Makale

DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULUNDAN

FIKIH KÖŞESİ

DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULUNDAN

Saç boyası, abdest ve gusle engel midir?
İçeriğinde kan gibi dinen temiz olmayan şeyler bulunmadığı sürece, el veya başa sürülen kına, boya gibi maddelerin katı atıkları iyice yıkanıp, sürüldüğü yerlerden temiz ve saf bir su akması durumunda, bunların deri ve saçlarda bıraktığı renk, suyun deriye nüfuzuna engel olmaz. Dolayısıyla deri üzerinde tabaka oluşturmayan, kına (Buhârî, Libâs, 66; İbn Mâce, Libâs, 34.), saç boyası ve jöle gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.

Guslederken suyun küpe deliklerine ulaşması şart mıdır?
Gusül, cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmi kirlilik hallerinden kurtulmak için gerekli olan dinî temizliktir. Guslün farzları, ağzı, burnu ve bütün bedeni hiç kuru yer kalmayacak şekilde tam olarak yıkamaktır. Kur’an-ı Kerim’deki “Eğer cünüp iseniz, iyice temizlenin (yıkanın).” (Nisâ, 4/43; Mâide 5/6.) emri gereği, bedenin zahmetsiz yıkanabilen bütün organlarını birer defa yıkamak gerekir.
Yıkanmasında güçlük ve zahmet olan göz, tıkanmış küpe deliği gibi yerleri yıkamak ise farz değildir. Gusül esnasında, kadının, küpelerini ve dar olan yüzüğünü oynatması gerekir. Kulak deliğinde küpe bulunmazsa kulağını yıkarken deliğe su girmesi yeterlidir. Suyun kulak deliğine ulaşması konusunda önemli olan, galebe-i zan yani kalbin kanaatidir.

Mest üzerine giyilen çoraplara mesh edilebilir mi?
Mestler üzerine giyilen çoraplar, ince olup üzerine mesh edildiğinde, altına ıslaklığı geçirirse, bunlar üzerine mesh edilmesi caizdir. Islaklık alta geçmediği takdirde mesh üzerine mesh gerçekleşmiş olmaz.
Mest üzerine giyilen çoraplar, üzerine mesh yapılabilecek evsafta ise bu çoraplar üzerine de mesh yapılabilir. Zira bunlar mest üzerine giyilen çizme hükmündedir.

Abdestli iken az da olsa uyumak abdesti bozar mı?
Yan üstü yatarak, bağdaş kurarak, dirseklere dayanarak, ayakları yan tarafa çıkarıp oturarak, namaz dışında secde hâline geçerek uyumak veya oturup dayandığı şey alındığı takdirde düşecek derecede bir şeye yaslanarak uyumak abdesti bozar. Ancak, uyku ile uyanıklık arasındaki hal, oturağı tamamen yere yerleştirerek uyumak veya bir yere dayanmadan uyumak abdesti bozmaz.
Besmele ve niyet unutulduğunda gusül veya abdest sahih olur mu?
Abdeste ve gusle başlarken niyet etmek ve besmele çekmek sünnettir. Bu bakımdan niyet etmeden ve besmele çekmeden alınan abdest ve gusül geçerlidir. Şu kadar var ki, abdest ve gusülden önce besmele ve niyetin unutulması sünnet sevabından mahrum olunmasına neden olur. Şafii mezhebine göre ise abdest ve gusülde niyet farz, gusle başlarken besmele çekmek ise sünnettir.

Abdest veya gusül alırken konuşmak abdeste veya gusle zarar verir mi?
Abdest veya guslederken konuşmak abdeste veya gusle zarar vermez. Ancak, bir ihtiyaç olmadıkça konuşmamak adaptandır. Abdest veya gusül almaya başlayan kişi, yaptığı ibadete odaklanmalı, dünyevi meşguliyet, duygu ve düşüncelerden mümkün olduğunca uzaklaşmalıdır. Bu itibarla, ihtiyaç olmadıkça abdest veya boy abdesti alırken konuşulmamalıdır. Bir zaruret veya ihtiyaç hâlinde konuşmakta ise bir sakınca yoktur.

