HELAL BELGELENDİRME FAALİYETLERİNDE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞININ ROLÜ
Dr. İbrahim İLHAN
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı
Helal ve haram telakkisi, menşei itibarıyla ister ilahi ve beşerî olsun isterse toplumsal bir gereklilik veya kültürel bir kalıtım olarak nakledilegelmiş bulunsun, uygulamada mutlaka dinî bir görünüm sergilemiş, her devirde dinî bir değer olarak kabul edilmiştir. Helal kısaca, “kendisiyle yasak düğümlerin çözüldüğü, Şâri’in yapılmasına izin verdiği, mübah olan şeyler” olarak tarif edilebilir.
Kur’an-ı Kerim’de helal olan şeyler tasnif edilmemiş ve birer birer belirtilmemiştir. Şari’in helal kılması yanı sıra iyi, güzel ve temiz olma, bir şeyin helal olmasında temel ve genel şartlardan biri olarak benimsenmiştir. Nitekim Yüce Allah, “Allah’ın size verdiği helal, temiz rızıklardan yiyin.” (Maide, 5/88.) buyurmaktadır. Dinî bir gereklilik temeline dayanan helal gıda arayışları; bilhassa gıdaların içeriklerinin analizine, analiz edilen ürünlerin kontrolüne ve etiketlenmesine ihtiyaç duyulmasına neden olmuştur. Bu itibarla yetkili kuruluşlar tarafından incelenen ürünlerin İslami kurallara uygunluğunun tespitinin ardından ürünün sertifikalandırılması işlemine “helal sertifikası” denir. Başka bir ifadeyle helal sertifikası, üreticinin talebi doğrultusunda yetkili kurumlar tarafından ilgili ürünlerin İslami kurallara uygun olması durumunda verilen bir belgedir. Ürünün İslami kurallara göre yasak herhangi bir unsur içermediğini, bu unsurlardan arındırılmış yerlerde ve cihazlarda hazırlandığını, işlendiği, taşındığı ve depolandığını, İslami kurallar dışında üretilen herhangi bir gıdayla hazırlama, işleme, taşıma ve depolama aşamalarında temasının olmadığını gösteren bir belgedir.
Helal sertifikası uygulamasının ilk olarak nerede ortaya çıktığı konusunda bir ittifak söz konusu değildir. Bazı araştırmacılara göre 1960’lı yıllarda ABD’de bu konuda ilk girişimlerde bulunulmuş, 1963 yılında ISNA (Islamic Society of North America) ilk helal standart çalışmasını yapmıştır. Başlangıç düzeyindeki bu çalışma gayrimüslim ülke topraklarında üretilen ürünlerin Müslümanlarca kabul edilebilir olmasını garanti eden bir araç olarak gelişmiştir. Bazılarına göre ise bu konuda ilk çalışmalar 1971 yılında Malezya Hükûmeti tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar neticesinde 1994 yılında Malezya Hükûmeti ilk sertifikayı vermeye başlamıştır.
Ülkemize baktığımızda tarihimizdeki hisbe ve ahilik teşkilatlarının kurumsal olarak bu görevi yürüttüğünü söyleyebiliriz. Nitekim Osmanlı toplumunda uygulanan “tahirdir” damgası, bu standartlaşmanın en güzel örneklerinden birini sunmaktadır. Osmanlı Devleti’nde 14 Şubat 1862’de alınan kararla ülkedeki Müslümanların kullanacağı deriden mamul ürünlerde “tahirdir” mührünün kullanılması emredilmiştir. “Tahirdir” damgasının hukuki dayanağı olarak İhtisap Kanunnameleri görülmüş, 1502’de yayımlanan “Kanunname-i İhtisab-ı Bursa” (Bursa Belediye Kanunnamesi) ile ilk standardizasyon çalışmalarının başladığı Osmanlı belgeleri ile kanıtlanmıştır. Bu standartlaştırmaların tümünde sadece damgayı alan kişide değil, damgayı vuran muhtesipte de İslami şartlar aranmıştır.
Türkiye’de helal sertifika arayışı, en belirgin şekilde 1970-1980’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Özellikle margarin yağının yenilmemesi ile başlayıp dindar kasaplardan et alma hassasiyeti ile devam etmiştir. O dönemde her lokantada etli yemek yememe ve diş fırçalarında domuz kılı bulunma ihtimali, Müslümanları daha dikkatli davranmaya sevk etmiştir. 1990-2000’li yıllarda ise değişik internet sitelerinde helal-haram gıda listeleri ve bunların E kodları yayınlanmaya başlamıştır. 2000’li yılların ortalarında dernek ve vakıf çalışmaları başlamış; ardından helal gıda üretimi ve sertifikasyon için dernekler kurulmuştur. Bu amaç çerçevesinde 2005’te bir özel dernek kurulmuş, 2008 yılında ise ilk sertifikalandırma çalışmaları başlamıştır.
