TARLADAN SOFRAYA GIDA GÜVENLİĞİ
Prof. Dr. Selman TÜRKER
Necmettin Erbakan Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü
Küresel nüfus artışı, hızlanan kentleşme, yenilenemeyen kaynakların sürdürülemez tüketimi, iklim değişikliği, gıda tüketim düzeninin değişmesi gibi faktörler gıdaya ulaşımda önemli zorluklar çıkarmaktadır.
İnsanların sağlıklı bir hayat sürdürebilmeleri için yeterli ve dengeli beslenmeleri gereklidir. Sağlıklı beslenme; fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığı korumak için kritik bir faktördür. Hastalıkların önlenmesi, hayat kalitesinin artırılması ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanmasında önemli bir rol oynar. Sadece bireysel sağlığı iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda toplum sağlığını, ekonomik verimliliği ve çevresel sürdürülebilirliği de olumlu yönde etkiler. Sağlıklı bireylerin oluşturduğu bir toplum, daha üretken ve daha mutlu bir toplumdur.
Yeterli ve dengeli beslenme; vücudun sağlıklı büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan bütün besin maddelerinin yeterli ve uygun şekilde alınmasıdır. Her insanın gıdaya erişimi en temel hakkıdır. Bu hak, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde; “Her insanın, hayatını sürdürebilmek için yeterli kalite ve miktarda, inanç ve kültürüne uygun, sağlıklı ve güvenli gıdaya ulaşabilme hakkı vardır.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Yukarıdaki tanımlamada, tüketicilerin istediği gıdaya istediği zamanda yeterli miktarda ulaşabilme hakkının olduğu ve ulaşılan gıdanın güvenli olması gerektiği yani tüketildiğinde sağlık üzerine herhangi bir olumsuz etkisinin olmaması (hastalık yapmaması) gerektiği tarif edilmektedir.
Beyannamede vurgulanan bu iki durum, “gıda güvencesi” ve “gıda güvenliği” kavramlarını öne çıkarmaktadır. Bu ikisi, sıklıkla karıştırılan kavramlardır. Gıda güvencesi gıdanın varlığını, gıda güvenliği ise gıdanın güvenliğini sağlama esasını oluşturmaktadır. Gıda güvenliği ve güvencesini tesis etmek devletlerin sorumluluğundadır. Bu kavramlar, sağlıklı ve sürdürülebilir gıda sistemlerinin temelini oluşturmaktadır. Bu iki kavramın tanımları şöyledir:
Gıda Güvencesi: Tüm insanların her zaman aktif ve sağlıklı bir hayat için gerekli olan besin ihtiyaçlarını ve gıda önceliklerini karşılayabilmek amacıyla yeterli, sağlıklı, güvenilir ve besleyici gıdaya fiziksel ve ekonomik bakımdan sürdürülebilir bir şekilde erişmektir. Buna göre gıda güvencesinin sağlanabilmesi dört ana başlık altında toplanmıştır. Bunlardan birinin olmaması durumunda gıda güvencesinden bahsetmek mümkün değildir. Bunlar:
Bulunabilirlik (Yeterli Gıda Arzı): Üretim, ithalat veya stok yoluyla yeterli miktarda gıdanın bulunması.
Erişilebilirlik: Bireylerin besleyici gıdaya ulaşılabilmesi için yeterli satın alma gücüne sahip olması. Yani bireylerin gıdaya ekonomik ve fiziksel olarak ulaşabilme kapasitesi.
Sağlıklı İşleme ve Tüketim: Gıdaların dengeli ve güvenli beslenme sağlayacak şekilde işlenmesi ve tüketilmesi
Sürdürülebilirlik (İstikrar): Bireylerin gıdaya olan erişiminin sadece bugün değil gelecekte de her zaman yeterli miktarda, sürekli ve istikrarlı bir şekilde sağlanması.
Gıda Güvenliği: Gıdanın tarladan/çiftlikten sofraya (çatala) gelene kadar geçireceği bütün aşamalarda (yetiştirme, hasat, işleme, ambalajlama, taşıma, depolama, dağıtım ve hazırlık) fiziksel, kimyasal ve biyolojik olarak insan sağlığına zarar verebilecek her türlü tehlikenin önlenmesi için alınan tedbirlerin tümünü ifade etmektedir.
Gıda Güvencesinde Sürdürülebilirlik
Dünya nüfusunun artışı ve değişen tüketim alışkanlıkları gıda sistemlerini zorlamaktadır. Gıdanın bulunabilirliği için çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirliğin sağlanması gerekmektedir.
Sürdürülebilirlik ve gıda güvencesi kavramları, birbiriyle doğrudan bağlantılıdır. Bu kavramlar, insanların yeterli, sağlıklı ve besleyici gıdaya her daim erişimini sağlarken doğal kaynakların korunmasını ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarının gözetilmesini de ifade ederler.
