Makale

Sanal bağımlılık ya da yalnızlık uygarlığı

Sanal bağımlılık ya da yalnızlık uygarlığı

Tülay Çankaya
Din Hizmetleri Uzmanı / Amasya


Her geçen gün hayatımızda biraz daha aktif rol oynayan internet kullanıcılığı önemli sorunları da beraberinde getirmektedir. Saatlerce bilgisayar başında kalan insanlar her biri tek başına yalnızlık uygarlığı kurmaktadır. Yetişkinler için bile ciddi tehlikeler içeren çevrim içi oyunları, onların dahi kendilerini kontrol edemedikleri sanal ortamda ilkokul çağındaki çocuklar oynamaktadır. Limitsiz ve denetimsiz bir şekilde saatlerce bilgisayar ekranına kilitlenmek bilhassa çocukların ruh sağlığını olumsuz etkilemektedir. Böylelikle sanal âlem, tamamen çevresinden kendisini soyutlamış, çevreye ve toplumsal değerlere kayıtsız bir insan kitlesinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.

İslam’da zaman tanzimi son derece önemli bir husustur. İbadet, aile eğitimi, dinlenme, günlük ve sosyal hayat gibi bölümler halinde ele alınabilen zaman tahsisinde internete ayrılan zaman dilimi gittikçe artmaktadır. Hızla çoğalan internet kafeler yanında, anne babalar, çocuklarına yeni eğitim fırsatı sunduğunu düşündükleri için evlerinde internet kullanmaktadırlar. Bu durum çocuklarımızın aradıkları her bilgiye ulaşmaları açısından iyi olmaktadır. Fakat çocukların, interneti sadece ev ödevleri veya araştırma için kullanmadığı, arkadaşlarıyla anlık ileti kurdukları, çevrim içi oyunlar oynayarak veya sohbet odalarında yabancılarla konuşarak saatler geçirdikleri gözlenmektedir. Sanal âlemle bu denli diyalog, şahsiyetin tam teşekkül etmeye başladığı çağlarda, zihin bulandırıcı fikrî ve ahlaki sapıklıklar, cinsel istismar, şiddet, kumar vs. barındıran yönüyle gençlerde ve çocukların gelişiminde derin ve sarsıcı izlere yol açmaktadır. Çevirim içi oyunlara konu olan savaş, dövüş, vurdu-kırdı ile toplumsal yaşamı bozacak alışkanlıklar artmakta, bağımlılık haline getirdiği internete her gün bağlanmadığında mutsuz olan, hayal kırıklığı hisseden, çevrim içi olamadığı zaman daha stresli olan insanların sayısı giderek çoğalmaktadır. İnterneti yaşamlarını organize etmek için son derece hayati olarak niteleyip “internetsiz yaşayamam” diyenler, ailesine, eşine, çocuklarına ve arkadaşlarına ayırdığından fazla zamanı internet başında harcamakta, çevresini ihmal etmektedir.

Tüm bu bulgu ve açıklamalar ışığında dinî hayatımızın tanzimi noktasında, aile içi eğitim ve gelişimde etkin bir rol oynarken, aynı zamanda çevrim içi tehlike olarak da arz edilen internet bağımlılığından gelecek nesillerimizi kurtarmak için anne-baba ve öğretmenler neler yapıyoruz, ne tür önlemler alıyoruz?

Genellikle yoğun bir çalışma ortamı içerisinde olan anne babalar, çocuklarına yeterince ilgi gösterememektedirler. Anne babalara düşen temel görev, bütün yoğunluklarına rağmen çocuklarına gereken zamanı ayırmaktır. Onları sanal ortamın etkilerinden uzaklaştırmak için farklı sosyal aktivitelere yönlendirmeleri gerekmektedir. Çocuklarımızın çevrim dışında sosyalleşmesine yardımcı olmak için diğer etkinliklere katılmasını destekleyip başka çocuklarla tanışabileceği etkinliklere özendirerek onların hayatında farklılıklar oluşturabiliriz.

