Makale

Her Çocuk Bir Fidandır Projesi

Halime Karabulut

Çocuklar bakıyorlar, gözlerinde mavilik,
Bize bakıyorlar çocuklar, bir deri bir kemik.
Çocuklar tutamıyorlar ellerinde oyuncakları,
Çocuklar, koşamaz olmuş bacakları.
Bakıyorlar her akşam elimize,
Bir şey sormak ister gibi hepimize.
Ziya Osman Saba
Her Çocuk Bir Fidandır Projesi
Anne baba ve sosyal çevrenin etkisiyle şekillenen taze birer fidan misali çocuklar, çocuklarımız… Sadece anne babaya değil hepimize, Allah’ın birer emaneti olan masum yavrular. Işıl ışıl gözlerle bizlere bakarlar. Ve din görevlilerinden kendilerine Kur’an-ı Kerim öğretmelerini, dinî bilgi vermelerini ve dahası, örnek model olmalarını ister; mahallemizin, şehrimizin, ülkemizin, dünyamızın çocukları… Bizim çocuklarımız…
Mahalledeki her çocuğu kendi çocuklarından ayırt etmeyen valiler, müftüler, vaizler, imam-hatipler, müezzinler, Kur’an kursu öğreticileri…Velhasıl sorumluluk sahibi Mersin’deki birçok kamu görevlisinin ortak çalışması olan bir proje, “Her Çocuk Bir Fidandır”projesi.
Her güzel faaliyetin arkasında bir ekip vardır ve tabii ki ekibin başında da azimli ve kararlı amirler. Bu yönüyle şanslı illerdendir Mersin… En hassas konularda, en ihtiyaç duyulan mahallelerde, yardıma muhtaç kesimlere yönelik proje üreten bir il.
Din görevlilerinin topluma karşı sorumluluklarının büyüklüğünü belirten bir vali, Hasan Basri Güzeloğlu… Genç yaşlı, kadın, çocuk her kesime din hizmeti sunma gayretinde olan bir müftü, Niyazi Ersoy…‘Halka hizmet etmeyi, Hakk’a hizmet’ olarak gören bir ekip…
Toplumsal dayanışmayı kurumlar arası işbirliği hâlinde gerçekleştirmek amacıyla Mersin Valiliğince hazırlanan çatı proje “Toplumsal Dayanışma Projesi” kapsamında Mersin Müftülüğü tarafından “Her Çocuk Bir Fidandır Projesi” hazırlanır. Din görevlisini mahallesinde bulunan çocuk ve gençlerle buluşturmak; dinî, sosyal ve kültürel etkinliklerle çocuklara vatan millet sevgisi vermek, millî birlik ve beraberliği, toplumsal barış ve huzuru sağlamak, dinimizin ve milletimizin hassasiyetlerini benimsetmek amacıyla hazırlanan bu proje kısa zaman sonra güzel meyveler veren bir ağaca dönüşür. Çocukları, yaşanması muhtemel sosyal sorunların olumsuz etkilerinden uzak tutmak, doğru dinî bilgi ve ahlaki değerler ile din görevlilerinin örnekliğinde onları yetiştirmek, hiç şüphesiz geleceğe yapılan kârlı bir yatırım olacaktır.
Mersin Müftülüğünce yürütülen bu projeye, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve İl Emniyet Müdürlüğü de iştirakçi olarak destek verir. Mersin İl Özel İdaresi tarafından desteklenen projeyle, Akdeniz ve Toroslar ilçe müftülükleri bünyesinde çalışan imam-hatiplerin ve Kur’an kursu öğreticilerinin, minimum 10 çocuk/genç ile ilgilenmesi hedeflenir. Cami dersleri ve yapılan sosyal etkinliklerle din görevlilerinin, çocuk ve gençlere örnek olmaları sağlanır. Bu amaçla, sinema, tiyatro etkinlikleri, lunapark, piknik-gezi, iftar yemekleri, Kutlu Doğum ve kandil programları, aile ziyaretleri, gıda yardımı ve çocuklara verilen çeşitli hediyeler ile proje 2010-2011 yılları arasında uygulanır.
Belli aralıklarla yapılan ve iki yüzden fazla çocuğun katıldığı, beş sinema etkinliği gerçekleştirilir. Sinema salonlarından bir tanesinin Akdeniz sahiline yakın olması proje koordinatörünün ilginç bir olaya tanık olmasını sağlar. Fakat bu olay sinema filminden değil, gerçek hayattan… Rehberlik ettiği çocukların hayatından…
Bu olayı proje koordinatörü şöyle anlatmaktadır: “Yaşları 12-18 arasında değişen geçlerden oluşan grubumuzla sinemaya gitmiştik. Gençler henüz servis aracından inmişti ki, hayretler içerisinde birbirlerine işaret ederek; ‘bak bak ne kadar büyük bir göl!’ diyerek Akdeniz’i işaret ettiklerine şahit oldum. Yanlarına varıp işaret ettikleri gölün(!) Akdeniz olduğunu söyledim. Büyük çoğunluğu Doğu ve Güneydoğu’dan göçle gelen ailelerin çocukları olan bu gençlerin Mersin’de doğup büyüdükleri hâlde hiç deniz görmediklerini duyduğumda daha da şaşırdım. Mersin sahil boyu uzanan bir yerleşime sahip olduğu hâlde nasıl olur da deniz görülmezdi? Evet, bu çocuklar ilk defa sinemaya geldikleri gibi, bir kısmı da ilk defa deniz görmüş oldu. Öyleyse yapmamız gereken çok şey var diye düşündüm. Akdeniz’de birlikte yüzerken, hayat boyu karşılaşacağımız sorunlarla nasıl baş edeceğimizi öğretmeliyiz gençlere. Bir yandan Allah’ın rızasını kazanacağımız ameller işlerken, diğer taraftan O’nun kullarını da kırmadan memnun etmemiz gerektiğini anlatmalıyız taptaze dimağlara. İstifademize sunulan nimetlerden azami derecede faydalanırken, tabiata zarar vermeden nimetlerin şükrünü eda etmemiz gerektiği konusunda örnek olmalıyız bütün insanlara.” diye düşündüm.
