Makale

başyazı

BAŞYAZI

Yüce Allah’ın insanlığa en büyük ihsanı ve rahmeti olan Hz. Peygamber (s.a.s.), insanı insan yapan erdemlerin ve değerlerin odaklandığı yüce bir şahsiyettir. İslâm’ın öngördüğü kâmil insan modeli onun hayatında tecessüm etmiştir. Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de onun hayatı bizlere ‘yaşanabilir en güzel örnek’ olarak takdim edilmektedir.

Yüce Allah, Peygamber Efendimiz’i tabiat üstü bir varlık olarak göndermemiştir. Bu yüzden onun temsil ettiği ahlâkî değerler uygulanabilir ve hayatımıza yansıtılabilir özellikler taşımaktadır. İnsanlığın giderek bireyselciliğe, çıkar ve hazza dayanan bir hayata yöneldiği, ahlâkî zaafların ve maneviyat boşluğunun yol açtığı sarsıntılarla boğuştuğu bir ortamda, hayatımızı güzel değerlerle inşa edebilmek için, o büyük şahsiyeti tanımalı, tanıtmalı, sevmeli ve çocuklarımızı bu sevgiyle yetiştirmeliyiz. Hz. Peygamber’i sevmek demek; onun, insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı çağrıyı güncelleştirerek hayatımıza yansıtmak, örnek ahlâkını ve öğretisini davranışlarımızın mihveri ve rehberi yapabilmek demektir.

Yüce dinimiz İslâm’ın inanç, ibadet ve ahlâk prensipleri konusunda halkımızı doğru bilgilendirmeyi, manevî ve ahlâkî değerlere bağlılığı artırmayı amaç edinen Diyanet İşleri Başkanlığı, yasal görevlerinin bir parçası olarak, 1989 yılından itibaren Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte Peygamberimizin doğum gününü (milâdî 20 Nisan) ihtiva eden haftayı Kutlu Doğum Haftası olarak ilân etmiş, İslâm Dininin Peygamberi Hz. Muhammed’i anma ve anlamayı ve onun getirdiği rahmet ve sevgi etrafında gönülleri birleştirmeyi gaye edinen bu hafta milletimizce de büyük bir teveccühe mazhar olmuştur. Özellikle son yıllarda, dünyada genelde İslâm ve Müslümanlar özelde ise Hz. Peygamber hedef alınarak yürütülen itham ve eleştiriler, milletimizin bu haftaya olan teveccühünü daha da arttırmıştır. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da yurt içi ve yurt dışında Başkanlığımızın koordine ve öncülüğünde yapılan 2007 yılı etkinliklerinde günümüzde en çok ihtiyaç duyulan “insan sevgisi” teması işlenmiştir. Bu toplantılarda milletçe beraberliğin, sosyal ve kültürel bütünleşmenin daha da güçlendiği görülmüştür.

Yurt içinde ve yurt dışında sayısı on bini aşan ve Başkanlığımız yetkililerinin gözetim ve denetiminde yapılan 2007 yılı Kutlu Doğum etkinliklerinin ana hatlarıyla bu çerçevede cereyan ettiğini, Hz. Peygamber’in getirdiği insanî ve ahlâkî erdemlerin, kardeşlik ve insan sevgisinin bu sayede toplumun bütün kesimlerince yeniden paylaşılıp milletçe birlik ve beraberliğimizin arttığını görmekten mutluyum. Haftanın amacına uygun bir şekilde kutlanması için büyük bir özveri ve gayretle çalışan bütün ilgililere teşekkür ederken, Rahmet Peygamberi’ni anlama çabamızın ülkemizin ve bütün insanlığın hoşgörü, barış, karşılıklı sevgi ve saygıda buluşmasına vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.