Makale

VİTAMİNLER

Dr. Muhammet H. Kotan

VİTAMİNLER

vitaminler, insan dokuları tarafından sentezlenemeyen organik bileşiklerdir. Normal büyü- ( Y me ve gelişme için gereklidirler. Vitaminler diyet içinde mutlaka bulunmalıdır.
Vitaminler suda çözünenler ve yağda çözünenler olarak iki gruba ayrılır.
- Suda çözünen vitaminler (B-12 hariç), genellikle bitkisel besinlerin içinde bulunurlar.
- A, D ve E gibi yağda eriyen vitaminler ise daha çok; et, yumurta ve süt gibi hayvansal gıdalarda bulunurlar.
Suda çözünen vitaminler
Vitamin B1 (Tiamin): Kaynakları; yağsız et, fasulye, fındık, ceviz, balık ve tahıldır. Anne sütü, inek sütü, sebzeler(patates), tahıllar, meyveler ve yumurta tiaminden zengin kaynaklardır. Tane halindeki hububat türlerinin özellikle kabuk (kepek) kısmında bulunur. Beyazlatılmış undan yapılan ekmek ve makarna gibi ürünlerde yetersiz ölçüde bulunur.
Eksikliği halinde Beriberi hastalığına yol açar. Bu hastalığa bağlı görülen bulgu daha çok kol ve bacaklarda yorgunluk ve iş yapma kapasitesinde azalmaya neden olur.
Vitamin B2 (Riboflavin): Riboflavin kaynakları; karaciğer, süt, et, peynir, yumurta, yeşil sebzeler meyvelerdir. Süt ve sütün fermentasyonu ile elde edilen besinlerde (peynir, yoğurt) bol olarak bulunur.
Eksikliği: Riboflavin eksikliğinin spesifik bulguları yoktur; en tipik lezyonu angüler stomatittir (Dudak kenarlarında lezyon), yüzde se- bore (yağlanma), dermatit, konjunktivit, foto- fobi ve lakrimasyon görülür.
İhtiyacın en fazla olduğu dönemler: Büyüme çağı, gebelik, laktasyon (emzirme) ve yara iyileşmesindedir.
Niasin: Kaynakları; işlenmemiş tahıllar, süt, et, balık ve karaciğerde bulunur. Hububat ve tahıllarda azdır. Mısır yetiştirilen yerlerde eksikliğine sık rastlanır.
Biotin: Hemen tüm gıdalarda, özellikle karaciğer, süt ve yumurta sarısında maya, karnabahar, ceviz, baklagillerde bulunur. Yumurta sarısı, karaciğer ve maya, biotinden zengin olmakla birlikte insan vücudundaki mikroorganizmalar bol miktarda biotin ürettiklerinden gereksinim azdır.
Eksikliğinde sebore, uykuya eğilim, dalgınlık, halüsinasyonlar, ile hiperestezi (Aşırı duyarlılık) oluşumu görülür. İmmun(Savunma) sistem fonksiyonları bozulabilir
Pantotenik Asit: Yumurta, karaciğer ve mayada bulunur. İnsanda eksikliği pek görülmez.
Folik Asit : Yeşil sebze, karaciğer, fasulye ve tahılda bulunur. İnsan ve inek sütü yeterli miktarda FA içerir. Keçi sütünde ise FA eksiktir, ana besini keçi sütü olan çocuklara FA desteği yapılmalıdır. İleri ülkelerde özellikle gebeler ve alkolikler olmak üzere, en sık görülen vitamin eksikliğine yol açar. Gebe veya laktasyondaki kadınlarda folik asit takviyesi gerekebilir.
Kobalamin (Vitamin B12): (Siyanokobalamin)
Kobalt içeren bir enzimdir. Karaciğer, böbrek, diğer etler ve sütte bulunur. Sadece mikroorganizmalarca sentezlenir, bitkide bulunmaz. Hayvansal besinlerle veya doğal bakteriyel flora tarafından sağlanır.
Pridoksin (Vitamin B6): Pridoksin başlıca karaciğer, balık, fındık, tahıl ürünleri, bitkilerde ve diğerleri hayvansal gıdalarda bulunur. Gebelik ve laktasyonda ihtiyaç artar. Çocuklarında sinir sisteminin normal gelişimi için piridoksine gereksinim vardır.