Çeşmenin başında olduğu hâlde susuz kalmak gibi bir şey olsa gerek, Akdeniz’in sahilinde yaşayıp pırıl pırıl parlayan kumlarına basmamak… Parlak güneşiyle ısınan Akdeniz’in, anne kucağı misali masmavi sularına dalmamak… Ve dahası gördüğü denizi göl sanacak kadar çevresinden habersiz çocukları art niyetli kişi ve oluşumlardan uzak tutamamak…
Taş atan çocuklar fenomeni, çocuk işçiler sorunu, madde bağımlılığı ve daha birçok istismar türleri… Ve maalesef bütün bunların temel sebebi eğitimsizlik, maddi ve manevi yoksunluk, parçalanmış aileler… İşte bu projenin en can alıcı tarafı da dezavantajlı olan çocukları ve ailelerini bilinçlendirmek olmuştur. Madde bağımlılığının zararlarını anlatan konferanslar yapılmıştır çocukların ebeveynlerine. Ayrıca, emniyet mensupları tarafından sahnelenen tiyatro oyunu, bir yandan çocukları eğlendirirken diğer taraftan madde bağımlılığı konusunda onları uyarmıştır.
Proje kapsamında ayrıca, 200 çocuğun ailesi ziyaret edilmiş, çeşitli hediyeler verilmiş ve ihtiyaç sahibi 200 aileye de gıda yardımı yapılmıştır. Tarsus’ta bulunan Ashab-ı Kehf mağarasına Valilik Proje Koordinasyon Merkezi ekibinden Süleyman Hilmi Yirik, Zahir Yurtseven, İbrahim Canlı başkanlığında ve 20 imamın refakatinde 200 çocuğun katıldığı bir gezi düzenlenmiştir. Polis memuru Zahir Yurtseven bu gezi esnasındaki gözlemlerini şöyle ifade etmiştir: “Şevket Sümer mahallesi, Akşemsettin Camii İmamı Yusuf Kaya geziye katılan çocuklara bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında kamu mallarına zarar vermenin çok büyük vebal olduğunu belirtip eşrefi mahluk olarak yaratılan insanın hizmetine sunulan eşyaları da korumak ve değer vermek gerektiği yönünde konuşurken çocukların pürdikkat kendisini dinlediklerini gözlemledim. Her söyleneni tasdik edercesine ve birazda şahit oldukları olayları hatırlarcasına dalgın yüz ifadelerini anlayabiliyordum. O zaman bir din görevlisinin çocukları eğitmedeki rolünün büyüklüğünü bir kez daha idrak ettim.”
Her hafta düzenli olarak imamlar tarafından çocuklara cami merkezli sohbetler yapılmış, Kutlu Doğum Haftası’nda da çocuk ve ailelerini kapsayan programlar düzenlenmiş, kendilerine Hz. Peygamber (s.a.s.)’in sembolü olan gül takdim edilmiştir.
Kız çocuklarına yönelik olarak da ayrıca, bayan vaiz ve Kur’an kursu öğreticileri tarafından, kitap okuma programları ve sohbetler yapılmış, çeşitli yarışmalar düzenlenmiştir. Okula devam eden çocukların katılımını sağlamak amacıyla hafta sonlarında ve yaz Kur’an kurslarında geniş katılımlı programlar tertip edilmiş, çocuklara Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından kitaplar hediye edilmiştir.
Toroslar İlçe Müftüsü Sabri Kütükçü tarafından koordine edilen imam-hatiplerin refakatlerindeki çocuk ve gençler ile Akdeniz İlçe Müftüsü Bünyamin Akkoç tarafından koordine edilen imam-hatipler ve refakatlerindeki çocuklarla yaklaşık 200 çocuk/gencin katıldığı bir iftar yemeği verilmiş, iftar yemeği sonrasında Vali Yardımcısı Kadir Okatan’ın çocuklarla yakından ilgilenmesi ve sohbet etmesi çocukları ziyadesiyle memnun etmiştir.
“Müftülük, bütün şehrin dinî-manevi işlerinin planlandığı bir yerdir. Bizim çalışmalarımızla şehrin çehresi değişecek, bizim atacağımız adımlarla şehrin manevi değerleri yükselecektir ve ancak samimiyetle yapacağımız çalışmalar amacına ulaşacaktır.” diyen İl Müftüsü Niyazi Ersoy, 2009-2011 arasında “Her Çocuk Bir Fidandır” projesi de dâhil beş ayrı projenin daha yürütülmesine öncülük eden bir müftü.
Ve yıl 2014, yerel ve ulusal basında çocuk istismarı haberlerini neredeyse hiç görmediğimiz bir Mersin. Tüm çocuklar adına, saygılarımızı ve hürmetlerimizi arz ediyoruz engin görüşlü valilerimize, gayretli müftülerimize, samimiyetle çalışan tüm kamu görevlilerine ve hademe-i hayrattan meslektaşlarımızın her birine…