Makale

Bugün Ensar Olmak Zamanı

Bugün Ensar Olmak Zamanı

Hatice Kübra Görmez

Bugün bayram. Mübarek Kurban Bayramı. Bugün yeryüzüne gönderildikten sonra Arafat’ta buluşan, insanlığın ilk babası ve annesi Hz. Âdem ile Hz. Havva’yı, evladını kurban etmekle imtihan olunan Hz. İbrahim’i ve oğlu Hz. İsmail’i, koştuğu iki tepe şeairullah olan, zemzemle ikramlanan, daha sonra Kâbe’nin kucağına defnedilen, siyahi bir köle iken bir peygambere eş, birine anne olma şerefine eren Hz. Hacer’i anma günü. Bugün, nefs-i emmareyi kurban etme, hatalardan, günahlardan tövbe etme, sadece şeytanı değil bütün kötülükleri, zulüm ve şerleri taşlama günü. Bugün akrabayı gözetme, fakirin hakkını verme, yetimin gözyaşını silme günü. Bugün dargınlıkların son bulma, hasretlerin kavuşma, dostlukların pekişme, unutulmuşların hatırlanma günü. Bugün Yesrib’i Medine’ye dönüştüren Hz. Peygamber’i, dünyada ilk ve tek örnek olan Ensar-Muhacir kardeşliğini yeniden yâd etme günü. Bugün ilahî bir lütuf olan bayramlaşma günü.
Bugün! Can, mal, namus, akıl ve din emniyetlerini muhafaza edemedikleri için ülkemize sığınan, makam, mevki, servet, eğitim, ev, araba, kısaca her şeylerini terk eden Suriyeli muhacir kardeşlerimize ensar olabilme zamanı. Bugün bayram ziyareti vesilesi ile tanıştığımız, on üç, on dört yaşlarında, eğitimlerini, kitap ve defterlerini ve genç kızlık hayallerini Halep’te bırakarak Antep’te sığındıkları barakada bir dilim ekmek, bir kase sıcak çorba bulamamanın çaresizliği karşısında evlenmek zorunda kalan Amine ve Fatıma’nın sessiz çığlıklarını duyma zamanı. Bir düğün, bir çeyiz bohçası, tüten bir ocak, hatta bir gelinlik dahi hayal edemeden, Hatay’daki mülteci kampında bir çadıra gelin gitmek zorunda kalan Zehraların umudu olma günü bugün.
Bugün, başka bir barakada şahit olduğumuz, yaşanan savaşta evlatlarını şehit vererek yürekleri dağlanan, diğerlerinden haber alabilmek için gönülleri, kulakları sıladan gelecek haberlere kilitlenen gözü yaşlı annelerin, umutları tükenmiş babaların yanında olma zamanı. Bugün savaşta kaybettiği eşinin hatırası yavrusunu dünyaya getirebilmek için kampta doğum sancıları çeken Betül’ün elini tutabilme, hiç değilse ciğerparesini kundaklara sarabilme günü.
Bugün, lise ve üniversite hayallerini, doktor, mühendis, öğretmen vs. olabilme hülyalarını yitirip, masmavi gözlerinden gözyaşları ile birlikte umutsuzluk ve hüzün dökülen Zeyneplerin, Aişelerin başlarını dayayabilecekleri bir omuz olabilme zamanı. Onları yeniden eğitimle, kitap ve kalemle buluşturacak çareler arama ve bulma zamanı şimdi.
Bugün, oyuncakları ve oyun arkadaşları ile hayaller dünyasına yolculuk etmek yerine, bombalar ve ölüm tarlalarından geçerek bir anda acılarla büyümek zorunda kalan minik yürekleri, yetim çocukları, gördükleri kâbustan uyandırma zamanı. Gurbette, mülteci kampında veya bir barakada da olsa, bir çikolata, bir şeker, bir kurabiye ve birkaç kuruş harçlıkla, hiç olmazsa samimi bir tebessüm, sıcak bir dokunuşla onlara da bayramı hissettirme zamanı şimdi.
Bugün, maalesef zalimlerin zulümleri, bombaların acımasızlığı ve insanlığın duyarsızlığı karşısında mülteci olmak zorunda bırakılan bir halk tüm bunları ve çok daha fazlasını yaşamak durumunda kalmıştır. Duamız ve niyazımız bu zor imtihanın bir an önce sona ermesi, yaşanan acıların, reva görülen menfur saldırı ve zulmün ve sıla hasretinin nihayet bulması. Bunun için de zaman bizim ensar olabilme, Rabbimizin emanetleri misafirlerimize, muhacirlerimize kucak açıp ve onların acılarını paylaşabilme, gözyaşlarını silebilme zamanı şimdi. Sığınmak zorunda kaldıkları topraklarımızda onların yaralı gönüllerini daha da incitmeden, yediklerimizden yedirip, giydiklerimizden giydirme zamanı şimdi. Yaklaşan soğuk kış günlerinde onları parklarda, barakalarda, yıkık dökük yerlerde değil, gönüllerimize yerleştirme zamanı şimdi. Bugün uzak komşularımız aç yatarken tok yatmama, bombalar ve zulüm altındayken duyarsız olmama zamanı. Şimdi zaman hiçbir olumsuz propagandaya kulak asmadan, onları istismar etmeden, iş güçlerini ve emeklerini sömürmeden, onlara en köhne mekânları, sofralarımızdan artan kırıntıları reva görmeden, varlıklarından rahatsızlık duymadan, kavlî ve fiilî dualarımızla muhacir kardeşlerimize Ensar olabilmek zamanı, bugün; insan olabilmek zamanı…