Makale

TARIK’IN ORDUSUNU ENDÜLÜS'E TAŞIYAN GEMİLER

TARIK’IN ORDUSUNU ENDÜLÜS’E TAŞIYAN GEMİLER

Dr. Mustafa Hizmetli

Endülüs’ü fethetmekle yükümlü İslam ordularının komutanı olan Tarık b. Ziyad’ın orduyu Kuzey Afrika’dan Endülüs’e geçirmekte kullandığı gemilerin akıbeti meselesi Endülüs tarihinin ilginç konularından biridir. Tarık, ordusunu Sebte valisi julianus’un verdiği dört gemiyle karşıya geçirmiştir. Yedi bin kişilik orduyu bir defada geçirmek mümkün olmadığından karşı kıyıda belirlediği daha sonra kendisine nispetle Cebel-i Tarık diye anılan müstahkem mevki- ye peyderpey geçirmiştir, ilk geçenler arasıda julianus da bulunmaktaydı ve nakil işinde kullanılan gemiler ticaret gemileri olduğundan halkın dikkatini çekmeden ve herhangi bir zorlukla karşılaşmadan bu iş tamamlandı. Kimse son seferlerinde Tarık’ı da taşıyan bu gemilerin Ispanya’nın kaderini değiştireceğini düşünmemiş, yeni tüccarları karşıya taşıdığını sanmıştı. Tarık’ın Endülüs’e geçmesi ile ilgili Islâm kaynaklarında gerçekle alâkası olmayan ve uydurma olduğu açık olan birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan biri de gemilerin yakılmasıyla ilgili olanıdır.
El-Himyerî’nin da aralarında bulunduğu bazı tarihçiler, Tarık’ın askerlerine yaptığı konuşmada; "kaçacak yer var mı? Önünüz düşman, arkanız deniz" demesini delil göstererek orduyu karşıya geçiren gemilerin yakıldığını iddia etmişlerdir.
Bu delile karşın, aralarında gayr-i müslimlerin de bulunduğu pek çok tarihçi, gemilerin yakılmadığın- da ittifak etmişlerdir. Bu tarihçiler, elindeki gemilerin merkezle irtibatı sağlamak ve gerektiğinde takviye kuvveti alabilmek açısından Tarık için hayatî öneme sahip olduğu görüşündedirler. Bu gemiler, Endülüs’ün fethi esnasında merkezle haberleşmeyi sağlamış ve gönderilen yardımcı kuvvetleri Endülüs’e taşımıştır. Karşıya geçen Tarık, ordusunu ülkenin başkentine doğru yürüyüşe geçirmiş, Got Kralı Rodrich’in büyük bir orduyla karşılarına çıkacağını öğrenince de, Kuzey Afrika Valisi Mû- sa’dan yardım istemiştir. Mûsa, Tarık’ın bu isteğine cevap olarak beş bin asker daha göndermiştir. Sonradan gönderilen bu kuvvetler de mutlaka söz konusu gemilerle taşınmıştır. Böylece Tarık’ın ordusunun sayısı on iki bin kişiyi bulmuştur. Tarık’ın ordusunu taşıyan gemileri yakmadığını destekleyen bir başka olay da; Vali Mûsa’nın sekiz bin kişilik ordusuyla Kuzey Afrika’dan Endülüs’e geçmesidir. Tarık’tan bir yıl sonra Endülüs’e geçen Musa’nın bu sürede büyük ordusunu karşıya geçirmeye yetecek sayıda yeni gemi yaptırdığını kabul etmek mümkün değildir. İşin doğrusu, Mûsa’nın ordusunu geçirmek için Tarık’ın geçtiği gemilerin yanı sıra kendi yaptırdığı gemileri de kullanmış olmasıdır.
Tarık’ın ordusuna konuşmasındaki ilk cümle, kuşkusuz arkalarında denizin bulunduğunu anlatmaktadır. Ancak bu, sahilde gemilerin bulunmadığını göstermez. Aksine arkalarındaki gemilerin az olduğunu ve onlara ulaşmanın pek kolay olmayacağını anlatmak istemiş olabilir. Çünkü sayılarının dört olduğu bildirilen gemilerin bu kadar kalabalık bir orduyu bir defada taşımasına imkân bulunmadığı açıktır.
Sonuç olarak, Tarık’ı ve ordusunu Endülüs’e taşıyan gemilerin yakılması hakkındaki rivayetlerin, Endülüs’ün fethiyle ilgili gerçekle ilgisiz, sonradan uydurulmuş, birçoğu efsaneleşmiş sayısız rivayetlerden biri olduğunu söylememiz mümkündür.