Anne ve inek sütünde yeterli piridoksin vardır, ancak sütün uzun süre ısıltılması piridoksinin bozulmasına neden olur. Eksikliği halinde göz, burun ve ağız çevresinde sebore (yağlanma) oluşur. Anemi, antikor yapımında azalma ve infeksiyonlarda artış görülür.
Askorbirk Asit (Vitamin C):
Yağda çözünen vitaminler:
Vitamin A (Retinol): Kolostrum (Doğumun ardından gelen ilk süt) ve anne sütü A vitamini yönünden zengindir. Bu vitaminin karaciğerde depolanmasında ve kana salınmasında çinko önemli rol oynar. Çinko yetmezliğinde A vitamini azalır. A vitamini karanlıkta görmeden sorumludur.
Eksiklik belirtileri
A vitamini eksikliğinde ilk oluşan belirti, gece körlüğüdür. Fiziksel ve mental gelişimde gerilik, anemi, meydana gelir.
Ciltte kuruluk vardır. Ciltte erken yaşlılık belirtileri görülür. Enfeksiyonlara direnç azalır. Kemik yapımında ve dişlerde mine tabakasının oluşumunda yetersizlik görülebilir.
Vitamin D:
D Vitamini eksikliği
Vitamin D eksikliğine bağlı (Rikets-Raşitizm) denen hastalık meydana gelir. Bebeğin hızlı büyüdüğü 4 ay-2 yıl arasında sık görülür.
Vitamin K: Ki (fitonadion) yaprak şeklindeki yeşil sebzelerde, meyvelerden çilek ve soyada bulunur.
Uzun süre antibiyotik kullanımı (Barsak mikroorganizmaları azalır)vitamin K sentezini önleyen önemli bir nedendir. Uzun süre ishal vitamin K eksikliğine yol açabilir.
Yeni doğanların barsakları sterildir (Barsak florası oluşmamıştır). Bu nedenle K vitamini sentez- leyemezler. Önlem olarak tek doz kas içi K vitamini yapılmalıdır.
Vitaminlerin bilmediğimiz yönleri
Vitaminler, bedenimizin dinamizminin görünmeyen mimarıdır.
Moleküler seviyeden bakıldığında küçük, ancak inanılmaz fonksiyonel güce sahip bileşiklerdir.
Bir kısmı vücutta sentezlenirken, büyük bir kısmı dışarıdan, toplumun her kesiminin tüketebildiği gıdalardan temin edilebilir özelliktedir.
Bazıları bünye için çok özel anlamlar içerir.
B12 vitamini ve Folik Asit yapıtaşımız DNA molekül sentezinde ve hücrelerin kendilerini yenilemelerinde görev alır. Folik asit, anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için hayati anlamı vardır. Eksikliğinde anormal sinir sistemi yapılanması nedeniyle sakat doğumlara neden olur. Anne sütünde seviye olarak yeterlidir. Doğumun ardından bebeğin Mental ve Motor (zihin ve hareket) gelişiminde mutlak gereksinim duyulur. Keçi sütünde düşük seviyede bulunduğundan, bebek beslenmesinde doğru bir gıda olup olmadığı bu yönü ile değerlendirilmelidir.
Birçok hayvansal üründe B12 vitamini bulunduğu için eksikliği nadirdir, ancak sıkı vejetaryen diyet uygulayanlarda eksiklik görülür.
B12 vitamini sinir sistemindeki normal yapı ve fonksiyonların sürdürülmesinde, kemik iliğinde, kan hücrelerinin yapımında, saç gibi hızlı büyüyen dokuların büyümesinde ve çoğalmasında görev alır. Bu vitaminlerin eksikliğine en duyarlı olan sistem, hücre çoğalma hızının en yüksek olduğu kan üretim sistemidir.
Eksikliği farklı nedenlere bağlı olmakla birlikte (emilim azlığı başta gelen nedendir), anemiye (kansızlık) neden olur. Paraziter hastalıklarda B12 vitamini eksikliğine neden olur. Benzer şekilde B6 vitamini eksikliği de anemiye neden olur.
