Makale

TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam: “Türkiye her zaman Filistinlilerin yanında yer alacak.”

TİKA Başkanı Dr. Serdar Çam:
“Türkiye her zaman Filistinlilerin yanında yer alacak.”

Söyleşi: Muhammed Kâmil Yaykan

Filistin, milletimiz için çok derin manalar ifade eden bir ülkedir. Dört asır süren Osmanlı Kudüs’ünden başka, ecdadımızın Kudüs Şehri ve Filistin toprakları ve halkı ile olan bağları çok daha eski tarihlere uzanmaktadır.

Söyleşimize başkanı olduğunuz, Türkiye’nin devlet eliyle dost ve kardeş ülkelerde kalkınma işbirliği ve yardım projelerini gerçekleştiren, TİKA’nın yaptığı faaliyetleri değerlendirerek başlayalım.
TİKA, dünyanın 140 ülkesinde Türkiye’nin bayrağını dalgalandırarak yılda yaklaşık 2 bin proje yapma kapasitesine ulaşmış, devletimizin veren eli olan güzide bir kuruluştur. TİKA faaliyette bulunduğu ülkelerde herhangi bir çıkar gözetmeksizin iç siyasete müdahil olmadan ahlaki bir duruşla elindeki imkânları paylaşan, o ülkelerin gelişmesine, kalkınmasına destek olan, sömürülmesine karşı bir direnç oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapmaktadır. Çünkü herhangi bir ülkenin sürekli yardım alıyor olması aslında çok sağlıklı değildir. Kalkınma yardımı alanında böyle bir ahlaki duruş olmuş olsa idi, geçmişten bugüne pek çok devlet aslında yardım almayı bırakmış, başkalarına yardım edebilir konuma gelmiş olurdu. Dolayısıyla yeni nesillerin ekonomik imkânları kullanabilmeleri kendi devletlerini, kendi kapasitelerini artırabilmeleri yönünde TİKA faaliyette bulunduğu ülkelere sürdürülebilir kalkınma yardımları yapmaktadır.
Filistin ve Kudüs TİKA için ne ifade ediyor?
Filistin, TİKA’nın en çok proje ve faaliyet gerçekleştirdiği ülkelerin başında gelmektedir. Bu durumu izah eden pek çok etken bulunmaktadır. TİKA’nın faaliyetleri ülkemiz ile Filistin halkı arasındaki tarihî, dinî, kültürel ve akrabalık bağlarını kuvvetlendirmektedir.
Filistin, milletimiz için çok derin manalar ifade eden bir ülkedir. Dört asır süren Osmanlı Kudüs’ünden başka, ecdadımızın Kudüs Şehri ve Filistin toprakları ve halkı ile olan bağları çok daha eski tarihlere uzanmaktadır.
Başta dünya üzerinde en çok müntesibi bulunan üç büyük semavi din için vazgeçilmez bir şehirdir Kudüs. Müslümanlar için ise Sezai Karakoç’un “Alınyazısı Saati” şiirinde:
“Ve Kudüs şehri. Gökte yapılıp yere indirilen şehir.
Tanrı şehri ve bütün insanlığın şehri.
Altında bir krater saklayan şehir.
Kalbime bir ağırlık gibi çöküyor şimdi.”
dizeleriyle anlattığı insanlığın ortak mirası olan, kutsal bir şehirdir. Kudüs, Mescid-i Aksa’dır. Müslümanların Kâbe’ye yönelmesinden önce namazlarında yöneldikleri ilk kıblesi, Mirac-ı Nebevinin gerçekleştiği şehirdir. Her taşının ayrı şeyler anlattığı dünya üzerinde benzeri olmayan bir şehirdir. Hz. Peygamberin hadislerinde ve Kur’an’da kıssaları anlatılan peygamberlerin mucizelerine ev sahipliği yapmış kutlu beldedir.
Filistin yaşanan acı olaylar, çatışmalar ve bombalamalardan dolayı bir enkaz yığınına dönüşmüş durumda. Siz bu enkazı kaldırmak için neler yapıyorsunuz? Projelerinizi bizlere anlatır mısınız?
Filistin ile Türkiye’nin inanç, kültür, medeniyet, tarih ve akrabalık üzerine kurulu olan bağları tazeliğini hiçbir zaman kaybetmemiştir. Sağlık, eğitim, kapasite artırımı, kültürel mirasın korunması, restorasyon, temiz suya erişim, tarım gibi Filistin halkının ekonomik ve sosyal kalkınması için pek çok alanda Türkiye’nin katkıları yoğun bir şekilde devam etmektedir. 24 Aralık 2003 tarihinde Filistin Eylem planı ile başlayan 2005 yılında TİKA’nın Ramallah’da ofis açmasıyla yoğun bir döneme giren, Dışişleri Bakanlığımızın eşgüdümünde yürütülen Türkiye’nin Filistin halkına olan destekleri artarak devam etmektedir.
Filistin’in her şehrine bir okul inşa edilmesi hedefiyle çıkılan hedef doğrultusunda TİKA tarafından Tulkarem, Kalkilye, Nablus, Cenin, Ramallah, El Halil’de inşa ettiği okullar Filistin eğitiminin önemli bir ihtiyacına çözüm getirmiştir. Okul inşaatlarının yanında eğitim ekipmanlarının temini, okulların tadilatları, modern sınıfların ve bilgisayar laboratuvarlarının kurulması gibi eğitimin iyileştirilmesine yönelik pek çok projenin yanında Türkçe öğretiminin yaygınlaştırılmasına yönelik projelere de destek vermektedir.
