Makale

VII. DİN ŞÛRASI DİJİTALLEŞEN DÜNYADA DİYANET HİZMETLERİ

VII. DİN ŞÛRASI
DİJİTALLEŞEN DÜNYADA DİYANET HİZMETLERİ

Prof. Dr. İhsan ÇAPCIOĞLU
DİB Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi


Yeni dünya düzeninin dijitalleşme ekseninde şekillendiği bilinmektedir. Dijitalleşme sürecinde geleneksel yaşam pratikleri yerini büyük ölçüde dijitalleşmenin yönlendirdiği yeni yaşam tarzlarına bırakmaktadır. Aile, arkadaş, işyeri buluşmaları, eğitim-öğretim ve ticari alışverişler gibi paylaşımlar her geçen gün dijital ortamlara taşınmaktadır. Bütün bunlar e-satış, e-kitap, e-yayın, e-eğitim, e-ticaret gibi örnekleriyle teknoloji destekli ve internet aracılı ortamlarda gerçekleşmektedir. Covid-19 salgınının bu süreci küresel ölçekte hızlandırdığı bilinmektedir. Dijitalleşmenin insan ve toplum hayatıyla kurduğu sıkı irtibat, din ile ilişkisini de zorunlu olarak etkilemektedir. Dinin teorik, pratik ve toplumsal boyutunun bu yeni süreçte nelerle karşı karşıya kalacağı, dinî bilgi başta olmak üzere dinî hayatın bu süreçten nasıl etkileneceği, dijital dünyanın gerçekliğine ne ölçüde uyum sağlayacağı ve nihayet dinî kimliklerin bu süreçte nasıl şekilleneceği gibi hususlar çözüm bekleyen sorunlar arasındadır. Öte yandan dijitalleşmenin mümkün kıldığı yapay zekâ teknolojileri konunun tartışılması gereken bir diğer önemli boyutunu oluşturmaktadır. Yapay zekâ destekli uygulamaların yanı sıra inancın çeşitli görünümlerinin dijital ortama taşınması, dinî içeriklerin üretimi ve sunumuna etkisi gibi hususlar, tartışılarak çözüme kavuşturulması beklenen başlıklara eklenmektedir.
Dijital imkânları hem İslam dinine hem de bu muazzez dinin müntesiplerine yönelik nitelikli hizmetlere dönüştürmek, Diyanet İşleri Başkanlığının öncelikli sorumlulukları arasındadır. Bu kapsamda Başkanlık, 1993 yılından beri beş yılda bir düzenlediği din şûralarının yedincisini; yerelden ulusala, küreselden evrensele uzanan kuşatıcı bir dil ve modelle hizmetlerini yeniden yapılandırmak amacıyla “Dijitalleşen Dünyada Diyanet Hizmetleri: Etkililik - Verimlilik - Sürdürülebilirlik” ana gündemiyle 26-28 Kasım 2024 tarihlerinde Ankara’da gerçekleştirdi. Başkanlığın en yüksek istişare toplantısı olma özelliğine sahip olan din şûraları, Diyanet İşleri Başkanlığının yurt içi ve yurt dışı hizmetlerinin gözden geçirilerek mevcut hizmetlerin iyileştirilmesi ve geleceğe matuf yeni stratejilerin belirlenmesi bakımından son derece önemlidir. Şûrada sunulan tebliğlerin çizdiği çerçevede yapılan müzakereler ve neticesinde alınan kararlar, Diyanet İşleri Başkanlığının sunduğu hizmetlerin başarıyla yürütülmesinde çok önemli görevler icra ediyor.
