KİTAPLIK
DOSTLUK REHBERİ
FETHİ GEMUHLUOĞLU
Süreyya MERİÇ
Her çağ, kendi insanını yetiştirir ve insanlığın ortak paydasını, erdemli ve anlamlı bir hayatı karakterinde mücessemleştiren örnek şahsiyetler çıkartır. Fethi Gemuhluoğlu son yüzyılın örnek şahsiyetlerinden biridir. Onda hayat ve hakikat birliğinin izini sürmek, tavrındaki nezakette Müslümanca yaşayışın zarafetini görmek mümkündür. Gemuhluoğlu, hasbiliğin dostluğun ve samimiyetin mümessili olmuş ve sahip olduğu vasıflarla, en önemlisi de içtenliğiyle hem yaşadığı çağda hem de sonrasında gençlerin kalbine dokunmuştur. Onun nezdinde insanın içinde bir cevher saklıdır ve ancak dikkatli bir göz o cevheri görebilir, mahir bir el o cevheri işleyebilir. Bu sebepledir ki kişiye düşen, bu sorumluluğu üstlenmek, gelecek nesiller için elini taşın altına koymaktır. Gemuhluoğlu da medeniyet kodlarımızda var olan dostluk kavramına can suyu taşıyarak insanı, varlığa dost, birbirine yoldaş olmaya çağırır. Sadece insana değil, ağaca kuşa, dağa taşa bir dostluktur bu.
Türkiye Diyanet Vakfı yayınları tarafından neşredilen Mahmut Bıyıklı’nın kaleme aldığı Dostluk Rehberi Fethi Gemuhluoğlu adlı eser, mümtaz bir şahsiyeti bizlerle buluşturur. Kitap sadece Gemuhluoğlu’nun hayatına değil, yakın tarihe düşülen bir vesikadır. Kitabın ilk bölüm başlığı da olan “1930’lu ve 1940’lı Yıllar”da Gemuhluoğlu’nun çocukluk ve gençlik dönemi anlatılırken dönemin panoraması da çekilir. Zira bir insanı tanımak için onun doğduğu ve yetiştiği çevreyi de bilmek gerekir. Nelerle mücadele ettiği, hangi şartlarda büyüyüp serpildiği anlaşılmalıdır. “1950’li Yıllar” başlığında Fethi Bey’in mücadeleci ruhunun ayak sesleri duyulur. O artık “Mareşal Cenazesindeki Bir Eylemci”, “Arapgir Postası’nda Evrensel Bir Yazar”dır. Ancak en çok da bir öğretmendir Gemuhluoğlu. İçindeki öğretme aşkını yeni nesillerle buluşturan asil bir ruhtur. Talebelerini canından aziz bilen bir eğitimcidir.
“1960’lı Yıllar”da yeni bir arayış hâkimdir. “Düşmana Bile Hayır Dua” yazısında Gemuhluoğlu’nun meselelere geniş bir çerçeveden baktığını, insanları, doğayı hatta bütün evreni aşkla kucakladığını görürüz. Artık “Sohbet Medeniyeti”nin kurulma vakti gelmiştir. İnsanın insana raptolduğu cevher kelimelerdir, sözdür, sohbettir. Gönülden gönüle köprüler dostluk ile kurulur. “Birleyen Birleştiren İnsan” lazımdır dünyaya. Ancak böyle bir insan dünyayı içinde bulunduğu kötü durumdan, hastalıklı zihinlerden kurtaracaktır.
“1970’li Yıllar” başlığı kitabın son bölümüdür. Satır aralarında Türkiye sevgisi görülür. Birbirinin hâlini bilen dostlar anlatılır. Her insana bir cevher nazarıyla bakılır. Gemuhluoğlu’nun tarih bilgisi, Türkçe sevdası, nasıl bir okur olduğu, güçlü sezgisi, örnek ve öncü şahsiyeti bu başlık altında işlenir.