KADİM MESCİT
Betül ALTUN ERİNCİK
Sütunlar ve koridorlar: Mescid-i Aksa’nın gizemli yapıları…
Kıble Mescidi’nin ana nefine açılan kapının önündeki taş merdivenlerden aşağı inildiğinde, ziyaretçileri Kadim Aksa Mescidi karşılar. Güneyden kuzeye doğru uzanan dikdörtgen planlı bu yer altı yapısı, büyük sütunlar üzerine oturtulmuş soğan kubbelerle örtülü iki koridordan oluşur. Söz konusu koridorlar, Mescid-i Aksa’nın güney cephesine açılan İkili Kapı (Müzdevic Kapısı) ile güney duvarına bitişik konumda bulunan tarihî Emevi saraylarına bağlanır. Muhtemelen Herod döneminde, kraliyet sarayından Mescid-i Aksa avlusuna geçişi sağlamak amacıyla inşa edilen bu yer altı geçidi, Emeviler tarafından dönemin özgün malzemeleri kullanılarak yeniden düzenlenmiştir. Mescid-i Aksa’nın güney surlarında, Müzdevic Kapısı dışında ayrıca Tekli Kapı (Müfred Kapı) ve Üçlü Kapı (Müselles Kapı) adıyla iki kapı daha bulunur. Bu kapıların tamamı Mescid-i Aksa’nın güvenliğini sağlamak amacıyla, Selahaddin Eyyubi döneminde yerleri korunarak örülüp kapatılmıştır.
Yüzlerce yıl kapalı kalan, içi taş ve toprakla dolarak âdeta unutulan yapı, Mescid-i Aksa İmar Komitesi tarafından yürütülen kapsamlı bir restorasyon çalışmasıyla yeniden ayağa kaldırılmış ve 1999 yılında mescit olarak ibadete açılmıştır.
Mescid-i Aksa’yı aydınlatan zeytinyağı mahzeni…
Geçmişte, Kadim Mescit’in alt katı, aynı zamanda geniş bir yağ mahzeni olarak kullanılmıştır. Mescid-i Aksa’yı ziyareti teşvik eden Hz. Peygamber (s.a.s.), buna güç yetiremeyenlerin, Aksa’yı aydınlatmak için kandillerinde kullanılmak üzere zeytinyağı göndermelerini tavsiye etmiştir. (Ebu Davud, Salat, 14.) Bu nebevi emri yerine getirmek amacıyla Kudüs’e gönderilen zeytinyağları, Eski Mescit’in (Kadim Mescit) altındaki devasa kuyularda özenle muhafaza edilmiştir.
Kadim Mescit’te bir ilim yuvası…
Günümüzde Kadim Mescit’in güney duvarına bitişik bölümünde, bağışlarla oluşturulmuş zengin bir kütüphane ile derslikler yer alır. Hateniyye Kütüphanesi olarak bilinen bu ilim yuvasına, Kadim Mescit’in içinden geçilerek ulaşılır. 1191 yılında Selahaddin Eyyubi tarafından bir medrese ve zaviye olarak inşa ettirilen bu ilim yuvasının orijinal binasından günümüze sadece birkaç kemer ve pencere kalmıştır.
İsrail’in, Mescid-i Aksa’nın yerinde Süleyman Mabedi’nin bulunduğu iddiasını desteklemek için Mescid-i Aksa’nın altında yürüttüğü kazılar nedeniyle zaman zaman Kadim Aksa Mescidi, yani Kadim Mescit, Müzdevic Kapı ve Hateniyye Kütüphanesi’nin tarihe tanıklık eden taşları yerinden oynamakta ve bu mukaddes mekânlar zarar görmektedir.
Kadim Mescit’te İsra ve Miracın izleri…
Bu mübarek mescit, bir gece yolculuğunda Kudüs’ü teşrif eden Hatemü’l-Enbiya’nın Nebi Kapısı olarak da adlandırılan İkili Kapı’dan geçerek Mescid-i Aksa avlusuna adım attığı koridordur. Ayak izlerimiz Kudüs’ün şerefli topraklarında tevhid ve adalet mücadelesi veren peygamberlerin ve hadim-i İslam ve bani-i Aksa olan nice sultan ve halifenin ayak izlerine karışır. Peygamberler çağından, tarihin tozlu sayfalarından ibretli kıssalar anlatan bir mübarek mekândır Mescid-i Aksa.