Makale

Sosyal ağlar ve iletişim

Sosyal ağlar ve iletişim
Hakan Topuzoğlu
Bilişim Uzmanı / Eğitimci-Yazar

Teknolojinin yaygınlaşmasıyla, günlük yaşamımızda gerçekleşen birçok iletişim biçimi İnternet ile farklı bir hâle gelmiştir. Sosyal iletişim ağlarının kullanımının yaygınlaşması; bedensel, mekânsal ve zamansal sınırlardan bağımsız olarak elektronik bir alan üzerinde sanal kimlikler inşa edilmesine yol açmıştır. Bu durum, birçok avantajı beraberinde getirirken, bazı noktalarda da sıkıntılara yol açmıştır.
Çift yönlü bıçak benzetmesinde olduğu gibi, sosyal ağları iyi kullananlar da kötüye kullananlar da olabilmiştir. Sosyal ağlar üzerinden yeni insanlarla tanışan, kendini geliştiren, birikimini daha geniş kitlelerle paylaşan insanlar, başkalarının da gelişimine katkıda bulunmaları sebebiyle onların mutluluklarını artırırken, diğer yandan ortamın sanal olduğunu düşünerek, sanal âlemde farklı bir kimliğe bürünenler birtakım sıkıntılı durumların doğmasına neden olabilmektedir.
Son yıllarda sosyal iletişim ağlarından en bilineni olarak karşımıza çıkan Facebook, Türkiye’de önceleri üniversite gençliği arasında hızla yaygınlaşmışken, zamanla ticaretin de en hareketli olduğu ortam haline gelmiştir. Kapanmakta olan birçok işyeri, sahibinin sosyal iletişim ağlardaki tanıtıma ağırlık vermeleri nedeniyle kapanmaktan kurtulmuş, birçok insan evinden iş yapmaya başlayarak aile ekonomisine katkılar sağlamış, bu yönüyle de sosyal ağlar, insanlar için yeni bir umut kapısı ve istenilen şeye daha hızlı ve kısa sürede ulaşma imkânı sağlamıştır.
İnternetin kullanımı her geçen gün artmakta, ilk başlarda “lüks” gözüyle bakılmaktayken, şimdi hayatın bir parçası olarak görülmektedir. Bu da yüz yüze iletişimde uymamız gereken ahlaki kuralların, adına sanal denilen ortamda da olduğu gerçeğini kaçınılmaz hale getirmektedir. Nasıl ki, apartmanda, mahallede, sokakta, caddede, iş merkezlerinde, iş yerlerimizde, okulumuzda uymamız gereken kurallar varsa, İnternette de aynı kurallar bizim için uyulması mutlak kurallar olarak karşımıza çıkacaktır.
Bir kitabın önsözünde şu ifadeler yer alıyor: “İnternetten para kazanmak istiyorsanız, uymanız gereken ilk kural, dürüst ol samimi ol. Gerisi kendiliğinden gelecektir.”
Ahlaki kuralların evrenselliğinden olsa gerek, aklın yolu birdir gerçeği burada da tezahür etmiştir. Eğer İnternette bilgi edinmek, daha geniş çevreye sahip olmak, alanınızda iz bırakmak, bir esnafsanız ve ürünlerinizi kilometrelerce uzaktaki müşteriye ulaştırmak istiyorsanız, yapmanız gereken sadece dürüst ve samimi olmaktır. Gerisi kendiliğinden gelecektir.
İnsan, çekirdeği aynı olması sebebiyle her yerde aynıdır. Amerika’da da, Avrupa’da da, Afrika’da da aynıdır. Güler yüzden memnun olmayan insan -istisnalar dışında- bulamazsınız. Genel geçer kural, dürüstlükten herkes hoşlanır. İşte sosyal ağlarda da bu gerçek ortadadır. Tek fark, orada mimik yok, konuşma yok, ses tonu yok sadece kelimeler var. Nasıl ki; şimdi ben sizinle bu yazıyla konuşuyorum, siz de benimle konuşuyorsunuz, aynı durum İnternette de geçerlidir.
