Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN

“Bilgi de helal lokmadan doğar, aşk da merhamet de helal lokmadan meydana gelir. Bir lokmadan haset, hile doğarsa, bilgisizlik, gaflet meydana gelirse, sen o lokmanın haram olduğunu bil. Hiç buğday ektin de arpa çıktığını gördün mü?”

Yukarıdaki sözler ilim ve hikmet önderi Mevlana’ya ait. Milletimiz yüzyıllardan beri bu duyarlılığı ve bakış açısını içselleştirmiş kalplerinde. “Helal” kavramı, tüm kuşatıcılığıyla hayatımıza öyle nüfuz etmiş ki, millet olarak bir helal kültürü ve hassasiyeti oluşmuştur. Kızımızın, oğlumuzun “helal süt emmiş” biriyle evlenmesini arzu etmişizdir. Helalinden kazanıp getirmek önemlidir evin babası, annesi için. Bizde emeği, hakkı olan kişiye “hakkını helal et” deriz, “helallik dileriz” bize emek verenlerden. Helalleşiriz sevdiklerimizden ayrılırken, gidip de gelememek, gelip de görememek ihtimaline karşı… Yaptığımız yardımdan, iyilikten pişman olmadığımızı anlatmak için “helal-i hoş olsun” deriz. Yediğimiz gıdaların helal olması için özel bir itina gösteririz. Çocuklarının boğazından “helal lokma” geçirmektir anne babanın öncelikli hedefi ve gayreti. Helal lokmayla büyüyen, midesine helal lokmadan başkası inmeyen çocuğun Allah’ın izniyle hayırlı bir evlat, hayırlı bir insan olacağına inanırız. Bu yüzden Anadolu kadınları eşlerini, “Aman dikkat et! Kazancın az olsun, ama helalinden olsun” sözleriyle evden işlerine uğurlamışlardır.

Elbette böylesi bir hassasiyetin oluşmasında Kur’an’ın, “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların helal ve hoş olanlarından yiyin.” (Bakara, 172.) ilahî buyruğuyla bu konudaki pek çok Kur’ânî ve nebevî uyarıların etkisi büyüktür. Müslüman olarak biliriz ki, helal dairesi içinde kalarak yaşamak ve bu duyarlılığa sahip olmak Allah’a verdiğimiz söze sadık kalmanın ve kulluktaki samimiyetimizin açık bir göstergesidir.

Evet böyledir ve böyle olmalıdır da. Kendisiyle ilgili işe başlayacağı zaman devletin mumunu söndüren Hz. Ömer’in helal duyarlılığından nostaljik ve duygusal bir anekdot olarak mı bahsediyoruz, yoksa titizlikle takip etmemiz gereken bir örnek olarak mı anıyoruz bu ve benzeri hatıraları… bir yol haritası gibi mi bizim için bu örnekler? Cevap bizde, günlük hayatımızda… Sadece yediğimizde, içtiğimizde kazandığımızda değil, hayatımızın her alanında söz konusu “helal duyarlılığı”.

Dergimizin bu sayısında konuyla ilgili birbirinden kıymetli kalemlerin yazılarına yer verildi. Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın, helal duyarlılığının hayatımızın her yönünü ihata ettiğini vurguladı güzel örneklerle desteklediği yazısında. Helal duyarlılığının aile içinde ne anlama geldiğinden bahsetti Prof. Dr. Ahmet Yaman. Kazançta helal duyarlılığı Dr. Muhlis Akar’ın tespit ve değerlendirmeleriyle ele alındı. Helal gıda konusu ise Dr. Bahattin Akbaş tarafından işlendi.

Biliyoruz ki geniş bir perspektifle yüreklere yerleşen bu duyarlılık, başka alanlarda da olumlu etkisini hissettirecektir. Lüks ve israfın, daha çok kazanma ve biriktirme hırsının bütün benliğimizi esir aldığı, hazcılığın gitgide arttığı günümüzde helal duyarlılığına her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.
Dr. Yüksel Salman