Makale

Kur'an Kursu ve Kur Sistemi

Kur’an Kursu ve Kur Sistemi

Yaz Kur’an Kursu için ilk
Diyanet İşleri Başkanlığı, bir ilke daha imza attı: Yaz Kur’an kursları için çağdaş Program Geliştirme Biliminin öngördüğü anlayışla bir program geliştirdi ve 2005 yılı yazında uygulamaya koydu. Artık, yaz Kur’an kurslarındaki eğitim, rastgelelikten, tamamen öğreticilerin kişisel inisiyatiflerine bağlı olmaktan kurtarıldı. Ancak bu program, esnek çerçeve bir program olduğundan, yaz Kur’an kurslarındaki eğitim için bir çerçeve çizip onun doğrultusunu belirleyerek disipline edilmesini sağlamakla birlikte öğreticiye de yeterince manevra alanı bırakmaktadır. Özellikle programın öğrenci merkezli bir eğitim yaklaşımını öngörüyor olması, öğreticinin inisiyatif kullanmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Dolayısıyla öğretici, öğrencilerin ilgi ve ihtiyaçlarına göre eğitim içeriğinin sınırlarını belirleyebilir; gerekli gördüğü kimi konuları öğretime dahil edebilir, kimi konuları öne alabilir veya ileriki haftalara tehir edebilir.

Başkanlık, Yaz Kur’an Kursu Programı’nın sistematiğinde de bir ilki gerçekleştirdi: Kur sistemine geçildi. Yaz Kur’an Kursu Programı, üçer haftalık üç kurdan oluşmaktadır. Kur’an-ı Kerim dersi üç kura ayrıldığı gibi, temel dinî bilgiler de üç kur olarak belirlendi. Her kur, üç haftalık bir zaman dilimini kapsadığı için, bundan böyle yaz kurslarının iki aylık süresi de, üçer haftalık üç döneme ayrılmış oldu. Bu üç dönemin her birinde, bu üç kurun hepsi açılabileceği gi- bi, bunlardan sadece herhangi biri veya ikisi de açılabilir. Bu dönemlerin her birinde kaç kurun açılacağını kararlaştırma, tamamen ihtiyaç ve imkanlara göre olacaktır. Bu kurlardan hangisinin açılması talep ediliyorsa, hangisine öğrenci ihtiyaç duyuyorsa o açılacaktır. Ayrıca, bu ihtiyacı karşılama imkanının olması gerekmektedir.

Niçin kur sistemi?
Yaz Kur’an Kursu Progra- mı’nın kur esasına göre formatlanmasının, bir çok eğitsel gerekçeleri bulunmaktadır. Kur esasına dayalı program, her şeyden önce yaz kurslarını daha düzenli hale getirebilecek nitelikleri bünyesinde barındırmaktadır. Şöyle ki, daha önce yaz kursuna başlayan çocuk bir iki hafta sonra, babasının izne ayrılması gibi bazı sebeplerle kursu bırakıp gidiyordu. Kimi çocukların yaz kursundan nasip- lenmesi bundan ibaret kalabilmekteydi. Kimileri ise ertesi yıl yine aynı noktadan başlayıp bir süre sonra çeşitli sebeplerle yine ayrılabiliyordu. Her yıl gitme imkânı olmadığından dolayı, onların yaz kursundan faydalanması bundan ibaret oluyordu. Yani genelde, kursa kısa bir süre devam edip terk eden ya da kesintilerle devam eden öğrencilerden söz edilebiliyordu. Bu durumda. çocuğu/öğrenciyi belli belirsiz, bölük pörçük bir takım ilk dinî bilgi kırıntılarıyla şöyle böyle yüzleştirmekten öteye geçemeden yaz kursu mace- rası sona erebiliyordu. Sonuçta, öğreticinin kazandırmayı tasarladığı bilgi bütününe öğrencinin ulaşması, onu kazanması imkanı ortadan kalkıyordu.

Yeni program, bu durumun önüne geçebilme imkânı vermektedir. Yeter ki, bu program iyi kavranıp uygulanabilsin. Bu programı sağlıklı uygulayabilmek için yaz kursunun başlamasına doğru önceden, üç dönemin her birinin başlama ve bitiş tarihleri ve her üç kurun içerikleri/müfredatı ilân edilmektedir. Böylece dönemlerin takvimi ve kurlar hakkında halk/veliler bilgilendirilmektedir.