2000’li yılların başında, İnternet daha yeni yaygınlaşırken hem çok fazla ilgileniyor olmamızdan, hem de merak saikiyle olsa gerek saatlerce İnternette yeni insanlarla tanışır ve sohbet ederdim. Hiçbir görüşmemde de kimliğimi, bulunduğum şehri, yaptığım işi saklamazdım. Şu duayı da dilimden düşürmezdim, “Allahım iyilerle karşılaştır!” O yıllarda tanıştığımız insanların birçoğu bugün hizmet sunduğumuz, ikili ilişkilerimizin çok iyi olduğu adresler durumunda.
İnternetin televizyondan, radyodan, gazeteden farkı işte burada başlıyor. Çift yönlü iletişim aracı olması sebebiyle şimdilerde moda ifadesiyle “etik”, ama tam anlaşılması için kullanılmasının daha uygun olduğunu düşündüğüm “ahlaki boyutu” da burada başlıyor.
Maç izlerken, sesinizi yükseltirsiniz ama hiçbir futbolcu sizi duymaz. Televizyon izlerken, belki de siz de onlarla birlikte ağlarsınız televizyondaki kimse bunu fark etmez. Gazete okurken, okuduğunuz haberler karşısında kendinizden geçersiniz gazete bunun farkında olmaz. Bir yazıyı okurken de çok beğenirsiniz ama mimiklerinizi yazarı görmez. Ancak İnternette etkileşim anlıktır. Şu da bir gerçektir ki, yoğunlaşan ve samimi olan insanlar yazdıklarınızdan sizin ruh hâlinizi anlayabilirler.
İşte burada, işin psikolojik ve sosyolojik boyutu da ortaya çıkmaktadır. Bazı uzmanlar, İnternetin iletişimi artırdığını söylerken, bazıları da iletişimsizliğe yol açtığını savunmaktadır. Örneğin, hasta olduğunuzu, amcanız, teyzeniz bilmezken, her gün sizi Messenger programlarında ya da sosyal ağlarda bekleyen arkadaşlarınızın haberi olup, size geçmiş olsun mesajı gönderebilir ya da doğum gününüzde sayısız tebrik alabilirsiniz. İnternet ve sosyal ağlar, iletişimi güçlendirse de iletişimsizliğe yol açsa da gerçek olan, sosyal ağların ahlaki kurallarına uyanların kazançlı çıkacağıdır.
Sosyal ağlarda bilgi paylaşımı yaptığımız bir isim var ve her konuda bize yardımcı oluyor ve diyor ki “bilgi paylaştıkça çoğalır”, paylaşmaktan kaçmıyor. İşte, sosyal ağların gücünü doğru yönde kullanabilirseniz, siz de örnek bir A veya B şahıs olabilirsiniz. Güçlü bir çevreye sahip olabilir ve verdiğiniz hizmetten ötürü öldüğünüzde arkanızdan binlerce kişi size dua edebilir. Yıllar önce, kemik erimesi hastalığına rağmen yattığı yerden bilgisayar kullanarak tasarım yapan Hilal Lüle gibi İnternet vesilesiyle iz bırakabilirsiniz.
Nasıl ki, günlük hayatta farklı mizaç ve fıtratta insanla karşılaşıyorsak, sosyal ağlarda da bunun sayısız örneğini görebiliriz. Bunlardan kendimizi ancak dikkatli olmak suretiyle koruyabiliriz, bir de niyetimizi iyi tutarak. Şu iyi bilinmeli ki, Dünya’nın bir yerlerinde sosyal ağları, tebliğ vazifesini yerine getirmek için kullanan insanlar da var.
Sonuç olarak, yeni iletişim teknolojileri ve İnternet, insanlara gerçek dünyadaki yaşanan sınırlamalardan kurtulup yeni bir iletişim ortamı oluşturmayı sağlamakla birlikte, kendini ve sınırlarını bilen kullanıcılar sosyal iletişim ağlarını, normal iletişim çözümleri gibi kullanarak, sadece eğlence için değil, bilgi paylaşımı, çevre edinme, iş imkânı sağlama gibi amaçlarla kullanmaktadır. Unutulmaması gereken gerçek, sanal ağların gerçek hayattan farkı olmadığı, biz nasıl davranırsak, o tür insanlarla karşılaşma ihtimalimizin de artacağı olmalıdır.