Makale

ÇOCUK TERBİYESİNDE AİLE İÇİ İLETİŞİMİN ÖNEMİ

ÇOCUK TERBİYESİNDE
AİLE İÇİ
İLETİŞİMİN ÖNEMİ

Hacer Gündüz

Aile, insan türünün sürekliliğini sağlayan, ilk toplumsallaşma süre" cini oluşturan karşılıklı ilişkileri belirli kurallara bağlayan, toplum kültürünü kuşaktan kuşağa aktaran, biyolojik, psikolojik, ekonomik, hukuksal vb. yönleri bulunan toplumsal bir kurumdur.
Bir başka açıdan; insan toplumlarının temel bir kurumu olarak evrensel bir nitelik taşıyan aileyi bireylerin karşılık hak ve ödevlerle birbirine bağlı olduğu, ortak amaçlar çerçevesinde birleşmiş insanlardan oluşan bir birlik olarak da tanımlayabiliriz.
Aile, içinde bulunduğu toplumun kültür özelliklerini yansıtır. Aynı zamanda aile bireyleri toplumun kültürel özelliklerini nesilden nesile aktarma görevini yerine getirir.
Aile, içinde barındırdığı bireylerin sayısına, rollerine ve aile içi ilişkilerin kalitesine göre farklı özellikler gösterebilir ve bu özelliklere göre değişik şekillerde sınıflandırılabilir. Geniş, çekirdek ve ataerkil aile gibi.
Ailenin en önemli işlevlerinden birisi, çocukların bakımının ve eğitimlerinin sağlanmasıdır. Çocuğun doğması, büyüme ve gelişmesi anne ve babaya yeni sorumluklar yükler. Bu bakımdan bir ailenin çocuklarının eşiyle bağlantılı olarak belli bir gelişim seyri izlediği söylenebilir.
Daha çocuğun olmadığı evliliğin ilk yıllarında, aile içi özel ilişkiler ayrı bir özellik gösterir. İlk çocuğun doğması, bebek bakımının getirdiği sorumluluklar, çocuğun yürümesi, konuşması ve öteki gelişim evrelerinde anne ve babanın izlemesi gereken yollar. Yeni doğmuş bir çocuğa sahip aileyi farklı kılar. Daha sonraki her gelişim evresinde anne babanın ve aileyi oluşturan diğer bireyler arasındaki ilişkiler, diyalog, çocuğun hem çocukluk döneminde hem de yetişkinlik döneminde önemlidir.
Aile içi ilişkilerde çocuklar, anne ve babalarından, bulundukları yaşlara göre farklı davranışlar gösterebilirler. Anne ve baba küçük yaştaki çocukların davranışlarına daha az kalıcı özellikler atfedebilir. Çocuklar büyüdükçe anne baba onların davranışlarını daha kalıcı kişilik özellikleri ile nitelendirir. Ayrıca aile kültürel düzeyine içinde bulunduğu koşullara göre çocuklarının tutum ve davranışlarını kişilik özellikleriyle nitelendirir.
Bir ailede eşlerin evliliklerinde mutlu olup olmamaları ile çocuklarına olan tutumları arasında ilişki vardır. Evliliklerinde mutlu olmayan eşlerin, çocukları ile olan ilişkilerinde aksamalar olacaktır. Anne babanın çocuğu ile kuracağı ilişkinin kalitesi, çocuk gelişimini tüm yönleriyle etkiler. Anne baba ilişkileri olumlu ise, normal bir çocuğun okul başarısında iyi olması için elverişli bir zemin hazırlanmış olur. Aynı şekilde çocuğun arkadaşları ile kuracağı ilişkinin niteliği de ana baba ile olan ilişkilerinden etkilenir.