Küresel Gıda Güvencesini Tehdit Eden Faktörler
Günümüzde dünyada yaklaşık 735 milyon insan ciddi düzeyde gıda güvencesinden yoksundur. Bu kadar insan kronik açlıkla karşı karşıyadır. Gıda güvencesi olmayan yerde açlık yaşanması kaçınılmazdır. Gıda güvencesi hususunda gerekli tedbirler alınmazsa açlık sorununun daha da artması söz konusudur.
Gelecekte gıda güvencesi açısından birbiriyle ilişkili beş zorluk tanımlanmaktadır: İklim değişikliği, su kıtlığı, troposferik ozon kirliliği, fosfor ve fosil yakıtları kıtlığı ve gelecekte nüfus yoğunluklarının yer değiştirmesi, çatışmalar ve kötü yönetim arasında olası etkileşimler.
Gıda güvencesini/gıda erişimini olumsuz etkileyen faktörler şunlardır:
• Küresel nüfus artışı,
• Hızlanan kentleşme,
• Kaynakların sürdürülemez tüketimi,
• Troposferik ozon kirliliği,
• İklim değişikliği,
• Doğal afetler, sel, kuraklık,
• Savaşlar/çatışmalar, bölgesel istikrarsızlıklar,
• Ekonomik krizler, ekonomik istikrarsızlıklar,
• Değişen bozulan gıda tüketim alışkanlıkları,
• Gıda konusunda var olan bilgi kirliliği,
• Pandemiler,
• Fakirlik ve gıdaya erişim sorunu,
• Adaletsiz dağıtım ve paylaşım,
• Önemi henüz tam olarak anlaşılamayan gıda kayıp ve israfı.
Bu zorlukların üstesinden gelmek için toplumun çevreye, nüfus artışına, tarımsal araştırmaya ve fırsatların, hakların dağıtımına yaklaşımında radikal bir dönüşüm gerekmektedir. Gıda güvencesi, beslenme ve sürdürülebilirlik giderek aynı bağlamda tartışılmakta ve bütüncül çözümler aranmaktadır.
2050 Yılı Gıda İhtiyacı Projeksiyonu
Uzmanlar, 2050 yılında küresel gıda ihtiyacının 2010 yılına göre %60 oranında artacağını öngörmektedir. Ancak iklim değişikliğinin tarımsal üretimde yol açtığı sorunlar nedeniyle bu artan ihtiyacın karşılanmasında zorluklar yaşanabileceği tahmin edilmektedir.
2050 Yılına Kadar Öngörülen Değişiklikler
Nüfus Artışı: Artan nüfus, gıda talebini yükseltecek ve mevcut kaynaklar üzerinde baskı oluşturacaktır.
İklim Değişikliği: Küresel ısınma, tarımsal üretimde ciddi sorunlara yol açarak gıda güvencesini tehdit edecektir.
Su Krizi: Temiz su kaynaklarının azalması, tarımsal üretimi ve gıda güvencesini olumsuz etkileyecektir.
2050 Yılı Gıda Güvencesi İçin Alınması Gereken Önlemler
2050 yılında oluşacak gıda talebinin sürdürülebilir şekilde karşılanabilmesi için mevcut temel sorunların giderilmesi gerekmektedir. Bunun için şimdiden alınması gereken önlemler başlıklar hâlinde şöylece sıralanabilir:
• İsrafın Önlenmesi/Azaltılması: Tüketimde aşırıya kaçmamak, gıdayı iyi muhafaza etmek.
• Gıda Atık Yönetimi: Atıkların geri dönüşümünün sağlanması.
• Yenilikçi Tarım Tekniklerinin Uygulanması: Dikey tarım, sulu (hidroponik) tarım, şehir bahçeleri gibi yenilikçi tekniklerin uygulanması, arıtma süreçlerine tabi tutulan kirli su ve yağmur suyunun yeniden kullanımı, tarımın yoğunlaştırılması, minimum toprak işleme, ürün çeşitlendirme, organik gübre kullanımı, münavebe sürelerini artırma vb. uygulamaların hayata geçirilmesi.
• Gıda Konusunda Var Olan Bilgi Kirliliğinin Önlenmesi: Son yıllarda yazılı, görsel ve sosyal medyada, gıda güvenliği ve sağlıklı beslenmeyle ilgili bilimsel dayanağı olmayan gerçek dışı bilgiler oldukça geniş yer almaktadır. Bunlara örnek olarak şunlar verilebilir: “Paketli gıdaları tüketmeyin.”, “Buğday kronik zehirdir, yemeyin.”, “45 günlük tavuk almayın, hormonlu/antibiyotiklidir.”, “Una kanserojen etkili potasyum bromat katılıyor.”, “UHT sütlerde/pastörize sütlerde antimikrobiyal madde var.” Bu tarz sözde bilgilendirmelerin tüketiciler arasında kabul görmesi durumunda gıda güvencesinde ciddi problemlerin yaşanacağı açıktır.
