ı Kerim’de; “Hacc-ı ekber gününde, Allah ve Rasulünden bütün insanlara bir bildiridir.” (Tevbe, 9/3.) şeklinde geçmektedir. Bu ayetteki hacc-ı ekberin hangi anlamda olduğu konusunda farklı görüşler vardır. Genel kabul gören görüşe göre, hac mevsimi dışında Kâbe’ye yapılan ziyarete (umre) hacc-ı asğar; hac mevsiminde yapılan ziyarete de hacc-ı ekber denir. Bayramın birinci gününe de “hacc-ı ekber” denilir. Hz. Ali (r.a.), Rasulüllah’a (s.a.s.) “El-Haccü’l-Ekber hangi gündür?” diye sordum; “Bayramın ilk günüdür.” (Tirmizi, Tefsiru’l-Kur’an, 10.) buyurdular.

Temettu haccı yapacak kişinin, umreyi yapıp ihramdan çıktıktan sonra hac ihramına girinceye kadar başka bir umre yapması caiz midir?

Temettu haccı yapan kişinin, hacdan önce yaptığı ilk umreden sonra umre yapamayacağını söyleyen fakihler varsa da, bazı Hanefi eserlerinde, Kurban Bayramı günleri dışındaki diğer günlerde umre yapmanın caiz olduğu hükmüne istinaden, temettu haccı yapan bir kişinin, ihramdan çıktıktan sonra nafile tavaf yapabileceği gibi umre de yapabileceği belirtilmektedir. Ancak, özellikle, Kurban Bayramının yaklaştığı günlerde, izdihama yol açma tehlikesi bulunup Harem bölgesine yeni gelen hacıların umrelerini yapmalarını sıkıntıya sokacaksa, temettu haccı yapanların ikinci bir umre yapmaması daha uygun olur. Bunun yerine çokça tavaf yapmaları tavsiye edilir.


Cidde mikatın içinde midir, afakiler Cidde’de ihrama girebilir mi?

Mikatın dışında kalan belde ve ülkelerde oturanlara “afaki” denir. Afakilerden, hac veya umre yapmak maksadıyla Hicaz’a gidenler için, geldiği bölge veya ülkeye göre ihrama girme yerleri bizzat Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından belirlenmiştir. “Mikat” denilen bu yerler beş tanedir. İbn Abbas’ın (r.a.) şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Hz. Peygamber (s.a.s.), Medineliler için Zülhuleyfe’yi, Şamlılar için Cuhfe’yi, Necidliler için Karnül-Menazil’i ve Yemenliler için Yelemlem’i mikat olarak belirledi. Bunlar, belirtilen bölge veya ülke yönünden gelen diğer belde yolcuları için de mikattır.” (Buhari, Hac, 7-13, Sayd, 18; Müslim, Hac, 11-18; Ebu Davud, Menasik, 9; Nesai, Menasik, 17-23; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 238.) Başka bir hadiste buna Iraklılar için “Zat-ı ırk” ilave edilmiştir. (Ebu Davud, Menasik, 8.) Eğer hac veya umre yolcusunun yolu, bu noktalardan geçmiyorsa buraların hizalarında ihrama girilir.
Cidde, ulemanın cumhuruna göre Hıl’den (mikat içinden) sayılmaktadır. Buna göre afakiler Cidde’de ihrama giremez. İster deniz yoluyla, ister hava yolu ile gelsinler kuzey ve batı istikametinden gelenler Cuhfe hizasını geçmeden ihrama girmelidirler.

Kudüm tavafını yapan kişi, bu haccını temettu veya kırana çevirebilir mi?

Hanefi, Şafii ve Malikilerin de içinde bulunduğu çoğunluğa göre ifrat haccına niyet eden ve kudüm tavafını yapan kişi bu haccını temettu veya kırana dönüştüremez.
Hanbeli mezhebine göre ise bu durumdaki kişi haccını temettu veya kırana dönüştürebilir.

Hac için ihrama girdikten sonra hac menasikinden hiçbirini yapmadan tıraş olan kimsenin ne yapması gerekir?

Hac için ihrama girdikten sonra hac menasikinden hiçbirini yapmadan tıraş olan kişi tıraş olmakla ihramdan çıkmış olmaz; ihram yasağı işlemiş olur. Böyle bir kimse saçının tamamını veya en az dörtte birini tıraş etmişse, dem (koyun veya keçi kesmek); daha azını tıraş etmişse sadaka-i fıtır gerekir.
Şafii mezhebine göre ise muhayyerlik haklarından yararlanıp; ceza olarak bir dem (koyun veya keçi kesme), üç gün oruç tutma veya altı fitre miktarı sadaka verme seçeneklerinden birini tercih edebilir.

İhramlının tırnak kesmesinin veya kopmak üzere olan bir tırnağı koparmasının hükmü nedir?

İhramlı kişinin tırnaklarını kesmesi yasaktır. Şayet tırnağını keserse, ceza gerekir; cezası ise kestiği miktara göre değişir. Şöyle ki; bir defada (aynı anda ve aynı yerde) bütün tırnakları veya bir elin yahut bir ayağın tırnaklarının tamamını kesme durumunda bir dem (koyun veya keçi) gerekir. El ve ayaklardan her birinin tırnaklarının tamamı, ayrı ayrı yerlerde ve zamanlarda kesilirse, her biri için ayrı ceza gerekir. Bir elin veya ayağın tırnaklarının tamamı kesilmeyip bir kısmı kesilirse, kesilen her bir tırnak için sadaka verilir. Eğer verilmesi gereken sadaka toplamı, bir koyun veya keçi bedelini aşarsa, her tırnak için bir sadaka yerine, istenirse tamamı için bir dem (koyun veya keçi) kesilebilir. Kendiliğinden kopan veya kırılan tırnakların koparılması ya da kesilip atılması ise cezayı gerektirmez.