DİJİTAL DÜNYADA HADİS ÖĞRENİMİ
ÇAĞDAŞ İMKÂNLAR
KLASİK SORUMLULUKLAR
Muhammed Emin ERGÜLER
Yalova Fevziye Köyü Aşağı Mahallesi Camii İmam Hatibi
İnsanlık tarihi boyunca bilgiye ulaşma yolları, zamanın şartlarına göre sürekli değişim göstermiştir. Sözlü kültürden yazılı metinlere, el yazmalarından matbu eserlere ve nihayet dijital platformlara uzanan bu serüven, ilim talebesinin karşısına hem yeni imkânlar hem de yeni sorumluluklar çıkarmıştır. Bu dönüşümden en çok etkilenen alanlardan biri de dinî ilimler, bilhassa hadis ilmidir. Zira bu ilim, sadece bilgi aktarımıyla değil, aynı zamanda usul, edep ve ehliyet temelli bir silsileyle taşınmıştır.
Günümüz dünyasında bilgiye ulaşma biçimleri, bireylerin gündelik hayat pratikleriyle doğrudan ilişkilidir. Artık birçok insan, geleneksel yazılı kaynaklara yönelmek yerine dijital araçlar üzerinden hızlı ve pratik erişim imkânı sunan platformları tercih etmektedir. Bu durum, bilgi edinme sürecinin yalnızca bireysel bir yönelime değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşüme işaret ettiğini göstermektedir. Dinî ilimlerin, özellikle de hadis ilminin bu yeni dijital gerçeklikten bağımsız yürütülmesi mümkün değildir. Bilhassa genç nesillerin ilgisini çekebilecek, teknik bakımdan nitelikli dijital projeler geliştirilmesi, hem doğru bilgiye ulaşma imkânı sunacak hem de klasik ilmî mirasın dijital ortama taşınarak geleceğe aktarılmasını sağlayacaktır. Dolayısıyla dijitalleşmeyi bir tehdit değil ilmî geleneği çağın diliyle buluşturacak stratejik bir imkân olarak değerlendirmek, günümüz ilmî çalışmalarının kaçınılmaz bir gerekliliği hâline gelmiştir.
Dijitalleşen öğrenim yöntemleri: Fırsatlar kapısı
Dijitalleşmenin ilim dünyasına kattığı en büyük değerlerden biri, kaynaklara erişim ve araştırma imkânlarının olağanüstü bir hız ve kolaylık kazanmasıdır. Bu noktada İslami ilimlerin her alanında olduğu gibi özellikle hadis ilmi sahasında ciddi dijital atılımlar da göze çarpmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı ve dijital erişim imkânına sahip Hadislerle İslam seti, İSAM’ın veri tabanları, TDV İslâm Ansiklopedisi ve ilahiyat fakültelerinin dijital içerikleri gibi kurumsal çalışmalar bu alandaki güzel örneklerdendir.
Hadis alanında dijital erişimi kolaylaştıran önemli araçlardan biri, Türkiye’de geliştirilen Kuramer Kütüphane ve Hadis Veritabanı ile Arap dünyasında hizmete sunulan el-Mektebetü’ş-Şâmile, Cevâmi’u’l-Kelim ve Câmi’u Hâdimi’l-Haremeyn gibi kapsamlı veri tabanlarıdır. Bu programlar, klasik hadis kaynaklarını bir araya getirerek araştırmacılara binlerce ciltlik eserleri kısa sürede tarama imkânı sunmaktadır. Klasik hadis kaynaklarının dijital ortama taşınmasını mümkün kılan bu platformlar, hadis ilminde çalışmayı daha erişilebilir, daha sistematik ve daha karşılaştırmalı hâle getirmektedir. Bu yönüyle dijital veri tabanları ve tarama programları, sadece akademik dünyanın değil, ilmî derinlik arayan her seviyedeki okuyucunun hizmetine açılmış büyük birer hazine konumundadır.
Çevrim içi video paylaşım platformlarında, alanında uzman kişilerce hazırlanan içerikler, farklı yaş gruplarına yönelik hadis öğrenimini mümkün kılmaktadır. Örneğin Diyanet Dijital kanalında yer alan “Hadisler & Sohbetler” listesi, kısa ve sade anlatımıyla her kesime hitap eden hadis videoları sunmaktadır. Aynı kanalda bulunan “Sesli Kitap” ve “İslam Âlimleri” gibi listeler de hem kaynakları dijital ortama taşımakta hem de önemli muhaddisleri tanıtarak dikkat çekici ve faydalı içerikler üretmektedir. Bu tür çalışmalar, dijital dünyada ilmî sorumluluğu gözeten başarılı örnekler arasında yer almaktadır.
