Makale

Editörden

Editörden

Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına itaat ibadettir. Hz. Âdem (a.s.)’den Hz. Muhammed (s.a.s.)’e kadar bütün peygamberler, Cenab-ı Hakkı’n emirlerine titizlikle riayet etmişler, yasaklarından da kaçınmışlardır. Ayrıca İslam’a uygun bir hayatın nasıl olacağını yaşayarak ümmetlerine göstermişlerdir. Peygamberlerden sonra ümmete rehberlik görevini, kutlu elçilerin vârisleri olan âlimler üstlenmiştir.
İlk emri “oku” olan İslam; ilme ve âlime değer verdiğini birçok vesile ile ortaya koymuştur. Zira toplumlar ancak ilimle mamur olur. Milletler ancak bilgiyle payidar olur. İstikbal ancak bilginin rehberliğinde ve âlimlerin öncülüğünde yükselir. Kur’an-ı Kerim, “Allah’a karşı ancak; âlim olanların derin saygı duyacaklarını” (Fatır, 35/28.) ifade eder. Bu yüzden geçmişten bu yana bütün milletler ilmin gelişmesine, yaygınlaşmasına ve gelecek nesillerin bilgiyle, kültürle yetişmesine özel bir önem vermiş, ilme ve âlime yatırım yapmıştır. Öteden beri ilme ve âlime atfedilen bu değer, tarihî süreç içerisinde köklü bir ilim geleneğinin ve âlim profilinin ortaya çıkmasına vesile olmuştur.
Bugün ülkemizde ve İslam dünyasında yaşanan ve sosyal hayatı pek çok yönüyle etkileyen sorunlar, gerçek âlimlerin, ariflerin, ilim ve irfan taliplerinin kimler olduğunun bir kez daha sorgulanması ve irdelenmesi gereğini ortaya koymuştur.
Âlim sadece bilgi sahibi olan kişi midir? İrfan bilgisine ve pratiğine sahip olan arif ile aralarındaki ilgi ve benzerlik nedir? Bunların entelektüel ile farkı nedir? Âlim, arif ve entelektüelin bilgi edinme, manen beslenme, yetişme tarzı ve alanları nedir? Her birinin topluma karşı görev ve sorumlulukları nelerdir? Bu ve benzeri konulara ilişkin ilgi ve sorun alanlarını dergimizin bu sayısında ele aldık.
Prof. Dr. Cağfer Karadaş , “Geçmişi Geleceğe Taşıyan İnsan: Âlim” yazısında, âlim kimdir, her ilim ve birikim sahibi kişi âlim kabul edilir mi? sorularına cevap aradı. Prof. Dr. Ekrem Demirli “Arif” başlıklı yazısıyla, ariflere dair zihinlerimize ve ruh dünyamıza ışık tuttu. Prof. Dr. Ahmet Ögke, “Entelektüel: Fikir İşçisi” başlıklı makalesinde, entelektüel kavramı ve bu kavramın tarihi süreci üzerinde durdu. Prof. Dr. Recep Şentürk “Geçmişten Bugüne Âlim Yetiştirme Süreci” başlıklı yazısında âlimin yetişme sürecinde kayda değer noktalara dikkat çekti. Dr. İhsan Şenocak “Adanış Yolculuğu: Rıhle” başlıklı yazısıyla, ilim uğruna İslam’a adanmış hayatları bizimle paylaştı. Dr. Faruk Görgülü, Diyanet İşleri Başkanlığının TÜİK ile ortaklaşa yaptığı anket ve bu anketin toplumda oluşturduğu yankıları Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. M. Emin Özafşar’la konuştu. Tarih içerisinde ilim, irfan merkezi olan Nizamiye Medreseleriyle ilgili bilgileri ise Prof. Dr. Kadir Özköse’nin kaleminden beğenilerinize sunduk.
Dergimizde işlenen konuların zihin ve gönül dünyanıza genişlik, ferahlık ve zindelik vermesini, hakikate ulaşmada bize rehberlik etmesini temenni ediyor, “Cami ve Gençlik” konulu Ekim sayımızda yeniden buluşmayı diliyorum.