Sistem hakkında halkın/velilerin bilgilendirilmesi, yaz aylarına ilişkin planlarını ona göre belirlemelerine, hangi dönem veya dönemlerde yaz kursuna çocuklarını gönderebileceklerini ve hangi dönemde hangi kuru tercih edeceklerini kararlaş- tırmalarına imkân hazırlanmaktadır. Herkesin bütün yaz boyu kursa devam etmesi beklenemez. Yaz, öğrenciler ve veliler için tatil dönemi, çiftçilik gibi meslek sahipleri için işlerin yoğun olduğu bir zaman dilimidir. Yapılması gereken, herkesin imkanları elverdiği ve fırsat bulduğu zaman diliminde kurstan yararlanmasını sağlayıcı önlemler almaktır. İşte kur sitemi, bunu gerçekleştirme imkanına sahiptir. Söz gelimi, memur olan bir veli, çocuğunun kursa gitmesini arzu ediyorsa, artık izin takvimini, yaz kursunun takvimini de hesaba katarak belirlemeye çalışacaktır. Meselâ, yaz kursunun ilk döneminde çocuğun birinci kura katılmasına, o bitince ailece izine ayrılmaya ve üç haftalık bir izinden sonra dönünce üçüncü dönemin ikinci kuruna devam etmesine karar verebilir. Hatta, ailenin tatil yaptığı yerde varsa ve istenirse öğrenci, ikinci kura orada devam edip dönüşte üçüncü kura katılabilir. Bu olmazsa, kalan üçüncü kuru gelecek yıl mümkün olan herhangi bir dönemde alabilir. Yahut, öğrencinin her yıl bir kuru alması kararlaştırılabilir; vs. Her aile, kendi şartlarına ve imkanlarına göre karar almak suretiyle kurstan öğrencinin yararlanmasını sağlama imkanına sahiptir. Kur sistemi farklı imkân ve ihtiyaç sahibi bireyleri tek seçeneğe mahkum etmekten kurtararak farklı seçenekleri onların tercihine sunmaktadır. Böylece, isteğe bağlı din eğitim taleplerini karşılama bağlamında göreceli de olsa bir kurstan yararlanma esnekliği, kolaylığı ve mobilite sağlanmış olmaktadır.

Yaz kursunun süresini üç döneme ayırarak insanımızın şartlarının elverdiğinde kursa katılmasını kolaylaştırmak, öğretime konu edilen muhtevanın etkin ve verimli biçimde öğrenciye kazandırılmasının önünü açmaktadır. Daha önceki yıllarda, genelde öğretimi öngörülen muhtevanın ancak şurasından burasından bir takım bilgi kırın- tılarının aktarımı sağlanabilirken, yeni yapılanma ile bunun önüne geçilebilecektir. Artık öğrenci, yaz kursunda öğretimi tasarlanan bir dinî bilgi ve beceri bütününün tamamını belli bir düzen içinde ve gereksiz tekrarla oyalanmadan birim birim kazanabilme imkânını yakalayabilmektedir.

Yaz kursları hakkında halkın/velilerin bilgilendirilerek tabir caizse bilinçlendirilmesi suretiyle ailelerin yaz programlarını belirlerken bu kursları hesaba katmalarının sağlanması, oldukça önemlidir. Zira bu olgu, halkın kurs etkinlilerini yakından takip etmesine, onlarla müftülüğün bu konuda sıkı bir birliktelik içine girmesine yol açacaktır. Böyle bir ortamda halkın, kursların takipçisi olma durumu ortaya çıkacaktır ki bu, kursların nitelikçe gelişmesini besleyecektir. Ailelerin izinlerini bile bu kurları gözeterek belirlemeye özen göstermeleri, çocuklarının gözünde bu kursların önemini artıracak; dolayısıyla öğrencinin bu kurslara ilgisinin artmasına ve ona bağlı olarak da başarı düzeyinin yükselmesine katkıda bulunacaktır.

Kur sistemi, iyi kavranıp etkin ve verimli biçimde yaz kurslarında uygulandıktan sonra, uzun süreli Kur’an kurslarında da uygulamaya konulmalıdır. Asıl bu uzun süreli kursun kur esasına göre yeniden yapılandırılması gereklidir. Çünkü;

- Bu kurslarda sekiz ay gibi uzun bir süre eğitimin devam ediyor olması, yaygın eğitimin özellikleriyle pek bağdaşma- maktadır. Bu kurslara devam etmek, insanları çok fazla zorlamaktadır. Oysa yaygın eğitime vatandaşın ulaşması, ondan yararlanması, olabildiğince kolaylaştırılmalı; fırsat bulduğu her zaman bu imkandan yararlanmasının önü açılmalıdır.

- Hatta bu kolaylık, sadece zaman bakımından değil, mekan itibariyle de sağlanmalı; bu açıdan da bir mobilite kazandırılmalıdır.

