Makale

HALK TAKVİMİ

HALK TAKVİMİ

Cevdet Ergün/Vakit Hesaplama Şube Müdürü

Tarihin eski devirlerinden beri; bazı kavimler yılı Hızır-Kasım diye ikiye, bazı kavimler Sel mevsimi, Tarım mevsimi ve Kurak mevsim diye üçe ve bazıları da ilkbahar. Yaz. Sonbahar ve Kış diye dörde ayırmışlardır. Bu kavimlerin uzun süreli tarımsal deneyimleri sonucu tabiatta oluşan olaylar, günümüze kadar kültürel miras olarak intikal etmiştir.
Yaygın inanışlara göre halk takvimlerinde yılı oluşturan mevsimlerde, aylarda, haftalarda, günlerde, gecelerde, gündüzlerde hatta vakitlerde bazı hareketlerden kaçınmayı, bazı hareketlere uymayı gerektiren birtakım etkenler vardır.
Halk takvimlerinde zamanı bölümlemeler, bazen düzenli bir biçimde tekrarlanan tabiat olayları ile açıklık kazanırken; bazen de toplumsal ortamı etkileyen dinsel törenler, topluma getirilen bir yenilik, üretim biçimindeki bir değişiklik ile kendini göstermektedir. Halk takviminin oluşmasında-, coğrafi konumlar, doğal ve toplumsal olaylar, dinsel ve ekonomik etkenlerle, tabiat olayları ve iklim şartlarının etkisi vardır.
Halk arasında; Cemreler, Hızır-Kasım, Hıdırellez, Erbain-Ham- sin, Eyyam-ı Bahur, Mart Dokuzu, Aprilin beşi, Kocakarı soğukları, Ekim zamanı, Hasat zamanı, Bağbozumu gibi yerel takvimlerde kullanılan birçok tabirler vardır.
Halk takvimlerindeki birçok olaylar; bulunulan yerin coğrafi konumu sebebiyle ülkeden ülkeye, şehirden şehre değişiklik gösterdiğinden, halk takvimlerinde belirli günlerle ilgili tabiat olayları arasında küçük farklılıklar bulunmaktadır.
Sayfamız yettiği kadar halk takviminde kullanılan deyimler hakkında kısa-kısa bilgiler sunacağım.
Cemreler
Halkımızın arasında, baharın müjdecisi olarak bilinen sıcaklığın artması olayına kısaca “cemre” deniliyor. Cemre’nin kelime olarak, kor hâlindeki ateş anlamına gelir. Meteorolojik bir olay olarak bilinen cemre, ilkbahardan önce birer hafta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılan sıcaklık yükselmesi olarak tanımlanır.
Her cemrenin düşüşüyle hava sıcaklığı artar, cemrelerin arasında ise sıcaklıkta küçük bir düşüş görülür. Cemre’nin birer hafta arayla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılır.
Cemre; havanın yukarıdan aşağıya doğru ısındığını ifade eder. Güneş ışınları atmosferimizi doğrudan ısıtmaz. Dünyamız, güneş ışınlarını emerek önce kendi ısınır, sonra atmosferi ısıtır. Yüzeydeki hava ısındığından cemre önce havaya düştü denir.
19-20 Şubat günleri birinci cemre havaya, 26-27 Şubat günleri ikinci cemre suya, 4-5 Mart günleri (Şubat’ın 29 çektiği senelerde 5 Mart’ta) üçüncü cemre toprağa düşer.
Yapılan araştırmalarda; her üç cemre dikkate alındığında, bir iki günlük farklarla bu tarihlerde % 42 ihtimalle, iki cemre dikkate alındığındaysa % 74 ihtimalle atmosferde bir ısınma gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Hızır ve Kasım Günleri
Yukarıda ifade ettiğimiz gibi bazı kavimler yıli; Hızır ve Kasım Günleri olmak üzere ikiye ayırmışlar. Hızır Günleri yılın yaz devresini, Kasım Günleri de kış devresini göstermektedir. Hızır günlerini; Mayıs’ın 6’sında başlatarak ve 186 gün sonra 7 Kasım’da sona erdirmişler. Kasım Günlerini de; Kasım ayının 8’inde başlatarak 179 gün sonra (Şubat ayının 29 çektiği yıllarda ise 180 gün) 5 Mayıs günü bitirmişlerdir.
Hıdırellez