Alkolün temizlikte kullanılması caiz midir?
Alkollü içeceklerin içilmesi dinimizde kesin olarak haram kılınmıştır (Mâide 5/90-91).
Bunlar necis oldukları için kullanılmaları da caiz değildir. Dolayısıyla elbise ve beden üzerine dökülmeleri halinde yıkanmaları gerekir. Zira üzerine şarap, şampanya, rakı, konyak ve benzeri alkollü bir içki dökülmüş olanlar bunları yıkamadıkça namaz kılamazlar.
İçmek için değil de, temizlik amacıyla üretilmiş olan alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte (Buhârî, Edep, 80, Müslim, Eşribe, 73), temizlik maddesi olarak kullanılması caizdir. Bu nedenle, namaz kılmadan önce bu ürünlerin sürüldüğü yerlerin yıkanması gerekmez.

Mezhepler arasında abdestin farzları konusunda farklılık var mıdır?
Hanefilere göre abdestin farzları, Mâide suresinde (5/6) ifade edildiği üzere; yüzü yıkamak, kolları dirseklerle birlikte yıkamak, başı mesh etmek, ayakları topuklarla birlikte yıkamaktır.
Şafiîlere göre bu şartlara ilaveten, abdeste niyet etmek ve tertip (abdest organları yıkanırken ayetteki sırayı gözetmek) de farzdır. Hanbeliler, tertibi ve organların ara verilmeden art arda yıkanmasını (muvâlât); Malikiler ise, niyet ve abdest organlarının art arda yıkanması yanında, organların yıkanırken ovulmasını da abdestin farzlarından sayarlar.
Öte yandan abdestin ittifak edilen farzlarının detayıyla ilgili de mezhepler arasında bazı farklılıklar vardır. Hanbelilere göre yüzü yıkamanın kapsamına ağza ve burna su vermek dahildir. Aynı şekilde hem Malikilere, hem de Hanbelilerce tercih edilen görüşe göre başın tamamını mesh etmek, başı mesh etme farzının kapsamındadır.

Çorap üzerine mesh etmek caiz midir?
İslam âlimleri, abdest alırken ayağa giyilen deri ve benzeri sert ve dayanıklı maddelerden yapılan mestler üzerine mesh etmenin, Rasulüllah (s.a.s.)’ın sünnetiyle sabit olduğu (Buhârî, Vudu’ 35, 48; Müslim, Taharet 72, 73; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 245.) konusunda görüş birliği içersindedirler. Ancak çoraplar üzerine mesh etme konusunda, görüş farklılıkları vardır. Bu ihtilaf, öncelikle Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’den, çorap ve ayakkabı üzerine mesh ettiğine dair gelen rivayetlerin sıhhatindeki görüş ayrılıklarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s.)’in üzerine mesh ettiği mestlerin keyfiyeti konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. ö İmam Muhammed ve İmam Ebu Yusuf, aşağıda belirtilen şartları taşıyan çoraplar üzerine mesh etmeyi caiz görmüşlerdir. Buna göre ayağa giyilen çorap vb. bir şeyin üzerine mesh edilebilmesi için bunların; ayağa giyilmiş olarak normal bir yürüyüşle en az bir fersah (yaklaşık 5 km.) veya daha fazla yürüyecek kadar dayanıklı olması, giyildiğinde çorabın bağsız olarak ayakta durabilecek kadar sağlam ve kalın olması, hemen suyu emerek ayağa su geçirmemesi, çorapların kıl, pamuk, yün vb. giyimde kullanılan ürünlerden imal edilmiş olması ve içini gösterecek kadar şeffaf olmayıp, kalın olması gerekir.
Ebu Hanife, önceleri kalın da olsa çorabın alt kısmının deri ile kaplı olmadıkça üzerine mesh etmenin caiz olmayacağı görüşünde iken, vefatına az bir zaman kala bu görüşünden vaz geçerek, caiz olduğu kanaatine varmıştır. Hastalığında kalın çoraplar üzerine mesh ederek, ziyaretçilerine: “Vaktiyle başkalarına nehyettiğim şeyi, şimdi kendim yapmaktayım.” demiştir.