ZİHİNSEL YORGUNLUK NASIL AŞILIR?
Esra OBUZ
Klinik Psikolog
Mental, zihinsel anlamında kullandığımız bir kelimedir. Mental yorgunluğa zihinsel yorgunluk deniyor. Son zamanlarda haz ve hız çağında yaşıyoruz. Stresle beraber artan mental yorgunluğa daha çok rastlanır oldu. Mental yorgunluk daha çok modern toplumun maruz kaldığı bir durumdur. Özellikle, pandemiyle birlikte hemen hemen herkesin zihinsel bir yüke maruz kaldığını görüyoruz. Mental yorgunluğa sahip olduğumuzu bazı semptomlar gösteriyor. Odaklanma problemi yaşıyorsak, örneğin küçük bir iş yaparken dahi zihnimizin kaydığını fark ediyorsak veya bize soru sorulduğunda cevap vermekte zorlanıyorsak, uyumamıza rağmen sabah uyandığımızda kendimizi hâlsiz ve yorgun hissediyorsak mental olarak yorgun olabiliriz. Ayrıca zihinsel olarak düşüncelerimizi durduramamamız da mental yorgunluğun en önemli belirtilerinden biridir. Yaşadığımız hayat, birkaç işi aynı anda yürütebilmeyi gerektiriyor. Büyük şehirlerdeki keşmekeş, aynı anda birkaç işi yapmaya çalışmak, düşünülmesi gereken onlarca fikir, değişkenlik gösteren duygu durumları bizi mental olarak yoruyor.
Mental yorgunluğu olan kişiler daha gergindirler, bir aksilik karşısında kolayca öfkelenirler. Zihinsel olarak zaten yorgundurlar ve rutinin bozulması, yapılan planın sekteye uğraması onları çok hızlı bir şekilde demoralize eder.
Araştırmalar, şehirde yaşayan insanlarda mental yorgunluğun daha sık görüldüğü sonucuna ulaşmıştır. Buna karşılık hayatın kendi ritminde aktığı, sakin, bol oksijenli ve doğayla bağını koparmamış yerleşim yerlerinde mental yorgunluğa daha az rastlanır.
Mental yorgunluk kişiyi içinde bulunduğu andan koparır. Sürekli olarak geçmişin muhasebesi yahut gelecek kaygısı ile muhatap kılar. Mental yorgunluğu yaşayan birey odaklanma sorunu yaşar ve anı kaçırır.
Peki, mental yorgunluğun azalması için neler yapılabilir?
Motivasyon konusu, mental yorgunlukla oldukça ilişkilidir. Kişinin kendi kendisini ödüllendirmesi gerektiğini, eğer ödül mekanizması bizim verdiğimiz çabayla orantılı ve eşdeğer değilse o zaman kişinin motivasyonunun düştüğünü ve bundan dolayı bir müddet mental anlamda yorulduğunu görüyoruz.
Yaptığınız işler ne olursa olsun ardından onun orantısında zihinsel ödüller vermeliyiz. Bu ödül, kendinize ısmarladığınız bir kahve bile olabilir. Eğer yaptığınız yoğun, stresli, büyük bir işse o zaman büyük bir ödül verebilirsiniz. Birilerinin bizi ödüllendirmesini beklemeden, ben bana yeterim, diyebilmeliyiz.
Mental yorgunlukla ilgili önemli bir husus uyku düzenimizdir. Uyku çok ehemmiyetlidir. Aslında uykuda insan beyni hâlâ aktif konumdadır. İnsan olarak rüya ve uykuya ihtiyacımız vardır. Rüya boyunca zihin, gün boyunca gördüklerini ve düşündüklerini arşivler. Gerekli yerlere gerekli bilgiyi ekleyip sindirir. Özellikle rüyalar, bilinçdışı için çok gereklidir. Uyku düzeni olmayan kişilerde mental yorgunluk daha fazla görülür. Uyumakta güçlük çeken kişiler için uyku rutinleri oluşturulabilir. Uyku veriminin yüksek olduğu saatlerde uyanık kalınmamalıdır. Işıksız ve ekrandan uzak bir ortam tercih edilmelidir. Uyumadan önce beyni yoracak ve görsel hafızamızı hedef alan aktivitelerden de uzak durmak gerekir.
Mental yorgunluğun sebeplerinden biri, çok fazla sorumluluk almaktır. Her şeyi üzerine alan kişiler bu yük altında ezilir, nereye yetişeceğini şaşırır. Bu yapıda olan insanlar genellikle muhataplarına karşı güven sorunu yaşayan kaygılı bireylerdir. Bu tutumun altında her işi en iyi kendisinin yapabileceği düşüncesi vardır. İş yerinde yahut evde sağlıklı bir görev dağılımına imkân tanımak önemlidir. Bazen biz olmasak da işlerin yürüyeceğini kabul etmek gerekir. Alma verme dengesinin ve sınırların korunması önemlidir.
Mental yorgunluğa sebep olan diğer bir sorun ise geçmişe ve geleceğe çok takıntılı olmaktır. Tamamlanmamış hikâyeler kişinin zihnini zorlar. Geçmişte tamamlanmamış duygularımız, anılarımız, zihinsel düşüncelerimiz bizi yer durur. Bu takıntının kaynağı travmatik bir olaysa psikolojik destek almak yararlıdır. Akışta olmak, teslim olmak ise çok önemlidir. Beynimizin işleyişi gereği biz bir olayı ne kadar çok düşünürsek beyin bunu emir olarak görüp bilinçdışı mekanizmaları harekete geçirir.
Mücadele enerjisini bırakmamız gerekiyor. İyi olmalıyım emrini kendimize vermek yerine her gelen düşünceyi ve olayı kabul etmemiz gerekiyor. Zihnimizin içi dolduğunda ve nefes alamadığımızda biz ondan kaçmak isterken onun bize yapıştığı zamanlarda zihnimize izin vermemiz gerekiyor. Ters oyun yaparak düşüncenin gelmesine izin vermeliyiz.
Birçok çalışma mental yorgunlukla sosyal medyanın ilişkili olduğunu söylüyor. Sosyal medyayı ciddi anlamda azaltmak çok etkilidir. Sadece sosyal medya yüzünden mental yorgunluk yaşayan insan sayısı çok fazla.
O zaman haydi biraz mola. Herkesin 90 ila 120 dakika arasında sakin moda geçebileceği görülmüş. Hangi nedenle çok yoruluyorsak o işin dışında farklı bir işle molalar vermek gerekir. Yürüyüş yapmak, koşmak vb. fiziksel hareketler ile kasları gevşetmek de fayda sağlar. Fiziksel hareket alanımızı genişletmemiz, hayat kalitemizi arttıracağı gibi ruh sağlığımızı da güçlendirecektir. Her şeye rağmen mental yorgunluk yaşıyorsak ve bununla baş edemiyorsak profesyonel destek almak oldukça faydalı olacaktır.