• Sürdürülebilir Lojistik Uygulanması: Enerji verimli taşımacılık ve dağıtım sistemleri kullanılması.
• Bilinçli Tüketim/Sürdürülebilir Diyet Uygulanması: Tüketicilerin eğitimi ve sürdürülebilir gıda seçimleri.
• Biyoçeşitliliğin Korunması: Sorumlu üretim ve tüketim davranışlarının benimsenmesi.
• Çevresel Ayak İzinin Azaltılması: Düşük çevresel ayak izi bırakacak sürdürülebilir tarım yöntemleri kullanılarak doğal kaynakların korunması.
• Ekosistemlerin Desteklenmesi: Sürdürülebilir tarım uygulamaları ile ekosistemlerin sağlığının ve dengesinin korunması.
• Gıda Erişimindeki Eşitsizlikleri Giderilmesi: Açlığın giderilerek her bireyin sağlıklı beslenmesinin sağlanması.
• Tarımda Çalışacak İş Gücünün Artırılması.
• Balık Arzının Artırılması.
• Alternatif Gıda (Protein) Kaynaklarının Aktive Edilmesi.
Alternatif Gıda (Protein) Kaynakları ve Etik Değerler
Sürdürülebilir bir gıda arzı için mevcut potansiyeli koruma ve verimliliği artırma çalışmalarına ilaveten israf gibi hâlihazırdaki mevcut problemlerin giderilmesinin gerekliliği tartışmasız bir gerçektir. Fakat bu çalışmaların da yeterli gelmeyeceği açıktır. Hızla artan dünya nüfusu ve buna bağlı olarak gıda ihtiyacının artışı, gelişen olumsuzluklar karşısında yeterli bir gıda güvencesi için daha sürdürülebilir ve çevre dostu alternatif gıdalara olan ilgiyi artırmıştır. Son yıllarda, genetiği değiştirilmiş ürünlerin (GDO) yanında, özellikle protein kaynağı olarak yapay et, tek hücre proteini üretimi, mikroorganizmalardan elde edilen biyokütle gibi alternatif gıda kaynaklarına yönelik çalışmaların yoğun şekilde yapıldığı bilinmektedir.
Genetiği değiştirilmiş bitki tarımının yaygınlaşması durumunda elde edilebilecek ürün miktarı ve kalitesindeki artışın, açlıkla dengesiz ve sağlıksız beslenme sorunlarının çözümüne katkı sağlayabileceği düşünülmektedir. GDO’lu ürünlerin ülkemize girişi ve satışı yasaktır. Kullanımı serbest olan ülkelerde GDO’lu ürünlerden; mısır, soya, pamuk ve kanola gibi bitki türleri insanların doğrudan kullanımına sunulmuş durumdadır. İleride protein kaynağı olarak kullanılması düşünülen; mikroorganizmalardan elde edilecek biyokütle, tek hücre proteini üretimi ve yapay et gibi alternatif gıdalar henüz ticarileşmiş hâlde değillerdir. Bu konuda araştırma geliştirme çalışmaları devam etmektedir.
GDO’lu ürünler, verimlilik ve besin değeri gibi avantajlar sunarken, çevresel ve sağlık etkileri hakkında endişe yaratmaktadır. Yine yapay et, tek hücre proteini vb. alternatif gıda üretim çalışmaları etik değerler, dinî inanışlar, hayvan refahı, çevresel sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği gibi konularda şimdiden tartışmalara yol açmaktadır.
Genetiği değiştirilmiş gıdalar ile alternatif gıdaların diyette yer alabilmesi için dinî hükümler (haram-helal), etik kurallar ve kültürel alışkanlıklar açısından kabul görmesi gerekmektedir. Elbette günümüzdeki biyoteknolojik gelişmelerin sosyal, iktisadi, tıbbi ve dinî açıdan ortaya çıkaracağı tartışmalar ve problemler olacaktır. Bu tarz çalışmalar henüz çok yeni olduğu için bu konuda; dinî, etik ve moral değerler bakımından henüz yeterli sayıda değerlendirme bulunmamaktadır. Konuyla ilgili literatür yeni yeni oluşmaktadır.
Alternatif gıdanın; protein kaynağı, üretim süreci, bunların gelişimi için kullanılan besi yeri bileşenlerinin kaynağı (örneğin, domuz kaynaklı bileşen olmaması gibi) ve bunlara ilaveten insan sağlığına etkisi gibi hususlar bu ürünlerin helalliğini belirlemede etkili unsurlardır.