Aile içi iletişimde annenin rolü
Çocuk anne rahmine düştüğünden itibaren anne ile ilişki başlar. Göbek kordonu ile bebek anneden beslenirken duygu açısından anne de çevresinden beslenir. Aile büyüklerinin anlayışı veya anlayışlığı kocanın ilgisi veya ilgisizliği annenin bu döneminin kalitesini belirler. İlgili bir aile ortamı içinde anne kendini güvende hisseder, dolayısı ile bebek de bunu hisseder.
Doğumdan hemen sonraki 2-3 gün içinde anne ve bebek birbirleri ile anlaşmaya başlar. Emzirme ve bebeğin ihtiyaçlarını gideren çabalar bebekte ruhsal karşılığını bulur. Konuşamayan yürüyemeyen, ağlamak ve gülmekten başka tepki veremeyen bebek annesinin kucağında sakinleşir, orada kendisini güvende hisseder. Çocuklar ne kadar büyürse büyüsün, onlar için en sakinleştirici yer anne kucağıdır.
Hayatını yaşamak için engel görülen çocuklar, aile içi huzursuzlukların da sebebi gibi görülüyorsa anne ve baba olma olgunluğuna erişememiş kimseler için çocuklu bir aile ortamı ne yazık ki her iki taraf için de mutsuzluk kaynağıdır.
Çocuktaki temel güven duygusunun oluşumunda annenin dengeli ve kararlı tutumu büyük önem taşır. Sağlıklı bir anne çocuk ilişkisinin oluşmasında annenin ruh sağlığı da büyük önem taşır. Mutsuz bir evlilik sonucu annenin eşinden yeterli ilgi görememesi, ailenin ekonomik sıkıntıları, babanın çocuğun doğumunu isteksiz bir şekilde karşılaması, annenin gerginliğini artıran, dolayısı ile anne çocuk ilişkisini zedeleyen faktörlerdir.
Anneden mahrum olma, çeşitli düzeylerde davranış bozuklukları nedenleridir. Meselâ, kısmî mahrumiyet, beraberinde endişe, aşırı sevgi gereksinimi güçlü bir intikam duygusu ve bunlardan doğan suçluluk davranışı bunalımı getirebilir, iç dünyasındaki zorlukları bu tür tepkilerle yansıtmayan çocuğun sinir sisteminde bozukluklar davranış ve karakter yapısında dengesizlikler görülebilir.
Baba-çocuk ilişkisi
Kadın ve erkek için de anne ve babalığın bireye doyum sağlayan önemli bir tecrübe olduğunu vurgulamak gerekir. Bir erkek için duygusal yönden alacağı hiçbir ödül, çocukların doğdukları andan bağımsız yaşayabilecekleri çağa gelinceye kadar yetiştirebilmek için doyurucu olamaz.
Her ne kadar babalar için, annelerin anne olmasını kolaylaştıran prolaktin hormonu gibi destekleyici biyolojik faktörler yoksa da iyi baba olmak, sevgi, deneyim, sabır ve bilgilenme işidir, iyi baba olarak doğulmaz. Elbette ama, annenin hamileliğinden itibaren baba adayı bu gelişim sürecinin yakın takipçisidir.
İlk adım, anneyi gerginleştirecek ortamı oluşturmamaya çalışır. Her an yanında olduğunu hissettirir. Eşine ve çocuğuna böylece daha doğmadan çocuklu yaşam başlamıştır. Biyolojik etkenler yüzünden doğumun ilk yıllarında belki baba biraz anne çocuk ilişkisinin dışında gibi görünür, ancak bebeğin doğumunun ikinci yılından itibaren babanın önemi hissedilecek derecede artar. Sağlıklı ailede anne, baba, çocuklar ve ailenin diğer fertleriyle ilişkiler çok önemlidir. Sağlıklı diyalog ki bu bizim ailelerimizde gelenek ve görenek çerçevesinde sevgi saygı birbirini anlama şeklinde tezahür eder.
