Makale

Halid-i Bağdadi

MÜSLÜMAN BİLGİNLER

Halid-i Bağdadi

Dr. Abdurrahman MEMİŞ
Üsküdar Hacı Sabancı Anadolu Lisesi Müdürü

NAKŞİBENDİYYE tarikatının Halidiyye kolunun kurucusu olan Halid-i Bağdadi, 1190/1776’da Şehrezur’a bağlı Karadağ’da dünyaya gelmiştir. El-Bağdadi itikaden Eş’ari, tarikaten nakşi ve meşreben müceddididir.
Çocukluk döneminde Karadağ medreselerinde Kur’an-ı Kerim öğrenerek tahsiline başlayan el-Bağdadi yine bu dönemde Şafii fıkhı, sarf, nahiv, nesir ve nazım dersleri almıştır.
Abdülkerim el-Berzenci’nin medresesine giderek derslerine devam etmiş ayrıca, Molla Muhammed Salih, İbrahim Beyari, Abdullah Hırpani gibi âlimlerden de ders almıştır. İlerleyen dönemde değişik bölgelerde farklı alimlerden ders alarak ilmini artırmıştır
Süleymaniye’de İbrahim Paşa kendisine müderrislik teklifinde bulunmuş el- Bağdadi ise liyakatsizliğini beyan ederek görev almaktan imtina etmiştir.
Tefsir, hadis, fıkıh, tasavvuf, akait, sarf, nahiv, bedi’, beyan, meani, va’z, adap, aruz, usül, mantık, hikmet, heyet, hendese, hesap, belağat, kelam, usturlab gibi ulum-ı âliye ve ulum-ı nafia’ya vâkıf olan el-Bağdadi ayrıca manevi yönünü güçlendirmek üzere sohbetlere iştirak etmiştir. el-Bağdadi, İbrahim Beyari, Abdürrahim Zeyari, Abdülkerim Berzenci, Abdurrahim Berzenci, Muhammed Kasım es-Senendüci, Abdullah Hırpani gibi âlimlerden ders almıştır.
Halid el-Bağdadi’nin hocası Abdülkerim el-Berzenci’nin vefatıyla boşalan medresenin müderrisliğine getirilmesi ile yedi yıl süren tedris faaliyeti ise akli ve naklî ilimlerdeki kemalin ardından vuku bulmuştur.
Esas itibarıyla iyi bir kelam âlimi olan el-Bağdadi’nin değişik ilim dallarıyla ilgili kaleme aldığı eserler bulunmaktadır. Tasavvuf, hadis, akait ve fıkıh, edebiyat ile ilgili yaklaşık 16 eseri bulunmaktadır.
1205/1805 yılında hacca giden el-Bağdadi, Şam’da görüştüğü Darü’l-hadis muallimi Şeyh Muhammed el-Küzberi’den müselsel hadis icazeti ve Şeyh Mustafa el-Kürdi’den Kadiri tarikatı icazeti aldı. Hac sonrası Hindistan’a giden el-Bağdadi, yolculuğu esnasında yol güzergâhında bulunan âlimlerin kabirlerini ziyaret ederek onlar için şiirler yazmıştır.
1225/1810’da Hindistan’a ulaşan el-Bağdadi, Şeyh Abdullah ed-Dihlevi’nin hizmetine başlayıp, manevi terbiyesine girmiş, seyr ü süluke tabi tutularak beş ay gibi kısa bir sürede “huzur ve müşahede ehli” olarak Nakşibendiyye, Kadiriyye, Sühreverdiyye, Kübreviyye ve Çiştiyye tarikatları ile irşat, hadis, tefsir, tasavvuf gibi ilimlerden 1225/1810 yılının sonuna hocasından icazet almıştır.
El-Bağdadi icazeti sonrası 1226/1811’de Süleyman Paşa’nın oğlu Sait Paşa’nın vezareti sırasında Bağdat’a gelerek Abdülkadir Geylani’nin zaviyesine yerleşerek hizmetine başlamıştır. Bir süre sonra Süleymaniye’ye giderek, (1233/1817) irşat faaliyetlerine devam etmiş ve Urfalı Şeyh Hafız, Ahmet Eğribozi, Şeyh Feyzullah Erzurumi’ye hilafet vererek, burada kaldığı süre içerisinde tefsir, hadis, fıkıh ve tasavvuf gibi ilimleri okutmaya devam etmiştir.