VII. Din Şûrasının açılışı, 26 Kasım 2024 salı günü öğleden sonra saat 14.00’te Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle gerçekleştirildi. Üst düzey devlet protokolünün de katılım sağladığı açılış programının ardından, şûranın ana temasının tartışıldığı genel oturuma geçildi ve ilk gün çalışmaları bu oturumla birlikte tamamlanmış oldu. Daha sonra şûra, 27 Kasım 2024 Çarşamba günü 3, 28 Kasım 2024 Perşembe günü ise 2 oturum olmak üzere 5 oturumda icra edilen komisyon çalışmaları ile devam etti. Komisyon çalışmaları üye, tebliğci, müzakereci ve davetli olarak çağrılan tüm katılımcıların iştiraki ile gerçekleştirildi. Komisyonlarda sunulan tebliğler ve akabindeki müzakereler neticesinde ortaya çıkan karar teklifleri, her komisyonun son oturumunda oylanarak ve komisyon raporuna dönüştürülerek ilgili komisyon üyeleri tarafından şûra divanına arz edildi. 5 ayrı komisyonda 328 katılımcı ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilen toplam 25 oturumda kararlaştırılan teklifler birleştirilerek şûranın son günü katılımcıların genel müzakeresine sunuldu. Şûra karar taslağının görüşüldüğü genel müzakerede, komisyon çalışmalarında görev alan tüm katılımcılar nihai kararlar öncesi son katkılarını ilettiler. Genel müzakerenin ardından toplanan şûra kapanış oturumunda ise VII. Din Şûrası Kararları, Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş tarafından kamuoyuna ilan edildi.
Şûra kararlarının ilk maddesi insan ile ilgilidir ve bu maddede insanın manevi-aşkın yönünü ihmal eden, onu varoluş gayesinden uzaklaştırarak buhranlara sürükleyen tek boyutlu insan tasavvuru karşısında İslam’ın insan anlayışı ve insana yüklediği anlamın yeniden güçlü bir şekilde vurgulanması gerektiğine dikkat çekiliyor. İkinci maddede dijitalleşen dünyada etkin, verimli ve sürdürülebilir din hizmeti sunumunun, nitelikli dinî bilgi üretimi ve üretilen bilginin toplumsal ihtiyaçları karşılaması ile yakından bağlantılı olduğuna işaret ediliyor. Üçüncü maddede ifade edildiği gibi Başkanlık, teknolojik ve dijital olarak değişen dünya şartlarını göz önünde bulundurarak her alandaki hizmetlerini dijital içeriklerle çeşitlendirmeye ve artırmaya devam etmelidir ve çağın gereklerini dikkate alarak bilgi üretimi ve yayın politikalarını periyodik aralıklarla güncellemelidir vurgusu yapılıyor.
Kararların dördüncü maddesinde; Diyanet hizmetlerinin kalitesini artırmak, modern teknolojilerle güçlendirmek ve dijital dönüşümünü hızlandırmak amacıyla çağrı merkezi, içerik takip ve yayın analiz sistemi, yapay zekâ asistanı gibi teknoloji destekli hizmetlerin sunumuna imkân veren yapay zekâ destekli bütünleşik bir platformun kurulmasına dikkat çekiliyor. Bu maddeyle bağlantılı olarak Başkanlık bünyesinde, yurt içi ve yurt dışındaki tüm birimleri entegre eden, vatandaşların dinî bilgi ve danışmanlık taleplerine anında cevap verebilecek şekilde yapılandırılmış, çok dilli hizmet sunabilen bir çözüm merkezi kurulması teklif edildi. Bu çerçevede kullanıcı deneyimlerini ölçümleyerek içerik üretimi ve hedefe yönelik hizmetler sunan büyük veri analitiğinin de Başkanlığın uzun vadeli ihtiyaç planlamasında kullanılması, sunulan içeriklerin yapay zekâ algoritmaları dikkate alınarak yeniden planlanması ve kullanıcıların dinî konularda bilgi edinebilecekleri sahih dinî bilgileri içeren ve kültürel hassasiyetleri gözeten yapay zekâ chatbotların geliştirilmesi önerilmektedir. Yedinci maddede belirtilen tekliflerden biri de Başkanlığın ürettiği içerikler, modern bilgi teknolojileriyle kurumsal veri ontolojisine göre yapılandırılmış bir bilgi ağına dönüştürülmesidir. Dijital mecraların özelliklerini, toplumsal kabul ve beklentileri dikkate alan özgün bir iletişim ve sunum dilinin geliştirilmesi de şûranın dikkat çeken maddelerinden.
