Makale

Yetim Kardeş Projesi

Örnek Projeler

Halime Karabulut

Yetim Kardeş Projesi

Yetim kızın başını okşayan mübarek el,
Bende yetim bir kızım, ne olur bana da gel.
Yetim kızı kendine evlat sayan Muhammed,
Bende yetim bir kızım, beni yavrun kabul et.
Minik Dualar Grubu

Palandöken Dağlarının eteğinden, Dadaşlar diyarı Erzurum’dan, yetim çocukların minik dualarına amin diyen din görevlileri, Rasulüllah (s.a.s.)’ın hadislerine kulak verir.
“Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yan yana bulunacağız.” diyordu Hz. Peygamber (s.a.s). Söylemekle kalmaz, işaret parmağıyla orta parmağını bitiştiriyordu. (Müslim, Zühd, 42.) Kendisi de bir yetimdi. Yetim çocukların neler hissettiğini çok iyi biliyordu ve Allah’ın kendisine lütfettiği nimetleri de. “Seni yetim bulup barındırmadı mı? Şaşırmış bulup da yol göstermedi mi? Seni fakir bulup zengin etmedi mi? Öyleyse yetimi sakın ezme.” (Duha, 1-11.) ayetleri ışığında o; “Yetimin başını okşa ve yoksulu doyur.” (Ahmed b. Hanbel, 2/387.) diyordu. Yetimlerin sorumluluğunu Müslümanlara yüklüyordu. Yetimlerle evleri huzurlu hâle getirmek, şenlendirmek istiyordu. Bu yüzden de: “Müslümanlar hakkında en hayırlı ev, içinde kendisine iyi bakılan bir yetimin bulunduğu evdir. Müslümanlar hakkında en kötü ev ise, içinde kendisine iyi davranılmayan bir yetimin bulunduğu evdir.” (İbn Mace, Edeb, 6.) diyordu. Kalbinin katılığından şikâyetçi olanlara: “Kalbinin yumuşamasını istiyorsan, yoksulu doyur ve yetimin başını okşa.” (Ahmed b. Hanbel, 2/263.) reçetesini sunuyordu. Talas İlçe Müftülüğü bu reçeteyle çıkar yola. Yetim çocukların başını okşayacak, kalplerini ısıtacak bir proje başlatır.
Talas Müftüsü, Kur’an kursu öğreticileri ve din görevlileriyle bir toplantı yaparak projeyi anlatır. Her görevlinin kendi görev mahalli çevresinde bulunan, bakıma muhtaç yetimleri tespit ederek isimlerini müftülüğe bildirmesi ister. Ayrıca yetimlerin tespiti için mahalle muhtarlarından, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’ndan da yardım alınır. Yetimlerin ikametgâh adresleri ve telefon numaraları tespit edilir. Bu çalışmalar sonucunda yardıma muhtaç 46 aile ve 80 yetim çocuk belirlenir. Diğer taraftan da yetimleri kardeş edinecek ve yardım da bulunacak ailelerle görüşmeler devam eder.
Talas İlçe Müftülüğü yetimlerle ilgili hadisleri ihya etmek üzere çıkar sarp yokuşlu yola. İlçedeki yetimlere ulaşmak, ihtiyaçlarını bir nebze olsun gidermek için “Yetim Kardeş” projesini başlatır. İlçe müftüsü Turgut Erhan; “Yetim Kardeş” projesini hayırsever ailelere tanıtmakla başlar işe. Projelerinin amacını şöyle açıklar:
Bu projedeki başlıca amaç; yetim ailelerin maddi manevi ihtiyaçlarını karşılamak, onları hayırsever ailelerle buluşturarak mağduriyetlerini en aza indirmektir. Ayrıca, toplumun yetim algısını olumlu yönde geliştirmek, farkındalık kazandırmak ve böylece toplumsal kaynaşmayı sağlamaktır. Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber (s.a.s.)’in hadis-i şeriflerinde çokça yer alan bu konu, yetimleri koruyup kollamanın, onlara destek olmanın dinen ne kadar kıymetli bir ibadet olduğunu göstermektedir. Nitekim bizler: “Kendi yetimini veya başkasına ait bir yetimi himaye eden kimseyle ben, cennette şöyle yan yana bulunacağız.” diyen bir peygamberin ümmetiyiz. Hiç şüphesiz Efendimiz (s.a.s.) ile yan yana olabilmek, cennet-i âlânın en güzel makamıdır. Bizler bu şerefe talibiz. Yetimlere sahipsiz olmadıklarını hissettirerek, onların ihtiyaçlarını müftülüğümüz imkânları ve vatandaşlarımızdan gelecek yardımlarla karşılayacağız. Maddi durumu iyi olan gönüllü aileler ile yetimleri buluşturarak dostluk ve kardeşlik köprüsünü kuracağız inşallah.