Sertifika konusu İslam İşbirliği Teşkilatına (İİT) bağlı üye ülkelerin gündemine Malezya Hükûmeti tarafından Yemen’in başkenti Sana’da düzenlenen 32. İslam Dışişleri Bakanları Konferansında “Helal Gıda Standardı” önerisi ile gelmiştir. Üye ülkelerin çalışmaları neticesinde “İslam Ülkeleri Standartlar ve Metroloji Enstitüsü” (SMIIC/The Standards and Metrology Institute for Islamic Countries) standartları oluşturulmuştur. Bu çalışmada ülkemiz de aktif rol almıştır. Nihayetinde “Türk Standartları Enstitüsü” (TSE) 14 Temmuz 2011 tarihinden itibaren helal sertifika çalışmalarını tamamlamış ve sertifika verme sürecini başlatmıştır. 2017 yılında Ticaret Bakanlığına bağlı resmî bir kurum olan Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) kurulmuş; 2022 tarihinde kabul edilen kanun maddesine göre, helal belgelendirme faaliyetleri gönüllülük esasına dayandırılmış ancak belgelendirme faaliyetinde bulunacak kuruluşların HAK’a akredite olmaları zorunluluğu getirilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, kanunla kendisine verilen “toplumu din konusunda aydınlatma” görevi çerçevesinde helal belgelendirme faaliyetlerine bigâne kalmamıştır. Bu bağlamda 2011 yılında TSE (Türkiye Standartlar Enstitüsü) ile işbirliği protokolü imzalanmış; bu protokol gereğince dosyaların karar aşamasında Başkanlığımızdan bir yetkilinin bulunması şart koşulmuştur. Ayrıca müftü ve vaizlerimiz belgelendirme faaliyetlerinde “İslami Konular Uzmanı” olarak denetimlerde görev almışlardır. Başkanlığın dinî konulardaki en yüksek karar ve danışma organı olan Din İşleri Yüksek Kurulu da bu faaliyetlere destek vermiştir. Nitekim 26-28 Kasım 2011 tarihinde tertip edilen Güncel Dinî Meseleler İstişare Toplantısı “Günümüzde Helal Gıda” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu toplantıda GDO’lu ürünler başta olmak üzere katkı maddeleri, modern kesim yöntemleri ve helal belgelendirme konuları ele alınmıştır. 17-18 Nisan 2019 tarihinde ise “Dinî Hükmü Açısından Gıdalardaki ve İlaçlardaki Katkı Maddeleri” çalıştayı düzenlenmiş; burada gıda ve ilaçlarda kullanılan katkı maddeleri konusu ele alınmıştır.
Komisyonlar hâlinde çalışan Din İşleri Yüksek Kurulu’nun İktisadi Hayat ve Sağlık Komisyonu’na bağlı “Helal Ürün ve Hizmetler” birimi oluşturulmuştur. Bu birimde görevli uzmanlarca “Katkı Maddelerinin Gıdalar ve İlaçların Hükmüne Etkisi”, “Helal Sertifikası Veren Kuruluşlar ve Türkiye Örneği”, “Günümüzde Kullanılan Alkol Türlerinin Fıkhi Açıdan Değerlendirilmesi”, “el-Muzafatü’l-Gızaiyye: Dirase Fıkhiyye Tahliliyye” başlıklı tezler hazırlanmıştır. Ayrıca 26 Ekim 2023 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığı ile Helal Akreditasyon Kurumu (HAK) arasında imzalanan protokol gereğince Kurul Uzmanları, “İslami Konular Uzmanı” olarak helal belgelendirme faaliyetlerine katılmaktadır. Öte yandan vatandaşlar tarafından Kurul’a “helal belgelendirmenin mahiyeti, güvenirliği, gayrimüslimlerin helal sertifikası vermesi, kosher ürünlerin tüketimi, GDO’lu ürünler, E-kodlu ürünler, jelatin, karmin, sistein, şellak vb. katkı maddeli ürünlerin tüketimi, alkol ve alkol bazlı içecekler, yapay etin tüketilmesi” gibi konularda sorular
sorulmaktadır.