Şûra kararlarında dezavantajlı gruplar da unutulmadı. Bu kapsamda engelli, bağımlı vb. gruplara yönelik manevi destek hizmetleri için üretilen dijital uygulama ve içeriklerin sürekli güncellenmesi, bu içeriklere erişim kolaylığının sağlanması ve başta hedef kitle olmak üzere aile, gençler, çocuklar gibi kesimlere yönelik ideal düzeyde din hizmeti sunmak amacıyla Başkanlık bünyesinde manevi danışmanlık ve rehberlik kadrosunun ihdas edilmesi önerildi. Medya okuryazarlığı, dijital medya okuryazarlığı ve dijital dinî medya okuryazarlığı gibi çoklu okuryazarlık türlerine dayalı becerilerin geliştirilmesi, Başkanlığın tüm hizmetlerinde olduğu gibi Diyanet Akademisi eğitim ve ders programlarına da dâhil edilmesi ve bu derslerin ilahiyat, iletişim, insan, toplum, davranış ve mühendislik bilimleri başta olmak üzere; disiplinler arası işbirliğiyle gerçekleştirilecek projeler, uygulamalı eğitim ve seminer faaliyetleri ile de desteklenmesi teklif edildi.
On ikinci maddede Başkanlığın eğitimlerini ve hizmetlerini dijital çağın gerçekliğine göre planlaması öneriliyor. On üçüncü maddede cami dışı ve toplumun farklı katmanlarına yönelik hizmetlerin de cami ile irtibatının güçlendirilmesi vurgulanıyor. Şûra kararlarında, dinin medyatikleşmesinin beraberinde getirdiği risklere de dikkat çekilerek herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, özellikle yeni nesilleri değerlerinden uzaklaştıran paylaşımlardan özenle kaçınılması istenmektedir. Sosyal sorumluluk vurgusu ile öne çıkan diğer bir maddede ise göçmenlerle ilgili dezenformasyonun yaygınlaştığına, birlik ve beraberliğimiz açısından toplumsal uyumu güçlendiren ortak dinî kimliğin korunması amacıyla stratejiler geliştirilmesine dikkat çekilmektedir.
VII. Din Şûrası’nda ayrıca şu teklifler de yer aldı:
• Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından yürütülen bilgilendirme ve fetva hizmetlerinin dijital teknolojilerden de yararlanılarak erişilebilirliğinin ve etkinliğinin artırılması.
• Mümasil kuruluşlarla ilişkilere yönelik uluslararası bir platformun kurulması, bu platform vasıtasıyla başta Türk dünyası olmak üzere gönül coğrafyamızdaki kurum ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonun güçlendirilmesi.
• Dijital yayıncılık alanında profesyonel destek sunacak personeller yetiştirilmesi ve gerektiğinde hizmet alımı yoluyla Başkanlığın dijital alanlardaki varlığının güçlendirilmesi.
• Uluslararası işbirliği imkânlarının da kullanılarak, vahdet zemininde Müslümanların bütünleşmesini sağlayacak ve ortak sorunların çözümüne katkı sunacak projelerin artırılması.
• Başkanlık hakkında olumsuz algı oluşturma çabaları karşısında gerekli tedbirlerin alınması ve kamuoyundaki yanlış yönlendirmelerin önüne geçilmesi.
• Bağımlılıkla mücadeleye yönelik stratejilerin güçlendirilmesi ve kurumlar arası işbirliğine dayalı çok disiplinli çalışmaların yürütülmesi.
• Ailenin güçlendirilmesine yönelik evlilik okulu, anne-baba okulu gibi faaliyetlerin, dijital imkânlardan da yararlanarak geliştirilmesi.
• Başkanlık bünyesinde devam eden 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarının güçlendirilerek yaygınlaştırılması, öğretici formasyonları ve eğitim materyalleri dijital çağın gereklilikleri dikkate alınarak sürekli güncellenmesi, yasal alt yapısının güçlendirilmesi.