Yetim Kardeş Projesi kapsamında, Talas İlçe Müftülüğü konferans salonunda bilgilendirme ve istişare toplantıları devam eder. Katılımcılara proje hakkında bilgi verilir. Kardeş aileler seçilir ve tanıştırılır. Yetimlerin annelerine dinî eğitim vermek üzere, evlerine en yakın cami ve Kur’an kursları belirlenir. Her hafta düzenli olarak bay ve bayan din görevlileri tarafından bilgilendirmeler yapılır. Okulların tatil sezonunda yetim çocuklara yönelik sosyal ve kültürel etkinlikler yapılır. Proje kapsamında yapılan ilk piknik, ailelerin tanışıp kaynaşması açısından güzel bir etkinlik olur. Renkli görüntülere sahne olan pikniğe yaklaşık 80 yetim ve aileleri katılır. Çocukların eğlendiği piknikte: Kaşık üzerinde yumurta taşıma, ip çekme, çuval yarışı, yoğurt içinde para bulma gibi oyunlar oynanır ve yarışmada dereceye giren çocuklara çeşitli hediyeler verilir.
Talas İlçe Müftülüğünün “Yetim Kardeş Projesi” kapsamında yürüttüğü faaliyetler, yetim çocukları ve dul kadınları ziyadesiyle memnun eder.Bu ailelerin ortak düşüncesi: “Evimizin reisi vefat ettikten sonra dünya başımıza yıkılmıştı, fakat bizi yalnız bırakmayanlar hayırseverler sayesinde hayata tutunduk yeniden” şeklinde olur.
Yetim bir gencin annesi olan Ayşe Hanım: “Çocuğum uyuşturucu bağımlısıydı. Öncelikle Allah’ın, sonra da “Yetim Kardeş Projesi” ekibinde yer alan din görevlilerinin yardımlarıyla çocuğum bu illetten kurtuldu.” diyerek bu proje kapsamında sadece bu hizmet yapılmış olsa dahi, amacın hâsıl olduğunu anlatır bu sözleriyle. Gülizar Hanım ise: “Ben en mağdur insan olarak kendimi ve çocuklarımı görüyordum. Müftülüğümüz, bizi Suriyeli ailelerle tanıştırdıktan sonra bu düşüncemin yersiz olduğunu ve şükretmem gereken çok şey olduğunu anladım” diyerek ifade eder hayata farklı bakabilmenin mümkün olduğunu.
Hayata adapte olma noktasında sorunlar yaşayan çocuklar için de, İmam Hikmet Sarı, evinin bir odasını ayırır. Uzman ve doktorların desteğiyle çocukların rehabilitasyona yardımcı olur. Bir yetim annesi olan Zeynep Hanım: “Ben çocuğumu anlamakta güçlük çekiyordum. Hocamızın kendi evini çocuklara açması onlar üzerinde çok olumlu bir etki bıraktı. Şimdi çocuğumla aramızdaki buzlar eridi ve yetim kalmanın mutsuz olmayı gerektirmediğini, huzursuzluğumuzun kimsesizliğimizden kaynaklandığını anladık.” diyerek çocuğundaki ve kendisindeki olumlu değişimden duyduğu memnuniyeti ifade eder.
Talas İlçe Müftülüğünün başlattığı “Yetim Kardeş Projesi” kapsamında yetimlerin aileleriyle ve kardeş ailelerle birlikte katılabileceği bir gezi tertip edilir. İmam Hikmet Sarı başkanlığında yapılangezi programına 90 kişi katılır. İstanbul, Çanakkale ve Bursa’nın tarihî mekânları ziyaret edilir.
Anneler ve çocuklar, yetimler ve hayırsever aileler, hepsi aynı ana tanıklık ediyor, geçmişin izlerini sürüyorlardı. Gezdikleri mekânların her zerresi: “Ölen sadece babanız, eşiniz değil; her canlı ölecektir.” diyordu onlara. Bu hakikatin farkında olarak dedesinin izini arıyordu Türkan Piroğlu. Conkbayırı ve Kanlıdere’den çok etkilendiğini söylüyordu. Ona dedesinin burada şehit olduğu söylenmişti çünkü. Dedesinin mezarını bulamasa da, her mezarın önünde saygıyla eğiliyor ve fatihalar okuyordu. Derya Yeğen adındaki çocuk ise, Çanakkale şehitliğinde yürürkenyere basmak istemez. “Çanakkale’de bastığım her toprak parçasında şehitlerin kanının olabileceğini düşünüyor ve içim cız ediyordu. Toprağın altında sanki diri varmış da, üzerine basıyormuşum gibi hissediyordum.” der. Ortopedik engelli olan Betül Can ise; “Şehitlerimiz, sanki canlıydılar ve bizimle birlikte geziyorlardı.” diyerek duygularını dillendirir.
Herkes memnun kalmıştı “Yetim Kardeş” projesinden. Aslında bu proje ile yetim kalmamıştı Talas ilçesinde. Herkes bir diğerinin kimsesi olmuştu. Bir proje mutlu olmaları için yetmişti dul kadınlara ve kendilerini yetiştirmeye adadıkları çocuklarına. Talas müftülüğünde çalışan her din görevlisi bir tuğla olmuştu, birbirlerini destekleyen müminlerden oluşan din kardeşliği binasına ve zor geçidi, sarp yokuşu tırmanıp cennete peygamberleri ile komşu olma sevdasında olan merhametliler kervanına.