B1, B2, Niasin gibi vitaminler, daha çok tahıl grubunda ve temel gıda dendiğinde ilk akla gelen et süt yumurta gibi gıdalarda bulunurlar. Fonksiyonel anlamda cilt bütünlüğünden, yara iyileşmesine, insanın kendisini zinde hissetmesine kadar vücuda yardımcıdırlar.
A vitamini: Bebeğin ilk doğumunda anneden alacağı ilk süt olan Kolostrum içinde oldukça bol bulunmakta ve hem barsağın hem de solunum yollarının yapılanmasında hayatî önemi vardır.
İnsanlardaki görme fonksiyonunda özellikle gece görmede mutlak ihtiyaç duyulan bir vitamindir. A vitamini eksikliğinde gece körlüğü meydana gelir. Balık yağı ve hayvansal besinlerde (süt, karaciğer, tereyağı, yumurta) bol bulunur.
D vitamini: Ana maddesi kalsiyum olan kemiklerin, gelişiminde rol alarak kemiklerin sertliğini oluşturan ve büyüme çağında en fazla ihtiyacımız olan vitamindir. Vitamin D’nin kaynağı güneş ışını ve besinlerdir. D vitamini bağırsaklardan kalsiyum emilimi için zorunludur. Balık yağı, yumurta, süt ürünleri önemli vitamin D kaynaklarıdır. Balık, karaciğer ve yumurta sarısında bulunur. Güneş gören kişilerde gereksinim azalır. Besinlerden en çok balık yağında bulunur.
C vitamini: Çok özellikli bir vitamindir. Vücudun bir tür koruyucusudur. Vücudun savunma mekanizmalarına verdiği destek nedeniyle tanınır ve bilinir. Vücudumuzun gücünü simgeleyen kan dediğimiz hayati sıvının temel yapı taşlarından biri demir iyonudur. Demir iyonlarının bar- saktan emiliminde C vitamini önemli rol oynar.
Mevsimsel anlamda bakıldığında özellikle soğuklardan korunmak istediğimiz dönemde, C vitaminini fazlaca içeren gıdaların bol olduğunu görürüz. C vitamininin esas kaynağı, bitkisel gıdalardır. Hayvansal gıdalarda bulunmaz. Narenciye türü meyveler, domates, patates, lahana, yeşil biberde bulunur. Safra asit sentezi için de gereklidir.
Eksikliği halinde enfeksiyonlara karşı azalmış direnç, anemi, dişeti kanamaları, eklemlerde şişme, yara iyileşmesinde gecikme meydana gelir. Antioksidan olarak işlev görür.
K vitamini: Kanın pıhtılaşmasını sağlayan faktörlerin bir kısmının sentezinde rol alır. Belli bir kısmı barsağımızda yararlı mikroorganizmalar tarafından üretilir. Yeni doğmuş bebeklerin bağırsakları henüz flora dediğimiz mikroorganizmalarını üretmemiş olduğundan, kanama halinde gerekli olan pıhtılaşma faktörlerinden özellikle K vitaminine bağlı sentezlenenlere olabilecek ihtiyaç nedeniyle hastanelerde bebeklere kas içi enjeksiyon yolu ile verilir.
Hastanede doğum yapmayan kırsal kesimde, bebeklerin bir kısmının kanamadan öldüğü düşünülürse, K vitamininin yaşam için ne kadar gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır.
E vitamininin başlıca fonksiyonu, antioksidan olmasıdır. Kaynakları, yağlı tohumlar, soya, yeşil yapraklı sebzeler, baklagillerdir.
Vitaminleri yazılanların eşliğinde yeniden düşündüğümüzde, aslında doğumdan ölüme yanı başımızdan hiç ayırmamamız gerektiğini görürüz. Daha dinç kalmak, daha geç yaşlanmak, her çağda sağlıklı olabilmek belki de mümkündür.
Hayatımızdan vitaminleri çıkardığınızda, kolay hasta olacağımızı, geç iyileşeceğimizi, çabuk yaşlanacağımızı, cildimizin kendini yenilemesinin kolay olmayacağını, derimizde, yüzümüzde oluşan çatlakların ve kırışıklıklarınızın önüne geçemeyeceğimizi unutmamalıyız.