Makale

Bir Medeniyet Projesi AHİLİK

DİN VE HAYAT

Bir Medeniyet Projesi AHİLİK

Teşkilatlanmasıyla; tüketici hakları ve rekabetin korunması, kooperatifçilik, sivil toplum kuruluşu, sigortacılık, ürün standardı ve kalite, ombudsmanlık gibi günümüz için önemli kavramların Anadolu’daki öncü kuruluşu olmuştur.


Çağatay Yasin KARABOĞA
Esnaf ve Sanatkarlar Genel Müdürlüğü Ahilik ve Şura Daire Başkanı

AHİLİK, XIII. yüzyılda Anadolu coğrafyasında vücut bulan bir esnaf teşkilatı olmasının yanı sıra, insanlığın en önemli değerlerine hizmet eden, kaynağını İslam medeniyetinden almış, Anadolu Selçuklu devletinin mayasında, Osmanlı Devletinin kurulmasında ve cihan devleti olmasında son derece etkili olmuş bir medeniyet projesidir.
Yaşamak için yaşatmanın yanında, mükemmel insanı ve mükemmel toplumu hedefleyen ahilik sistemi, Anadolu insanına, helal yoldan alın teri ile geçinme, başı dik, kendine güvenen, minnetsiz yaşam yeteneğini kazandıran bir ruh aşılamıştır.
Teşkilatlanmasıyla; tüketici hakları ve rekabetin korunması, kooperatifçilik, sivil toplum kuruluşu, sigortacılık, ürün standardı ve kalite, ombudsmanlık gibi günümüz için önemli kavramların Anadolu’daki öncü kuruluşu olmuştur.
Ahiler her daim devletin yanında olmuşlar, yeri geldiği zaman ticaret ve zanaat erbabı, yeri geldiği zaman idareci ve asker olarak devlete hizmet etmişlerdir.
Ahilik sistemi; temeline ticari ahlakı oturtmuş; iyilik, şefkat, merhamet, doğruluk, helal kazanç, birlik ve beraberlik gibi insani değerleri yücelten bir değerler manzumesi olmuştur. Bu değerlerin kaynağını ise Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (s.a.s.) sünnetleri oluşturmuştur.
Ahiliğin temel prensiplerini yansıtan kaynak eser fütüvvetnamelerde yer alan ahiliğe ait bazı öğretilere aşağıda yer verilmiştir:
• Namazı bırakmamak.
• Hakk’a, hukuka, hakkaniyete riayet etmek.
• Dünya yaşamına esir olmamak.
• Hayâ (ar, utanma) sahibi olmak.
• Nefsin esiri olmamak.
• Helal yoldan kazanmak.
• Muhtaç ve düşkün olan kimselere yardımda bulunmak.
• İyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak.
• İyi huylu ve güzel ahlaklı olmak.
• Hata ve kusurları daima kendi nefsinde aramak.
• Maiyetinde ve hizmetindekileri korumak ve gözetmek.
• Allah’ın emir ve yasaklarına uymak.
• İçi dışı, özü sözü bir olmak.
Yine, fütüvvetnamelerde geçen üç açık ve üç kapalı Ahilik prensibini şu şekilde belirtebiliriz:
Ahi:
1. Eli açık olmalı; cömertlikte bulunan insan “veren el alan elden hayırlıdır.” hadis-i şerifi ışığında Hak Teala’nın lütfuna mazhar olur.
2. Kapısı açık olmalı; yani, misafirperver olmalı. Nebevi ahlakın gereği de budur.
3. Sofrası açık olmalı; yani, bir dilim ekmeğini bile paylaşabilmeli. Unutulmamalıdır ki bereketin anahtarı bu düsturda gizlidir.
4. Gözü kapalı olmalı; yani, harama ilişmemeli, ayıbı açığa çıkaran değil gizleyen olmalı. Bu şekilde Allah da kıyamet gününde onun ayıbını örter.
5. Dili bağlı olmalı; yani, kimseye kem söz söylememeli, gıybet etmemeli ve hiçbir zaman iftirada bulunmamalı. Çünkü dil insan ruhunun aynasıdır ve o ayna her zaman pür-i pak olmalıdır.
6. Beli bağlı olmalı; yani, kimsenin namusuna, haysiyet ve şerefine göz dikmemeli. Çünkü hayâ iman gereğidir.
İşte yukarıda belirttiğimiz prensiplerin bugün de esnaf ve tacirimize, işçi ve işverenimize kısaca, ticaret hayatının temeline aktarılması toplumun refahına önemli katkılar sağlayacaktır.
Hakkı, hukuku tesis etmiş, adaleti her daim yüceltmiş bir medeniyetin mensupları olarak;
Asırlar öncesinden günümüze uzanan ve yeni neslin yoluna ışık tutacak olan ahilik kültürünü daha iyi tanınır, bilinir hâle getirmek, manevi ve millî köklerimizi ahilikle buluşturmak ve gelecek nesillerimize bu kültürü en güzel şekilde aktarmak, ahilik değerlerini çağımız gerekleri doğrultusunda yeniden hayata geçirerek ekonomik, sosyal ve kültürel hayatımıza kazandırmak, milletimizin önemli hasletlerinden biri olan yardımlaşma, birlik ve beraberlik duygusu ile ekonomik, sosyal ve kültürel boyutları bünyesinde barındıran ahilik değerlerini günümüz Türkiye’sine taşımak ve dünyaya tanıtmak toplumsal vazifemiz olmalıdır.
Maddenin kutsallaştığı ve mananın öneminin yok olmaya başladığı günümüzde; maddeye ve manaya ibretli bir şekilde basiretli gözlerle bakmayı öneren ahilik sistemi ecdadımızca bütün beşeriyete hediye edilmiştir.
Bu nedenle, ahilik değerlerini layıkıyla ne kadar fazla yaşar ve yaşattırırsak, bu değerler o miktarda ahlakın, ticaretin ve sanayinin kısaca bütün yönleri ile sosyal ve iktisadi hayatın temel kaideleri arasında yer alacak, haksız rekabetin azaldığı, güvenli ticaretin arttığı, ürün standardının yükseldiği ve hepsinden önemlisi de birlik ve beraberlik duygusunun hâkim olduğu bir ortamı ve kardeşliğimizin pekişmesini tesis etmiş olacağız.