Hızır günlerinin başlangıcı olan 6 Mayıs gününe Hıdırellez günü denir. Bu gün Türk dünyasında Hıdırellez Bayramı olarak kutlanmaktadır. Halk arasında; Hızır günü olarak anılan bu gün, Hızır ve İlyas Peygamberin yeryüzünde buluştuklarına inanıldığı gün olması nedeniyle kutlandığından, Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek, halk arasında Hıdırellez şeklini almıştır. Bu gün, baharın başladığı gün olarak kırlara gidilir. Anadolu da her yörenin
âdetlerine göre çeşitli eğlenceler düzenlenir.
Nevruz
Nevruz, yeni gün demektir. Kıştan çıkıp, havaların ısınması, karların erimesi, tabiatın canlanması, baharın gelişi, bütün insanları etkileyip heyecanlandırdığından tabiattaki bu değişiklik, bir çok toplumlar tarafından çeşitli törenlerle kutlamalarına sebep olmuştur. Her canlanışı bir eğlenceyle kutlayan Türk Milletine göre Nevruz, Ergenekon’dan kurtuluşun, geniş düzlüklere açılışın adıdır. İnsanın yaratıldığı gün gibi bir çok sebebe bağlamıştır.
Anadolu’nun ve Türk dünyasının hemen-hemen her yerinde ortak bir karşılama hazırlığı evlerin temizlenmesidir. Temiz giyinmek, bazı bölgelerde beyaz giyinmek âdettendir.
Nevruz, ilk defa Sümerler tarafından yeni yıl bayramı olarak kutlanmıştır. Sümerlerden, Med’lere, onlardan da Farslara geçmiş ve "Nevruz" adını almıştır. Mısırlılar 21 Marti Bereket Tan- rısı’nın doğduğu gün olarak kabul ederek, tahılda bereket sağlamak için kutlarlardı. Batı Anadolu’nun uygar halkları arasında da çeşitli tanrılara adanarak 21 Mart kutlanmıştır.
Bugün Türk Dünyasında, Orta Asya’dan Balkanlara kadar bütün Türk topluluklarında Nevruz kutlanmaktadır.
Mart Dokuzu: 22 Mart gününe Rumi takvimde Mart dokuzu denir. Bu gün Ekvator üzerinde gece ile gündüz eşittir. Bu gün hava sıcaklığının sıfırın altında 20-25 dereceye kadar düştüğü görülmüştür.
Dokuzun Dokuzu: 22-31 Mart günlerine Rumi takvimde dokuzun dokuzu denir. Bu günlerde; fırtına, kar yağışı ve soğuk olur. Yeni uyanan ağaçlara ve oğlaklara zarar verebilir.
Mart Otuzu: 13-14 Nisan günlerine Rumi takvimde Martın otuzu denir. Bu gün fırtına olabilir.
Halk arasında; "Mart dokuzu, dokuzunun dokuzu, o da olmazsa martın otuzu" deyimi ile bu gün, halk arasında sayılı günlerden kabul edilir.
April Beşi: 18 Nisan gününe Rumi takvimde Aprilin beşi denir. Bu günde "Camız Kıran Fırtınası" olur. Bu sebepten hayvanlar ahırdan dışarı çıkarılmaz. Halk arasında, "Kork aprilin beşinden, camızı ayırır eşinden, hele-hele on beşinden" sözleri ile bu günün tehlikesi belirtilir. Bugün de kar yağabilir. Keskin poyraz eser, dolu yağarsa yeni uyanmaya başlayan ağaçları soğuk alır, özellikle kayısı, badem ve kiraz ağaçları çok etkilenir.
April Beşinin Beşi: 18-23 Nisan günlerine Rumi takvimde Aprilin beşinin beşi denir. Fırtına olursa da April beşi kadar zarar vermez. Bir ölçüde soğuk yapabilir. Hatta kar yağabilir.
Sitte-i Sevr: 21-26 Nisan günlerine denir. Bu günler fırtınaları ile meşhur olan altı gündür.
Eyyamı Bahur: Halk arasında Ağustosun ilk haftası olarak kabul edilen yılın en sıcak günlerinin adıdır.

1425 Recep Hilali:
05 Ağustos 2005 Cuma günü Greenwich saatiyle 03.06’da İçtima, aynı gün 18.10’da Ru’yet olacak, Recep ayının İçtiması ile Ru’yeti 05 Ağustos Cuma günü gibi aynı güne rastladığı için İçtimai esas alıp, İçtimai takip eden günü Kameri aybaşı kabul eden bazı Islâm ülkeleri ile Peygamberimizin hadis-i şerifi mucibince, Ru’yeti takip eden günü Kameri aybaşı kabul eden Türkiye gibi diğer İslâm ülkeleri, Recep ayına beraber başlayacaklardır.
6 Ağustos Cumartesi günü Recep ayı ile üç aylar başlayacak, 11 Ağustos Perşembe akşamı Regaib ve 31 Ağustos Çarşamba akşamı da Miraç Kandili olacaktır.