- Üstelik, mevcut uzun süreli kursta herkes, tek bir standart programa mahkum edilmekte, temel dinî bilgilerin beli bir formatta kazandırılmasıyla yetinilmekte; daha ileri düzeyde din eğitimi almak isteyenlere, farklı düzeyde din eğitimi ihtiyacı olanlara fırsat verilmemektedir. Bir öğretim yılı bu kursa devam eden kişinin tekrar kayıt yaptı- rıp devam etmesi mümkün olmadığı gibi, devam etmesine imkan sağlansa bile, bunun bir anlamı, işlevselliği bulunma- maktadır. Zira tekrar devam ettiğinde, katılacağı yeni bir program bulunmamaktadır; aynı programı tekrar etmek durumunda kalmaktadır.

Kur sistemi sayesinde, insanların istedikleri zaman, fırsat bulduklarında, olabildiğince rahat ulaşabilecekleri yerlerde kurslara kayıt yaptırıp istedikleri, ihtiyaç duydukları programa katılmaları mümkün olacaktır.

Kur sistemi, öğrencilerin bilgi ve beceri düzeylerine göre ayrıştırılmalarını öngörmektedir. Bu anlayış çerçevesinde, bir öğrenci, aynı anda öğrenme alanlarındaki seviyelerine göre farklı kurlarda yer alabilir. Yani, bir öğrenci bir öğrenme alanında (meselâ Kur’an-ı Kerim alanında) birinci kurda iken bir diğerinde (meselâ dinî bilgiler alanında) ikinci kurda veya üçüncü kurda olabilir. Bu yapılanma, her öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine uygun düşecek kura katılmasını sağlamak suretiyle kursta oyalanmasının önüne geçme, öğrenme sürecinde zaman kaybını önleme imkanı sunmaktadır. Her kura katılanların, olabildiğince mütecanis/türdeş gurup oluşturmaları sağlanabildiğinden, toplu öğretimde başarı imkanı artırılmaktadır. Çünkü bu durum, öğretimin bireyselleştirilmesine, her bireyin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde öğretimin düzenlenmesine büyük katkı sağlamaktadır.

Yeni Kur’an kurusu prog- ramlarının öğretime çerçeve çizip onun doğrultusunu belirleyici ve esnek oluşu, öğreticinin elini kolunu bağlamayıp ona inisiyatif vermesi, öğretimi olabildiğince öğrencilerin ihtiyaçlarını, beklentilerini karşılayacak şekilde düzenleme konusunda öğreticinin elini güçlendirmektedir. Söz gelimi yaz kursundaki üçüncü kur, nihaî öğrenme noktası sayılmamaktadır. Aksine bu kur, ihtiyaçlara göre öğreticinin uyarlamasına açıktır. Bunu tamamlayan öğrenci bir başka dönemde, öğreticinin uyarlayacağı farklı bir kura katılabilir.

Yeni programın bu özellikleri, kur sisteminin imkânlarını daha da zenginleştirmekte; isteğe bağlı din eğitimini, tek tip kalı- ba sıkışmışlıktan kurtarıp nispeten önü açık konuma getirmektedir. Bu çerçevede, kur sisteminin, herkesin kendi ihtiyaçlarına denk düşen programı bulabilme ve tercih edebilmesine belli ölçüde de olsa imkân hazırlamak suretiyle kişilerin farklı düzeylerdeki din eğitimi ihtiyaç ve taleplerini karşılama imkânını artırdığı gerçeğinin altı özellikle çizilmelidir. (Bk. Aydın, Şubat, 2007)

Bütün bunlar şunu ortaya koymaktadır: Kur sistemi, Kur’an kursunu daha işlevsel kılmakta, verimlilik düzeyini yükseltmekte ve etkinlik alanını daha da genişletme imkanı kazandırmaktadır. Bu ise, isteğe bağlı din eğitimi taleplerinin karşılanması bağlamında biricik kurum olan Diyanet işleri Başkanlığı’nın (Bk. Aydın, Ocak, 2007), söz konusu talepleri karşılama, bu yöndeki farklı düzeyde ihtiyaçları karşılama gücünü artıracaktır. Din eğitimi ihtiyaçlarının daha tatmin edici biçimde karşılanması, halkın lâikdemokratik yönetimden memnuniyetini ve ona olan güvenini daha da artıracak, toplumda demokratik kültürün iyice kökleşmesine önemli katkıda bulunacaktır.


KAYNAKLAR
AYDIN M. Şevki, “İsteğe Bağlı Din Eğitimi Taleplerini Kur’an Kursunun Kar- şılama Durumu, Diyanet Aylık Dergi, Şu- bat, 2007.
AYDIN M. Şevki, “Kur’an Kursu ve İsteğe Bağlı Din eğitimi”, Diyanet Aylık Dergi, Ocak, 2007.