Makale

Kur'an aya gidişi Yazmış mıydı?

Kur’an
Aya gidişi
Yazmış mıydı?

Doç. Dr. Ali Köse
Marmara Üniv. İlahiyat Fakültesi

Yorgun gözleri ve berbere yabancılaşmış saçlarıyla tanıdık onu. Daha gençti, ama laboratuvardan stüdyoya henüz ulaşmış bir hâli vardı. Önce görüntüsü, sonra soy ismi yakaladı beni: Ömer Çelakıl.
Tıp fakültesi öğrencisiydi. Ama Kuran’ın şifresini çözmeye talipti. Sakin konuşuyordu. Nedense sözlerine pek kulak asmamış, görüntüye takılmıştım. Belki de dinî konuları televizyonda centilmence anlatan birilerine uzun zamandır ilk defa rastlamaktandı bu hâlim.
İlginçti. Tıp Fakültesi öğrencisi Kur’an matematiği anlatıyordu. Pek kulak asmadım dedim ya, yine de bir deşifre kalmıştı aklımda: "2003 yılında İsrail büyük bir belâya düçar olacak.’’ Olmaz böyle şey, diyecek oldum, ama yine de "Tedbirli ol, 31 Aralık 2003’ü bekle!" dedi içimdeki bilge ses!
"Çelakıl, aklımızı çelemez" dedim kendi kendime. "Bir televizyon programı ve bir kitapla işi bitiririz" diye düşündüm. "Medyanınki de bir hevestir, geçer" dedim. Ama yanıldım. Çünkü ’popüler kültür’ü unutmuştum.
Morpheus, Gandalf, Çelakıl!
Yüzüklerin Efendisi ve Matrix’in tam üçer kez beyinlerimizi yıkadığı bir dönemde çıkmıştı Çelakıl karşımıza. Sanki Yüzüklerin Efendisi’nin Gandalf’ını hayal ediyorduk onu seyrederken ekranda... İnsanı cezbeden gizem ve olağanüstülük arayışı Hollywood marifetiyle günlük mönülerimizi zenginleştirmiş, bilinçaltımızı depreştirmişti. Dağda, taşta, harfte, rakamda, burçta kutsallık arar olmuştuk. Günlük sorunlardan yaşam sıkıntılarından kaçıyorduk belki de... Yıllar önce Simyacı ile girmiştik bu yola; şimdi de Çelakıl’la devam edecektik. Bu yüzden bir televizyon programı ve bir kitapla yetinmeyecektik. Hatta kitaplarından birisi gazete promosyonu olarak bile çıkacaktı karşımıza.
"ilk adımı Kamer (Ay) sûresi ile attım, Kamer (Ay) sûresi’nde Ay’a çıkış tarihinin olabileceğini düşündüm, ama bu sadece bir histi ve bu hissim doğruysa acaba bunu ortaya çıkarabilir miyim diye, kim bilir kaç kez Kamer sûre- si’ni okumuştum" diyor Çelakıl Kur’an-ı Kerim’in Şifresi isimli kitabında (s. 52).
Sûrenin hemen ilk ayetinde Kamer kelimesi geçiyor ve Çelakıl bu ayetten Kur’an’ın sonuna kadarki ayetleri sayıyor. Ortaya çıkan rakam 1 389. Sonra takvimde ne görsün! Hicrî 1 389 Milâdî 1969 yılına denk gelmez mi? Yani Amerikalıların Ay’a çıktığı tarih (Kur’an-ı Kerim’in Sırları, s. 10)
Mesaj açık: "Ey Müslüman kardeşlerim, aya çıkamadık, ama bakın kutsal kitabımıza... O bize Ay’a çıkılacağını bildiriyor ve ben onu deşifre ederek hepimiz adına dinsel namusumuzu kurtarıyorum!.."
Telefonun icadından, demirin atom numarasına, İsrail’in kuruluşundan, 17 Ağustos 1999 Depremi’ne kadar şifreler varmış Kur’an’da. Şifreler sadece geçmişe yönelik değil, gelecekten de haberler var. Başlık şöyle: "Kur’an-ı Kerim’in 2000’Ii Yıllarla İlgili Şifreli Mesajları." Yine de 2003 şifreleri tutmadı; Allah 2004’de yardımcısı olsun!
Bir modem zaman hurufisi
Kah hicrî kah milâdî takvimi kullanıyor Çela- kıl keyfîce. Dinî bilgisi de İslâm dünyasında ayet sayıları farklı olan ’Kur’anlar’ olduğunu bilmeye yetmiyor. Böylece Allah, sadece Türklerin kullandığı ve ayet sayısı 6666 olduğuna inanılan Kur’an’da bildiriyor bize Ay’a çıkış tarihini... Biz Türkler için büyük şeref. Hatta bence burada Amerikalılarla Türklerin dost ve müttefik kuvvetler olacağına dair bir şifre de olması gerek. Hadi sana yeni bir iş Ömer kardeşim.
Bu işin İslâm literatüründeki adı ’Hurufîlik’. Yani harfçilik. Harfler ve rakamlarda kutsallık olduğu inancının adı. Kökleri milâttan önce 4. Yüzyıl Anadolu Helenistikliğine kadar gidiyor. İslâm dünyasına yansıması ise pek vakit almamış. Daha 8. Yüzyılda, yani İslâm’ın henüz 2. yüzyılında, Allah’ı harflere benzetenler bile çıkmış. Uğruna kelleler verilmiş, ilk şehidi de kurucusu sayılan Fazlullah-ı Hurufî olmuş (ö. 1 394).
Müritleri Kur’an’da geçen tüm ’FazI’ kelimelerinin şeyhlerine işaret ettiğine inanmışlar; onu ’Allah’ın zuhuru’ olarak görmüşler. Tabii ki Fazlullah’ın kitabı Câvidânnâme de kutsal metin.
Seni tenzih ederim bütün bunlardan Ömer kardeşim! Ama hesapların bize tutarlı gelmiyor. Ne güzel. Kitaplarla, hendese hesaplarıyla, kutsal metinlerle uğraştın.
Dumanlı kahve köşelerine takılmadın, gençlik hevesleri peşinde koşup gönül çelmedin. Ama akıl çeldin. Benimkini de çelebilirdin belki, ama Allah’tan Kur’an’da ismin geçmiyor.