Dijital çağın sunduğu imkânlarla klasik hadis literatürünü buluşturan bu tür çalışmalar, hadis öğrenimini ve araştırmalarını nitelik bakımından zenginleştirmekte, zaman ve mekân sınırlarını ortadan kaldırarak ilim talebelerinin hizmetine sunmaktadır.
Riskler: Bağlamdan kopan bilgi ve yetersiz yorumlar
Geleneksel dönemde bilgiye ulaşmak, sadece öğrenmekten ibaret değildi; bu süreç, hoca-talebe ilişkisi içinde hem ilmî bir denetimi hem de ahlaki gelişimi içerirdi. Bu ilişki, bilginin doğruluğunu ve sağlıklı şekilde yorumlanmasını güvence altına alan önemli bir kontrol mekanizmasıydı. Geleneksel yapıda hoca-talebe ilişkisi söz konusu güvenceyi sağlarken dijital mecralarda hadis öğreniminde aynı düzeyde etkili bir kontrol mekanizmasının tesis edilmesi tam anlamıyla mümkün olamamaktadır. Geleneksel eğitim sürecinde talebelerin ilmî seviyeleri dikkate alınarak hadis nakli ve müzakeresi gerçekleştirilmekteydi; buna mukabil dijital mecralarda rivayetlerin kimler tarafından dinlendiği ve nasıl anlaşıldığı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.
Hadislerin bağlamından koparılarak sosyal medya ortamlarında paylaşılması, sahih ile zayıf rivayetler arasında gerekli ayrımın yapılmaması ve bu alanda yetkinliği bulunmayan kişilerin yorumları, dijital hadis öğreniminin en ciddi problemleri arasında yer almaktadır. Ayrıca her bilginin doğruymuş gibi sunulduğu dijital ortamlarda güvenilirlik sorunu derinleşmekte ve bu güveni tesis edecek ilmî bir otoritenin eksikliği ciddi bir boşluk meydana getirmektedir.
Sorumluluk: Usul, edep ve ehliyeti kaybetmemek
Hz. Peygamber (s.a.s.), sonraki zamanlarda kendisinin söylemediği şeyleri hadis gibi anlatacak kimselerin ortaya çıkacağını haber vermiş ve ümmetini bu tür uydurmacılara karşı açıkça uyarmıştır. (Müslim, Mukaddime, 6.) Bu rivayet, dinin temel kaynaklarından biri olan sünnetin, ehil ve güvenilir kimseler eliyle taşınmasının zaruretini ortaya koymaktadır. Zira ilim, ehli olmayan kimselerin eline geçtiğinde bu kutsal emanetin tahrife uğraması, bidat ve heva ile iç içe geçirilmesi kaçınılmaz hâle gelir. Dolayısıyla dijital ortamda hadis öğretimi yapan kişi, sadece içerik üreticisi değil aynı zamanda bir emanet taşıyıcısıdır.
İcazet zinciriyle gelen bir geleneğin, yeni medya diline uyarlanması kolay değildir. Ancak bu zorluk, usul, edep ve ehliyet temelinden sapmadan aşılabilir. Din hizmeti sunanların sosyal medya içeriklerinde kullandıkları dil, kaynak, yorum biçimi ve alıntı yapılan rivayetler konusunda hassasiyet göstermeleri gerekir.
Hadis ilminin sağlıklı bir şekilde aktarılması ve anlaşılması, öteden beri usul bilgisi, ilmî edep ve ehliyet ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalınarak mümkün olmuştur. Dijital mecralarda hadis öğretimi yapılırken de bu temel ilkelerin ihmal edilmemesi, ilmî bir sorumluluk olarak ortadadır. Usul, rivayetlerin sahihlik derecelerinin tespiti, bağlamlarının korunması ve doğru yorumlanması açısından vazgeçilmez bir ölçüttür. Edep, hem metne hem de muhataba karşı gösterilmesi gereken ilmî ve ahlaki bir hassasiyeti ifade eder. Ehliyet ise rivayetlerin aktarım ve açıklama yetkisinin, bu alanda gerekli ilmî donanıma sahip kimseler tarafından kullanılmasını zorunlu kılar.