Babanın aile içindeki konumu
1 - Anneye destek olmak, onu mutlu etmek,
2- Aile içi otoritenin sağlıklı yürümesi ve anneyle oluşturdukları düzenin devamını sağlamak,
3- Toplumla aile arasında bağ kurmak, statü kazandırmak şeklinde tespit edebiliriz. Görev ve sorumluluklar ana hatlarla bu çerçevede oluşursa, sağlıklı bir ailenin temeli atılmış olur.
Çocuklar için aynı cinsten ebeveynlerini taklit etmek, sosyal hayatlarının oluşumundan önemlidir. Babasının saygınlığını, çalışkanlığını taklit eden erkek çocuk, annenin özverisini, nezaketini taklit eden bir kız çocuk, doğru sosyalleşme yolunda demektir.
Bu nedenle anne babanın, önce kendi aralarındaki diyalog sonra çocuklarına düzgün örnekleri sağlıklı iletişimi, sağlıklı aile yapısını buda sağlıklı toplum yapısını oluşturur.
Kendi çocukluk yıllarında engellenmiş bireyler, ana-baba olduklarında, eskiden kendilerine tanınmamış olan özgürlüklere çocuklarının sahip olmalarına karşı, bilinç dışı bir kıskançlık geliştirirler. Bu nedenle çoğu kez kendi ana-babasından gördükleri yöntemlerle çocuklarını dizginleme, suçlama, aşağılama yollarını denerler. Veya tam tersi daha az kontrollü daha gevşek bir tutum içinde çocukları yetiştirirler. Anne babanın bu konularda doğru davranış biçimini oluşturuncaya kadar çevrelerindeki iyi örnekleri gözlemleri kendilerini bu konularda yetiştirmeleri gerekmektedir.
Başarılı aile içi iletişim koşulları
Anne-baba ilk olarak çocuklarını tanımaya çalışarak işe başlamalıdırlar. Anne-baba önce kendi ilişkilerinde ve sonra çevreleri ile olan ilişkilerinde dengeli, tutarlı, kararlı, sevecen olmalıdırlar. Tahammülsüz, olumsuz tipler ilk olarak kendi aralarında, daha sonra aileleri ve toplum içinde de kabul göremezler.
Önce birbirlerine güvenmeli, sonra da çocuklarına güven duygusunu güvenerek öğretmelidirler. Çocuklar iyi birer taklitçidir. Halk diliyle örnek olabilen örnek anne-babaların çocukları da çevrelerinde örnek olacaktır.
Kendi içlerinde barışık huzurlu anne babaların çocukları da küçük yaşta huzuru keşfedeceklerdir. Anne- baba çocuklarının bağımsız birer birey olduğu gerçeğini asla unutmamalı, onlarla sevgi içinde olumlu ilişkiler kurabilmelidirler.
Sonuç itibari ile anne-baba öyle bir ortam hazırlamalıdır ki, çocuk sanki her zaman anne-babası yanındaymış gibi kendini güvende, hiç yanında değilmiş gibi özgür hissetsin. Böyle bir aile ortamı çocuğun kendine özgü anlayış ve düşüncesini ifade etme olanağı sağlar. Buna karşılık, sağlıksız aile çocuğun nasıl algılanması, düşünmesi ve davranması gerektiği ile ilgilenir. Çünkü bu, ana-baba için çocukları belirli bir kalıba sokmak, onun bağımsız olarak gelişmesinden daha önemlidir.
Aile içinde sağlıklı bir diyalog dili oluşturan ana babalar, çocuğun kendi kendisine denetlemesi ya da iç denetim demek olan ahlâk gelişimine ortam hazırlayan, çocuktaki sorumluluk duygusunu geliştiren olayları sonuçlarıyla onları baş başa bırakan onlara hak ve özgürlüklerin sınırını öğreten onları korkutmadan kendi kendilerine disipline eden ve düşüncelerini özgürce anlatabilen birer birey olarak yetişmelerine imkân hazırlayan kimselerdir.