Gelecekte yaşanması muhtemel gıda kıtlığı ve beraberinde getireceği açlık gibi küresel sorunların şimdiden önüne geçmek için, sürdürülebilir gıda arzı önem arz etmektedir. Bunun için mevcut potansiyeli koruma ve verimliliği artırma çalışmalarına ilaveten yaşanmakta olan yukarıda zikrettiğimiz problemlerin hızlıca giderilmesi gerekmektedir. Bu alanda yapılacak çalışmalarda, dünyayı atalarımızdan miras değil torunlarımızdan emanet aldığımızın idrakiyle hareket etmek zorundayız. Aksi hâlde geriye döndürülemez sorunlarla karşılaşacağımız açıktır.
Kaynaklar
• Arumugam, S., Özkan, B., Jayaraman, A. ve Mockaısamy, P. (2021). Impacts of Covid-19 Pandemic on Global Agriculture, Livelihoods and Food Systems. Journal of Agricultural Sciences, 27(3), 239-246. https://doi.org/10.15832/ankutbd.941162
• Burlingame, B. ve Dernini, S. (editors) (2012). Sustainable Diets and Biodiversity. Directions and Solutions for Policy, Research and Action. Proceedings of the International Scientific Symposium on Biodiversity and Sustainable Diets United Against Hunger, 3–5 November 2010, FAO Headquarters, Rome. Rome: FAO.
• Erbaş, B., Arslan, S. (2015) Açlığın Önlenmesi ve Gıda Güvencesinin Sağlanması, Gıda Mühendisliği Dergisi 36. Sayı, 2015, Ankara.
• FAO (2017). The Future of Food and Agriculture: Trends and Challenges. Food and Agriculture Organization of the United Nations.
• Fritsche, U., Brunori, G., Chiaramonti, D., Galanakis, C., Hellweg, S., Matthews, R. ve Panoutsou, C. (2020). Future transitions for the bioeconomy towards sustainable development and a climate-neutral economy - knowledge synthesis final report, Publications Office of the European Union, Luxembourg. https://doi.org/10.2760/667966, JRC121212.
• Godfray, H. C. J., Beddington, J. R., Crute, I. R., Haddad, L., Lawrence, D., Muir, J. F., … & Toulmin, C. (2010). Food security: The challenge of feeding 9 billion people. Science, 327(5967), 812-818.
• IPCC, (2014). Food security and food production systems. In: Porter, J. R., Xie, L., Challinor, A. J., Cochrane, K., Howden, S. M., Iqbal, M. M., Lobell, D. B., Travasso, M. I. (Eds.), Climate Change 2014: Impacts, Adaptation, and Vulnerability. Part A: Global and Sectoral Aspects. Contribution of Working Group II to the Fifth Assessment Report of the Intergovernmental Panel on Climate Change Field, C. B., Barros, V. R., Dokken, D. J., Ma. of the drivers, impacts and policy responses in the UK. For. Policy Econ. 79, 61–68. https://doi.org/10.1016/j.forpol.2016.06.024.
• Mc Michael, P. (2005). Global development and the corporate food regime. New directions in the sociology of global development içinde (s. 265–299). Emerald Group Publishing Limited.
• Popp, J., Pető, K., Nagy, J., (2013). Pesticide productivity and food security. A review. Agronomy for Sustainable Development, 33, 243-255. https://doi.org/10.1007/s13593-012-0105-x.
• Sperling, L. ve McGuire, S. (2012). Fatal gaps in seed security strategy. Food Security, 4, 569–579.
• Şimşek, M. (2024). Etik ve Moral Değerler Açısından Alternatif Gıda Kaynakları -Helal Ekseninde Bir Değerlendirme-Alternatif Gıda Kaynakları. Editör Kazım Şahin, Ankara, 2024. s, 233-248. Türkiye Bilimler Akademisi Yayınları, 2024©. 2024 TÜBA Raporlar No: 52. (https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/raporlar/TUBA-978-625-6110-00-7.pdf)
• Tomlinson, I., (2013). Doubling food production to feed the 9 billion: a critical perspective on a key discourse of food security in the UK. Journal of Rural Studies 29, 81–90. https://doi.org/10.1016/j.jrurstud.2011.09.001.
• Türker, S. (2024). Sürdürülebilir Şehirlerde Gıda Güvencesi, Sorumlu Üretim ve Tüketim. TÜBA Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Çalıştayı, 4-5 Kasım 2024, Sinop.
• Udmale, P., Pal, I., Szabo, S., Pramanık, M., & Large, A. (2020). Global food security in the context of COVID-19: A scenario-based exploratory analysis. Progress in Disaster Science, 7, 100120.