Makale

Eric Bogaerts (İbrahim)

Eric Bogaerts
(İbrahim)

Söyleşi: Bünyamin Akgül / Hüseyin Ulusoy
Ğbrahim Bey, Ğslamla nasıl tanıştınız?

Ben Müslüman olarak doğdum. Ailem Katolik olduğu için beni o şekilde yetiştirdiler fakat ben ailemin bana verdiği “Eric” ismini çocuk yaşlarımda bile hiç sevmedim ve başka bir dine ait olduğum hissi içimde hep vardı.
Dedem ve ninem Fransa’nın Lourdes şehrinde oturuyorlardı. Bazen babam beni onların yanına götürürdü. Ninemin bana içecek verdiği bardaklarda Meryem Ana resmi vardı. Sırf bu yüzden orada kalmak istemezdim.
Orada kaldığım süre içinde Allah’ın hep benimle beraber olduğunu hissederdim.
Bir arayış serüveniniz oldu mu?
Bazı günlerde kiliseye yalnız giderdim, oradaki resimleri, heykelleri ve haçları izlerdim. Bunlar her yerden para ile alınabilecek basit ve sembolik şeylerdi.
Gerçekten geceyi ve gündüzü Yaratan, varlık âleminden inayet ve rahmetini esirgemeyen Allah’ı hiç kimse düşünmüyordu. İbadet eden insanlar, kilisenin resim, heykel ve mumlarında takılıp kalıyorlar, bunun ötesinde manevi bir boyuta ulaşamıyorlardı. Benim arayışım bir nevi İbrahim (a.s.)’in arayışı gibi oldu.
Katoliklerin kutsal kitabı olan Ğncil’i derinlemesine araştırdınız mı?
Gençliğimde kilisenin çeşitli organizasyonlarında çalışıyordum. İncil konularını çalışırken ciddi anlamda bazı çelişkiler fark ettim. Bir müddet sonra bu kitap beni tatmin etmez bir hal almıştı. Açıkça söylemek gerekirse, bu yüzden zamanla Katolik inancından soğudum.
Müslüman olmanıza kimler katkı sa€ladı?
Gençlik dönemlerimde Anvers’te ticaretle uğraşıyordum. Türklerin ve Faslıların yoğunlukta yaşadığı bu kentte Müslümanlarla tanışmam uzun sürmedi. Onları bana zaten Allah Teala gönderiyordu.
Zamanla onlarla kaynaştım ve birtakım sorular sormaya başladım. Özellikle de ramazan ayları beni çok etkiliyordu. Hatta Müslüman olmadan önce bazı ramazanlarda oruç tuttuğumu bile hatırlıyorum.
Tanıştığım Müslümanlardan Hollandaca Kur’an-ı Kerim istedim. O zamanlar benim için Hollanda’dan Hollandaca Kur’an getirttiler. O Yüce Kitab’ı okudukça önümde yepyeni bir dünya açılmıştı, hafiflediğimi ve arındığımı hissediyordum. Allah’ın sözü olan, son Peygamberine inmiş bir Kitap’la karşı karşıya idim. Aklım ve duygularım O Yüce Kelam ile tatmin olmuştu.
Ğbrahim Bey, Allah’a teslimiyetiniz ne kadar zaman aldı?
Çok kısa bir zaman, sadece beş gün düşündüm. Çünkü aradığımı bulmuştum. Sonra bir camiye gitmeye karar verdim. Caminin kapısına kadar defalarca gidip geri döndüğümü hatırlıyorum, içeri girmeye bir türlü cesaret edemiyordum. Sonra bir gün bütün cesaretimi topladım ve Allah’ın verdiği güçle camiye gittim ve heyecanla zile bastım. Önce beş dakika zile basmama rağmen kapıyı kimse açmadı. Nasıl böyle bir şey olurdu? Diye kendi kendime sordum. Çünkü içeriye 20’ye yakın insan girdiğini görmüştüm. Zile ısrarla basmaya devam ettim, biraz sonra kapı açıldı ve genç bir Müslüman, “Lütfen biraz bekler misiniz? Biz şu an namaz kılıyoruz.” dedi. Büyük bir sabır ve heyecanla bekledim ve sonra beni içeri kabul ettiler. Çok güzel karşılandım, Müslüman olmam için ne gerekiyorsa yaptılar. Ve 18 yıldan beri Allah’a hamdolsun Müslümanım ve diğer insanların da İslam’la tanışması için çalışıyorum.
Müslüman olduktan sonra ailenizin ve arkadaşlarınızın size karşı tepkisi nasıl oldu Ğbrahim Bey?
Orası biraz sıkıntılı. Babam, “Artık kendi yolunu çizebilirsin, ama benimle bir daha görüşmeni istemiyorum.” dedi, annem ise benimle tam yedi yıl konuşmadı. Arkadaşlarımın hepsi Müslüman olduğumu duydukları an benimle irtibatı kesti, onların reaksiyonu bu şekilde oldu. Ama ben onların da Müslüman olmalarını çok istiyorum ve Allah’a bu konuda dua ediyorum. İnşallah Allah onlara da İslam’ı nasip eder.