Çocukların internet kullanımının okuldaki performansını, sağlığını, ailesiyle ve arkadaşlarıyla ilişkilerini etkileyip etkilemediğini araştırıp çocukların çevrim içi ortamda ne kadar zaman geçirdiğini belirleyerek internet kullanımlarına bir sınırlama getirip etkiler azaltılmaya çalışılmalıdır. Buna rağmen çocuğun internet bağımlılığı devam ediyorsa, profesyonel bir danışmana başvurulmalıdır. Çünkü saplantılı internet kullanımı; ruhsal açlık, sosyalleşememe, öz güven eksikliği, depresyon ve öfke gibi başka sorunların belirtisi olabilmektedir.

İnternet kullanımı, çoğu çocuğun sosyal hayatının önemli bir parçası olduğu için tamamen yasaklanmamalıdır. Aile mefhumunu sarsacak noktalara gelinmemesi kaydıyla, internetin tüm faydalarından istifade edebiliriz. Çocuklarımızın çevrim içi olarak ziyaret edebileceği sitelere ve neler yapabileceklerine yönelik internet kullanımıyla ilgili önlemler alabiliriz. Her gün belirli bir süre çevrim içi olma, anlık iletileri kullanamama, ödevleri bitirinceye kadar internette gezinememe, sohbet odalarına veya çevrim içi yetişkin içerikli sitelere girememe gibi aile kuralları belirleyip, onların bu kurallara uyması sağlanmalıdır.

Belirli zaman dilimlerinde ve amaca yönelik internet kullanımı hususunda ailemizi bilinçlendirmek gerekmektedir Yüce Allah’ın insana verdiği önemli nimetlerden olan göz, kulak ve diğer organlar, bilgisayar karşısında sadece eğlenmeye yönelik oyunlar için meşgul edildiğinde, yaratılış gayesi dışında kullanılmış olur. Dolayısıyla, anne-babalara düşen en önemli sorumluluk, çocuklarının görme, işitme, hissetme ve muhakeme etme gibi melekelerinin doğru istikamette değerlendirilmesine dikkat etmek ve buna imkân hazırlamaktır.

Bilgisayarı odasına değil de, evin ortak kullanım alanlarından birine kurulursa kontrol altında olduğunu hisseden çocuk kullanımda dikkatli davranır. Bu anlamda çocuklarımızı özgür bir ortamda yetiştirmeli, bununla beraber kontrollü hareket etmekten ve denetlemekten kesinlikle vazgeçmemeliyiz.

Anne babalar, kendi çevrim içi alışkanlıklarını inceleyip, internet kullanımlarının diğer etkinlikleriyle dengeli olup olmadığını düşünmelidir. Aslında sadece çocuklar için değil, bizler için de zaman planlaması şarttır. Özellikle aile içindeki; eşle ilgilenme, çocuklarla kaliteli diyalog kurma, evdeki diğer ihtiyaçların ve işlerin takibi gibi konuları göz önüne aldığımızda, internete ne kadar az vaktimizin kalması gerektiğini daha iyi anlarız. Unutmayalım ki, çocuklar ilk olarak anne babayı örnek almakta, onların ayak izlerinizi takip etmektedirler. Her ne kadar çocuklarımızı internet konusunda sözlü olarak uyarsak da çocuklar kulaklarına değil, gözlerine hitap edildiğinde daha etkin eğitilmektedir.

Çocukları internetin ve çevrimiçi oyunların olumsuz etkilerinden kurtarmak için hafta sonları birlikte tiyatro, sinema, piknik, her hafta bir tarihi eser öğrenelim gezisi, resim yapma, kitap okuma saatleri, bir müzik aleti çalma gibi etkinliklere çok küçük yaşta başlatıp, bütün bunların alışkanlık haline getirilmesi sağlanmalıdır. Aileler, çocuklarla birlikte düzenli sosyal aktivitelere katılırsa, sosyal aktiviteyle uğraşan çocuklarla çevrimiçi oyun oynayan çocuklar arasında fark olduğu görülecektir.

Nasıl ki bir mıh bir nalı, bir nal bir tırnağı, bir tırnak bir ayağı, bir ayak bir atı, bir at bir komutanı, bir komutan bir orduyu, bir ordu bir milleti zafere ulaştırabilir, herkesin kendi evinde başlattığı sanal âlemde temizlik savaşı da çocuklarımızın geleceği için zafere ulaştırılabilir. Unutmayalım ki çocuklarını ve gençlerini ihmal eden toplumlar, geleceklerini imha ederler.