Makale

HZ. HASAN

KİTAP TANITIMI

HZ. HASAN

Doç. Dr. Cenksu Üçer
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları arasından Kasım 2012’de çıkan “Hz. Hasan” adlı eser, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Bahaüddin Varol tarafından kaleme alınmıştır.
Hz. Peygamber (s.a.s.)’in irtihali Müslümanlar açısından birçok yeni durum ve tecrübelerin yaşandığı yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur. İslam Tarihinde “Hulefa-i Raşidin Dönemi” olarak adlandırılan ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in eğitim ve uygulaması altında yetişen ashabın idarede etkin olduğu bir dönem olarak bilinen bu süreç, barındırdığı olayların yanı sıra bu olaylardaki etkin rolleri gereği bazı kişilerin ön plana çıktığı bir dönemdir. Söz konusu dönemde yaşanan olaylar Müslümanların zihin dünyaları ve düşünce ufuklarında kimi zaman acılarla, kimi zaman bilgi ve tecrübelerle önemli izler bırakmıştır.
Şüphesiz bu sürecin önemli simaları ve onların çevresinde gelişen olaylar döneme ait birçok detayı barındırmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.s.)’e yakınlıklarıyla Müslümanların gönül dünyalarında farklı bir yere sahip olan ehlibeyt fertleri ve onlar çerçevesinde cereyan eden olaylar, diğerlerinden çok daha farklı ve özel bir yer işgal etmektedir. Yazar’a göre Hz. Ali ve onun şehit edilmesinden sonra oğlu Hz. Hasan bu sürecin iki kilit ismi konumundadır. Buradan hareketle yazar çalışmasında, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hayatında farklı ve özel bir konuma sahip olan, yine bu özelliği nedeniyle ehlibeyt olarak Müslümanların düşünce ve duygu dünyalarında seçkin bir yeri bulunan torunlarından Hz. Hasan’ın hayatını ve ilk İslam toplumundaki yerini, temel kaynak ve rivayetler ışığında objektif olarak ele almaya çalışmıştır.
Yazar, “Hz. Peygamber (s.a.s.) Günlerinde Hz. Hasan” başlıklı birinci bölümde, Hz. Hasan’ın doğumu ve çocukluğu ile Hz. Peygamber dönemi İslam toplumunda Hz. Hasan konularını ele almış; bu bağlamda ailesi ve sosyal çevresi, doğumu ve ilk günleri, çocukluğu ve Hz. Peygamber günlerindeki hayatı işlenmiştir. Bu bölüm, Hz. Peygamber irtihal ettiğinde 8 yaşında olan Hz. Hasan’ın bu dönemine ait rivayetleri ve değerlendirmeleri içermektedir.
“Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman Dönemlerinde Hz. Hasan” başlıklı ikinci bölümde ilk üç halife dönemi İslam toplumu, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman dönemlerinde Hz. Hasan konularını ele almış ve ilk üç halife dönemi İslam toplumunda Hz. Hasan’ın durumunu ortaya koymaya çalışmıştır. 24 yıllık bu dönem Hz. Hasan’ın 8-32 yaş dönemini kapsamaktadır.
“Hz. Ali Döneminde Hz. Hasan” başlıklı üçüncü bölümde, Hz. Ali dönemi İslam toplumu, Hz. Ali’nin mücadelelerinde ve Hz. Ali Dönemi İslam toplumunda Hz. Hasan konuları işlenmiş, bu bağlamda Hz. Ali’nin hilafete gelişinde, Cemel, Sıffin ve Tahkim olaylarında Hz. Hasan’ın durumu ve Hz. Ali ile Hz. Hasan arasında cereyan eden birtakım fikir teatileri ve tenkidler de ayrı ayrı ele alınmıştır. Hz. Ali yaklaşık 5 yıl (hicri 35-40 yılları arası) halifelik yaptığına göre bu dönem Hz. Hasan’ın 32-37 yaşlarını kapsamaktadır.
“Hz. Ali Dönemi Sonrasında Hz. Hasan” başlıklı dördüncü bölümde, Hz. Ali Dönemi sonrasında İslam toplumunun genel görüntüsü, Hz. Hasan’ın halifeliğe seçilmesi ve hilafeti esnasında cereyan eden olaylar, Muaviye ile ilişkileri ve aralarında yaptıkları anlaşma ve Hz. Hasan’ın Medine’deki hayatı ve vefatı konuları ele alınmıştır. Bu bölümde özellikle Hz. Hasan ile Muaviye arasındaki ilişkiler detaylı olarak işlenmiş; bu bağlamda Muaviye ile mücadelenin tarihî seyri, aralarında yapılan anlaşma ve anlaşmanın maddeleri, Hz. Hasan’ı anlaşmaya iten sebepler ve anlaşma sonrası ortaya çıkan durum ve tepkiler ele alınmıştır.
“Şahsiyet ve Toplumsal Etki Yönüyle Hz. Hasan” başlıklı beşinci ve son bölümde ise Hz. Hasan’ın kişilik özellikleri, Hz. Hasan’ın evlilikleri, çocukları ve nesli ele alınmış, ayrıca dinî, siyasi ve toplumsal etkisi yönüyle Hz. Hasan konusuna yer verilmiştir. Bu bölümde Hz. Hasan’ın hayat sürecinin dönemleri, bu dönemlerde cereyan eden olaylar ve bunların kendisi üzerindeki etkileri; toplumsal itibarının kaynakları; şahsiyeti ve kişilik tahlili Hz. Peygamber (s.a.s.)’e benzerliği, barışseverliği, cömertliği, yardımseverliği, ibadeti, bazı davranış örnekleri ve naklettiği hadisler konuları işlenmiştir.
Sonuçta yazar şu hususlara dikkat çekmektedir: Hz. Hasan Rasulüllah (s.a.s.)’ın en büyük torunu olmakla onun sevgisine muhatap olan bir kişidir. Bu özelliği onun çocukluk ve gençlik yıllarının en belirgin vasfıdır ve içinde yaşadığı İslam toplumunda da hep bu çerçevedeki duygu ve muamelelere muhatap olmuştur. Hz. Hasan’ın kendi döneminde verdiği kararlarda kişilik özellikleri ön plana çıkmıştır. Onun halim selim, çarpışma ve mücadeleye karşı barış ve anlaşmayı tercih eden, dünyadaki en değerli şeye dahi insanların kanlarının dökülmesi karşısında hiç değer vermeyen özelliği, verdiği kararlarda etkisini göstermiştir. Onun bu yaklaşımı her ne kadar bazı çevrelerce eleştiriye tutulmuşsa da, gerek ilmî alanda gerekse halk nezdinde Hz. Hasan’ın tavrı olumlu ve doğru olarak kabul edilmiştir.
Bütün bunlardan sonra yazar eserinde günümüz Müslümanları olarak Hz. Hasan hakkında nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiği hususundaki kanaatini şu cümleleriyle dile getirmektedir: “Onun verdiği kararlar, onun Rasulüllah (s.a.s.)’ın torunu ve sahabi olma özelliğini hiçbir zaman yok etmeyecektir. Bize düşen ise diğer ashabın olduğu gibi Hz. Hasan’ı herhangi bir önyargı ile değil, hatasıyla sevabıyla olduğu gibi kabul etmektir. Tarih boyunca ortaya çıkan istismar görüntülerine kapılmadan Rasulüllah’ın ona olan sevgisine hürmeten, sevgi ve saygıyla hatırlamalı, Hz. Hasan, güzellikleriyle düşünce ve yaşam alanımızda yer almalıdır.”