Makale

Güzelliklerin Adı İstanbul

Abdulbaki İşcan

Güzelliklerin adı
İstanbul

Belki de tüm dünyanın gözbebeği olmuş bir mekânın en güzel sayılabilecek kıyılarının yeşermeye yüz tutmuş çimenliklerine sırt üstü uzanmışım. Gündüzün ışığı ile gecenin karanlığının birbirine karışmaya başladığı bu anda, kendini belirgin olmasa da fark ettiren yıldızları seyrediyorum. Gözlerim, gökyüzünün en derin köşelerinde gezinirken iki elimi kavuşturarak içine aldığım başım türlü türlü hayallerle dönüyor. §jr derin kuyuya inmişim vesselâm.
Her zerresinde tarihin en keskin virajlarının yaşandığı, esrarengiz ve bir o koflar da çekici kokuların sindiği bu-topraklar, uçsuz bucaksız gibi görünen suları ile kıyılarında dalgaları kucaklarken, atların nal sesleri, mehter bölüğünün kös seslerine eşlik ediyor ve ben gerçek gibi gözlerimin önünde oluşan geçmişin hatıraları kaybolmasın diye soluğumu dahi tutmuşum.
Yüzyıllar boyu binlerce savaşın içinden, belki başlangıcından daha güçlü çıkmayı bilmiş bu yerde, dağların ve tepelerin başka bir güzellikle kendini salıvererek sularla bütünleştiği köşelerde, ağaçların altında, tarihin gölgesindeyim.
Suların üzerinde alabildiğine parlayan, gümüş ya da altına bile benzetemediğim yüz binlerce ayna parçacıklarını hatırlatan ışıltılara kendimi koyuvermişim.
Aslında ne bir tarafımdaki Asya’da ne de diğer tarafımdaki Avrupa’da şehirlerin üzerinden göğe doğru uçuşan ışık taneleri beni ilgilendiriyor.
Kızılımsı renge bürünmüş atlas kumaşa benzer denizde yüzen gemilerle de ilgilenmiyorum.
Adeta karınca gibi her tarafa yayılan öbek öbek insanlar da dikkatimden uzak.
Tek derdim, olabildiğince geçmişe uzanmak ve tadabildi- ğimce tarihin oluşumuna zemin olmuş, yıllanmış ve belki de bir anlamda yıpranmış sahneleri hayal etmek.
Bir hayal de olsa, bu dünyaya yolculuk yaparken bazı gerçeklerin benimle beraber gelmesi acı veriyor.
Ama yine de sevinçle ve belki anlatmada zorluk çekebileceğim bir hüzünle doluyor işte içim.
Geçmişin derinliklerinde gezinirken, kalın çerçeveli bir gözlükle en ince ayrıntısına kadar yaşananları izliyorum ve zamanın hor görmelerine aldırmadan acılara karşı koymaya çabalıyorum.
Tomurcuklanmaya yüz tutmuş ağaçların dallarına takılıp kalmış geçmişten bir fotoğraf mıydı aradığım, gözüme her zaman heybetli görünen, etekleri sıklıkla yeşile bezenmiş dağların hafızasına dahi yer etmiş görüntüler miydi, sesler miydi, kokular mıydı yoksa bulmaya çalıştığım.
Aslında çoğumuz fark etmesek de yıllar boyu bu çabalarımız devam eder, belki her arayışta kendimize bir başka zaman, bir başka mesken seçeriz, sonra o gizemli örtüsüne büründüğümüz zaman ve mekânın bizlere haykırışını dinleriz:
Gel der, gel ki bunlar senin de içinde iz bırakan, düşlerinde yer etmiş mekânların kendilerine özgü nağmelerini barındırır.
Gel ki, zaman zaman karşılaştığın güçlüklerin yerlere perçinlenmiş yamaları burada kendini gösterir.
Işık huzmeleri ile gözlerimin eriştiği son noktadaki soluk ve bir o kadar da titrek yıldızların ve ayın güzelliği arasında, ıslatılmış parmakla söndürülmüş muma benziyorum.
Ne kadar da geçmişe yabancıyım, yıldızlara ve de aya ne kadar da uzağım.
Gözlerimi kapadığımda uyuyacak olmaktan korkuyorum.
Unutmaktan, ilgisiz kalmaktan, yabancılaşmaktan...
Korkularım düşündükçe çoğalıyor.
Uyumamalıyım.
Biliyorum, uyuyunca göğüs ağrılarımdan ve bin bir dertle dolu bedenime mal olmuş yığınlarca acılardan kurtulacağım ve rüyalar göreceğim.
Verimsiz bir toprağın hayatla can bağını kesmiş zerrelerine benzer rüyalar mı beni korkutan?
Gökkuşakları hülyalarımın en küçük parçasına nüfuz ederken, gözlerimin kamaşması mı yoksa beni tedirgin eden?
Nasıl bir rüya göreceğimi kim bilebilir.
Kimi zaman içli bir nağme gibi yüreğime düşen, kimi zaman da farklı bir gururu yaşamamı sağlayan bu topraklar...
Rüyalarımı ve hülyalarımı süsleyen, zamanın ve tarihin kuvvetli çarkı bu vatan...
İstanbul’dayım.
Biliyorum, gün olur coşkuyla karşılanır hayallerim, gün olur hüzünle uğurlanır düşlerim.
Ve ben İstanbul’un tam ortası sayılabilecek bir yerde, geçmişi ve geleceği ile dünyanın merkezinde gibiyim.
Yaşanan en güzel an, seslendirilebilecek en güzel haykırış.
Bütün güzelliklerin adı İstanbul...