Doğu Kudüs’te Nurul Hüda Akademik ve Kur’an Hafızlığı Merkezinin sınıflarının inşası, donanımı ve bahçe düzenlemesi tamamlanarak Kudüs Zekât Komitesi’ne teslim edildi. Bu projeyle Kur’an hafızlığı eğitimi için daha iyi şartlar oluşturuldu.
Filistin Devleti’nin muhtelif kurumlarında görev alan personelin yetiştirilmesine büyük önem verilmektedir. Bu amaçla FUY Planlama, Maliye, Tarım (zeytincilik), Sağlık, Meteoroloji, Bankacılık, Sigortacılık, İstatistik, Posta İşlemleri ve Osmanlıca Lisan ile Arşiv alanlarında mutat olarak Filistinli uzmanlara yönelik kapasite artırım eğitim programları gerçekleştirilmeye devam ediyor.
Gazze’de altyapının iyileştirilmesine yönelik pek çok proje hayata geçirildi. Bunlardan biri de araç ve yaya trafiği daha güvenli hale getirilmesi amacıyla Cebaliye Al Nazlah Belediyesine yol ve aydınlatma malzemesi hibe edilmesidir.
Osmanlılarca 1530 yılında Kudüs Mevlevihanesine dönüştürülen türbe, minare ve mescit kısımları varlığını sürdüren ve semahanesi konut olarak kullanılan yapının, Kudüs eski şehrin Müslüman kimliğinin koruması amacıyla restorasyonun çalışmalarına başlandı.
Mescid-i Aksa arşivlerinde Osmanlı Devletinin Kudüs’ü fethinden ayrıldığı yıla kadar geçen 400 yılı kapsayan 600 civarında orijinal defter, mahkeme kayıtları (şeriye sicilleri), berat ve fermanlar ile çeşitli yazışmalar bulunmaktadır. Kudüs Mescid-i Aksa Vakıf İdaresi işbirliğinde arşivlerin korunması amacıyla altyapı güçlendirme projesi kapsamında gerekli malzemelerin teminini sağlandı. Ayrıca arşiv binasına dijital kayıt, güvenlik ve yangın alarm sistemleri kuruldu. Arşivde çalışan uzmanlara Osmanlıca ve arşivleme konularında eğitim desteği verilerek arşivler koruma altına alındı.
TİKA’nın gerçekleştirdiği faaliyetlerin anlattıklarınızla sınırlı olmadığını biliyoruz. Sağlık alanında yapmış olduğunuz yardımlardan da bahsedebilir misiniz?
Gazze’de İsrail saldırıları sonucu engelli duruma düşen gazilerin rehabilitasyonu amacıyla Gazze İslam Üniversitesi ile işbirliğinde başlattığımız İrade Projesi kapsamında 400 engellinin rehabilitasyon ve meslek eğitimleri tamamlandı.
2011 yılında yapımına başlanan Gazze’de 10 bloktan oluşan 150 yataklı Dostluk Hastanesi’nin donanımının da TİKA tarafından tamamlanması için çalışmalar devam etmektedir. Hizmet vermeye başladığında Filistin’e uluslararası camianın vermiş olduğu yardım ve yatırımlar içerisinde en büyüğü olma özelliğine sahip olan hastane Gazze’nin ve Batı Şeria’nın en büyük hastanelerinden biri olacak.
Ayrıca son İsrail saldırıları sonucu yaralanan toplam 123 kişinin tedavisi ülkemizde gerçekleştirilerek Gazze’de Filistin Sağlık Bakanlığının talepleri doğrultusunda acil gereksinim duyulan ilaçlar temin edildi ve bu ilaçlar yetkililere teslim edildi.
Son olarak Başkanlığınızın Diyanet İşleri Başkanlığımız ile Gazze’de gerçekleştirdiği “İnsanlığın vicdanını onarmak için gelin Gazze’yi yeniden imar edelim” başlıklı yardım kampanyasından söz eder misiniz?
Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğinde Gazze’ye Yönelik acil insani yardım kampanyasında halkımızın bağışları ile ilk etapta toplanan 52 milyon 900 bin liralık yardım Gazze’ye ulaştırıldı. Bununla birlikte 15.000 aileye gıda paketi yerelden temin edilerek ihtiyaç sahiplerine dağıtıldı. Bunun dışında ilk seferde 20 tırdan oluşan gıda konvoyu ile de Gazze’deki halka gıda yardımında bulunuldu.
Ayrıca 2014 yılı Ramazan ayında başlayan sıcak yemek dağıtımı ramazan ayı sonrasında da devam etti. 20 günde toplam 341.600 kişiye sıcak yemek dağıtıldı.
Serdar Bey, söyleşiniz için teşekkür ederim. Eklemek istediğiniz son bir mesajınız var mı?
Türkiye’nin Gazze’ye ve Filistin’e olan destek ve yardımları hiçbir zaman kesilmeyecektir. Türkiye her zaman Filistinlilerin yanında yer alacak.