Dijital platformlarda hadis içerikleri üreten kişilerin, hem ilmî kaynaklara dayanarak hareket etmeleri hem de taşıdıkları sözün mesuliyetinin bilinciyle geleneğin usul ve edebini yeni medya diliyle buluşturma gayretinde olmaları elzemdir. Aksi takdirde bilgi kirliliğinin artması ve hadis ilminin yanlış temsili gibi ciddi riskler kaçınılmaz hâle gelecektir.
Yol haritası: İlmî disiplinle teknolojik yatırımın buluşması
Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı ve ilahiyat fakülteleri ortak projeler geliştirilebilir. Kurumsal iş birlikleriyle özellikle gençlere hitap eden kısa video dersleri, etkileşimli mobil uygulamalar, hadis veri tabanlarının sadeleştirilmiş versiyonları gibi çalışmalar hem öğrenimi kolaylaştıracak hem de ilmî sorumluluğu koruyacaktır.
Ayrıca hocalarımızın dijital ortamda “âlimce bir üslubu” halkın anlayacağı bir sadelikle birleştirmesi, ilimle halk arasında köprü kuracaktır. Bu da Hz. Peygamber’in (s.a.s.) tebliğde izlediği yöntemin dijital yansıması olacaktır.
Öte yandan, dijital hadis öğrenimi sürecinde hem bilgiyi aktaranlar hem de bilgiyi edinenler belirli sorumluluklar taşımaktadır. Dijital içerik üreten kişi, takipçilerini yanlış yönlendirme ihtimali taşıyan eksik, bağlamından kopuk veya denetlenmemiş bilgileri paylaşmaktan özenle kaçınmalı; sunduğu içerikleri ilmî bir süzgeçten geçirerek güvenilir kaynaklara dayandırmak suretiyle sunmalıdır. Bilgiyi dinleyen veya izleyen kitle ise ulaştığı rivayet ve yorumları sorgulayabilecek asgari bir ilmî donanıma sahip olmalı; eğer bu yeterliliğe sahip değilse alanında yetkin ilim adamlarına müracaat ederek doğru bilgiye ulaşmak için bilinçli bir çaba göstermelidir. Zira maksat yalnızca bilgiye ulaşmak değil bilgiyi hikmetle yoğurarak irfana dönüştürebilmektir.
Dijital hadis öğreniminde önemli konulardan biri de içeriklerin güvenli bir şekilde saklanması ve sürdürülebilirliğidir. Üretilen içeriklerin sadece paylaşılması yetmez; denetlenebilir ve uzun vadeli erişime açık biçimde arşivlenmesi gerekir. Aksi hâlde hızlı ve kontrolsüz bilgi üretimi, hem içerik kaybına hem de güven sorununa sebep olabilir. Bu yüzden dijital içerikler yedeklenmeli, belli bir düzene göre sınıflandırılmalı ve farklı yaş ve seviyelere uygun biçimde sunulmalıdır. Böylece dijital ortamlar kalıcı ve ilmî geleneğe uygun öğrenme alanlarına dönüşebilir.
Sonuç: Zaman değişir, emanet aynı kalır
Bu çerçevede, “Dijital dünyada hadis öğrenimi nasıl olmalı?” sorusu etrafında düşünürken sahih bilgiye erişim arayışını diri tutmak, dijital mecralarda güvenlik ve otantikliği sağlama yönünde çaba göstermek, ilim geleneğimizin temelini oluşturan değerlerle bu yeni alanı hem anlamlandırmak hem de yönlendirmek sorumluluğuyla hareket etmek gerekmektedir. Hz. Peygamber’den itibaren sözlü ve yazılı aktarımın iç içe geçtiği hoca-talebe eksenli hadis öğreniminin, bugün dijital içerikler aracılığıyla dönüşüm geçirmesi; bu alanı yalnızca teknik bir imkân olarak değil, aynı zamanda dinî, ahlaki ve pedagojik açılardan da değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır. Bu nedenle dijitalleşmenin çok boyutlu etkilerini dikkate alarak disiplinler arası yaklaşımlarla sahih bilgiye dayalı ve değer temelli içeriklerin üretimini teşvik eden, ilmî geleneğimizi dijital çağın imkânlarıyla buluşturan somut adımların atılması elzemdir.