• Aile olmanın anlam ve önemine vurgu yapan, ebeveyn rollerinin ideal biçimlerini gösteren, aile içi iletişim ve sorumluluk bilinci hususlarına temas eden içerikler sunan dijital platformlar oluşturulması, kurumlar arası işbirliği ile ailenin güçlendirilmesi ve cinsiyetsizleştirme gibi sapkın ideolojilere karşı toplumun bilinçlendirilmesi.
• Dinin ve dinî değerlerin amacı dışında kullanılması ve istismar edilmesi karşısında Başkanlığın, dijital imkânlardan da yararlanarak ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde tüm mecralarda daha etkin olması.
• Zekât ve kurban ibadetinin, dinî kurallara uygun olarak yerine getirilmesi, istismar edilmesinin önüne geçilmesi ve mükelleflerin haklarının korunması, Başkanlığın izni, denetimi ve gözetimi altında şeffaf bir şekilde yürütülebilmesinin sağlanması amacıyla yasal alt yapının güçlendirilmesi.
• İslam dini ve Müslümanlara yönelik nefret söyleminin yanı sıra Müslüman karşıtlığı ve İslam düşmanlığı üreten içeriklerle mücadele amaçlı araştırmalar yapılarak, konuyla ilgili kamusal bilgi ve bilinç oluşturma amaçlı önleyici tedbirlerin alınması, küresel farkındalık ve uluslararası işbirliği imkânlarının oluşturulması.
• Geleneksel İslam sanatlarını temsil eden objelerle zenginleştirilmiş ve İslam’ın kurucu sembollerini açıklayan çevrim içi dijital müzelerin ve sergilerin oluşturulması.
Şûra kararlarının son maddesinde, insanlığın kanayan yarası olan, İsrail’in Filistin ve çevresinde uyguladığı soykırım ve katliamlara dikkat çekiliyor. Bu kapsamda Diyanet İşleri Başkanlığının Filistin davası ve Kudüs bilinci konusunda; tepki, boykot, bilinçlendirme ve maşeri vicdanı harekete geçirmeye yönelik çalışmalara öncülük etmeye devam etmesi tavsiyesinde bulunuluyor. Esasen her yenilik bir imkân olduğu kadar zayıf yönleri, fırsatları kadar riskleri de beraberinde getirmektedir. Bu doğrultuda, bugün dijital dünyada varlık göstermek kadar bu mecralarda var oluşun niteliği üzerinde de titizlikle durulması gerekir. Dinî bilgi üretiminden dinî yayıncılığa, radyo ve televizyondan dijital yayıncılığa, cami ve irşat hizmetlerinden sosyal ve kültürel içerikli din hizmetlerine, dezavantajlı gruplardan sığınmacılara yönelik hizmetlere, sosyal medya platformlarından bu mecralarda sunulan içeriklere, eğitim hizmetlerinden yurt dışı din hizmetlerine kadar pek çok alanın, dijitalleşme gerçekliği dikkate alınarak yeniden analiz edilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda dijitalleşmenin çeşitli boyutları titizlikle değerlendirilmeli; birey ve toplum hayatını etkileyen sorun alanları tespit edilmeli, dijital dünyanın bireyi yalnızlaştırarak toplumsal ilişkilerden uzaklaştırma, yeni sosyallikler üretme gibi tecrit edici yönlerine dikkat çekilmeli ve nihayet mevcut riskleri azaltarak fırsata dönüştürebilecek çözüm yolları bulunmalıdır. Dine ilişkin algıların bu süreçten olumsuz etkilenebileceği ve dinin manevi boyutunun zayıflayabileceği hususu ise asla gözden uzak tutulmamalıdır. Öte yandan dijital mahremiyete yönelik farkındalık oluşturulması, İslamiyet’in diriltici değerlerinden beslenen güven duygusunun ve bu duygunun oluşturduğu kültürün insanlar arası ilişkilerde her daim başat unsur olarak değerlendirilmesi; din hizmetlerinin yürütülmesinde bir kaos ortamının oluşmasına ve dinin istismarına fırsat verilmemesi; kontrol edilebilir, disiplinli ve ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanacak etkili, verimli ve sürdürülebilir hizmet politikalarının geliştirilmesi ve gerekli iyileştirmelerin ivedilikle yapılması hususu dikkatlere sunulmalıdır.