Makale

Editörden

Editörden

Camiler tarih boyunca bir ibadet mekânı olmanın yanı sıra ilmin, sağduyunun, insani ve ahlaki değerlerin öğrenildiği ve gelecek kuşaklara aktarıldığı mekânlar olmuştur. Camileri insanlar inşa eder, insanları ise camiler imar eder. İslam kültüründe cami, şehrin merkezidir. Şehirlerin cami mimarisi etrafında şekillenmesi de İslam mimarisinin en karakteristik özelliklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Tarihsel süreçte yaşanan bazı yanlış uygulamalar bir tarafa bırakılırsa cami, asrısaadetten günümüze kadar kadın-erkek kendisine gelen herkese kapılarını sonuna kadar açık tutmuştur. Kadınların cemaate katılmaları hususundaki sıkıntıların yaşanan problemlerin teori ve uygulama bağlamında hangi sebeplerden kaynaklandığını hepimiz biliyoruz. Bununla birlikte, özellikle son dönemlerde değişen ihtiyaç ve beklentilere göre camilerin fiziki mekânlarının iyileştirilmesi hususunda yeni arayışlara gidilmiş, yine camilerde hanımlara ayrılan bölümlerin rahat ve huzur içinde ibadete elverişli hâle getirilebilmeleri amacıyla özel çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda yeni bir farkındalık ve zihinsel dönüşüm yaşandığını söylemek mümkündür. Başkanlığımızın bu konuda yaptığı çalışmalar artarak devam etmektedir.
Bugün nüfusun yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Toplumun imarında kadınların önemine dikkat çeken Peygamberimiz, “Hanımlarınız mescitlere gitmek için sizden izin isterlerse onlara izin verin” (Müslim, Salat, 137.) buyurarak kadınların mescitlere gitmesine engel olunmamasını istemiş, “Ey Allah’ın Rasulü, erkeklerden bize zaman kalmıyor, bize özel bir gün ayırır mısınız?” (Buhari, İlim, 36.) diyerek kendilerine ilim öğretmelerini isteyen hanımlar için mescidinde özel bir ders günü ihdas etmiştir. Toplumun inşasında oldukça önemli bir yere sahip olan ve geleceğimizi avuçlarında yetiştiren kadınların din, ilim, kültür, sanat vb. her açıdan yetişmeleri hususunda yapılan her çalışma aynı zamanda istikbale yapılan değerli bir yatırımdır.
Başkanlığımız, bu yıl Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nda "Cami, Kadın ve Aile" konusunu ana tema olarak belirlemiştir. Bu kapsamda hafta boyunca pek çok etkinlik gerçekleştirilecektir. Biz de dergimizin bu ayki gündemini bu konu etrafında belirledik. Dr. Muhammet Ali Asar, “Hz. Peygamber döneminde kadın ve cami” başlıklı yazısıyla asrısaadette kadınların camilerle olan ilişkilerini kaleme aldı. “Kadınların cemaate devamına fitne engeli konabilir mi?” isimli yazısında Prof. Dr. Abdullah Kahraman, kadınların camilere gitmelerine fitne nedeniyle engel olunmasına yönelik tartışmaları değerlendirdi. Nevin Meriç “Kadınlara sosyal farkındalık oluşturmada camilerin yeri” yazısıyla günümüzde cami, kadın ve toplum üçgeninde kadınlara toplumsal farkındalık kazandırmada camilerin rolü konusundaki sosyolojik tespitleri bizimle paylaştı. Ümit Meriç “Mihraptaki kadınlar” isimli yazısıyla kadınların yaptırmış olduğu tarihî camileri bizimle paylaştı. Dr. Ülfet Görgülü ise “Mihrapta bir kadın” başlıklı yazısıyla Hz. Meryem’in ilahî rızaya ulaşırken mescitte yaşadığı dinî tecrübeyi bizlere aktardı. Yıldız Ramazanoğlu’nun değerlendirme niteliğindeki yazısıyla, söyleşimizi de beğeneceğinizi umuyorum.
Dergimizi ilginize sunarken, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle ve çocuğuyla toplumun bütün fertlerine hitap eden camilerimizin artması ve bu hafta münasebetiyle gerçekleştirilecek bütün etkinliklerin verimli geçmesini temenni ediyorum. Bu vesileyle, bütün din gönüllülerimizin haftasını tebrik ediyor, Kurban Bayramının başta milletimiz olmak üzere İslam âlemi ve bütün insanlık için sağlık, huzur ve hayırlar getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.