Süleymaniyede irşat faaliyetlerine devam eden el-Bağdadi’ye değişik beldelerin âlimlerince ilgi gösterilmiş ayrıca Mekke, Medine, Kudüs, Halep, Irak’ın bütünü özellikle Bağdat’a bağlı Medinetü’s-selam ve diğer kasabalardan Basra, Kerkük, Erbil, İmadiye, Cizre ve Güneydoğu Anadolu’nun bütünü, Mardin, Gaziantep, Urfa, Diyarbakır ve Anadolu bölgesi, Hindistan, Afganistan, Dağıstan, Mısır, Maveraünnehir, Amman ve Mağrip halkından pek çok kimse intisap ederek inabe almıştır.
El-Bağdadi, Bağdat’tan ayrıldıktan sonra halife ve müritleri ile Şam’ a gitmiştir. Burada irşat faaliyetleri yanında hatm-i hacegân zikrini icraya başlamış, büyük fakih İbn Abidin inabe eyleyip bilahare kelam ilmi talim etmiştir.
Şam’a yerleşen el-Bağdadi ev ve arazi almış, arazisinin bir kısmını mescit olarak vakfedip Şam’da bulunan yıkık durumdaki mescit ve medreseleri de tamir ettirerek ilim ve hikmetin yayılması için çaba göstermiştir.
1241/1825’de ramazanın son günü taun hastalığına yakalandı. Oğlu Bahaüddin’in defni sırasında halifesi Şeyh Abdülkadir ed-Dimlani’ye: “Bugün mezarımı kazmaya başlayın. Orada bir kayaya rastlarsanız derinliğini boyunuz kadar kazın. Çünkü orada bulunan taştan dolayı kabri kazıp yetiştirmekte zorluk çekersiniz. Onun için acele edin.” demesi kendisi tarafından vefatının yakın olduğuna dair bir işaret olarak kabul edilebilir.
12 Zilkade 1242/1826 cuma günü Molla Ömer akşam ezanını okumaya başladığında “Allahü Ekber” deyince el-Bağdadi Fecr suresinin, “Ey huzura eren nefs! Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön.” ayetlerini okuyarak ruhunu teslim etti. Cenazesi Kasyon’da bulunan “Tel” tepesine getirildi ve burada tekrar kılınan cenaze namazından sonra defnedildi.
El-Bağdadi değişik bölgelere irşat faaliyeti için halifeler göndermiştir. Bu halifeler vasıtasıyla Halidiyye tarikatı Irak, Filistin, Mısır, Hicaz, Endenozya ve Anadolu’da yayılmıştır. el-Bağdadi’nin kendisinin hilafet verdiği yaklaşık 90 halifesi bulunmaktadır.
Halid-i Bağdadi’nin Anadolu’da görevlendirdiği halifeleri olan Feyzullah Erzurumi, Ödemişli Hasan Kudsi Efendi, Malatyalı Hüseyin Vaiz Efendi’nin hayatı ve faaliyetleri hakkında yeterli bilgi yoktur. Anadolu’da görev yapan diğer halifeleri, Abdullah Şemdini (1228/1813) Halid el-Cezeri (1255/1839) Muhammed Kudsi Bozkıri (1269/1852), Tâhâ el-Hakkâri (1269/1852), İsmail Şirvani (1270/1853), Ahmed b. Süleyman el-Ervadi (1275/1858), Muhammed el-Hani (1279/1862), Abdülfettah el-Akri (1281/1864), Muhammed el-Firaki (1282/1865) Osman Siracüddin et-Tavili (1238 /1986), Ahmed Siyahi (1294/1874), Abdullah Mekki el- Erzincani, Muhammed Hafız er-Ruhavi, Ahmed Eğribozi, Ali Sebti’dir.
Yukarıda isimleri mezkur halifeler vasıtasıyla ve yeni oluşan hilafet halkalarıyla Halidiyye, Anadolu’nun büyük bir bölümünde etkisini sürdürmektedir.