Makale

Recep Ayı ve Regaip Kandili

Dr. Hamdi Tekeli
Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı

Recep Ayı ve
Regaip kandili

Bilimsel veriler ve İslam’a göre Allah katındaki ayların sayısı on ikidir. Nitekim Yüce Allah Kur’an’da; "Şüphesiz Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır." (Tevbe, 36) buyurmaktadır.
Kur’an’da gerek Tevbe, 36’da gerekse Maide, 2 ve Maide, 97. ayetlerde geçen ve saygı gösterilmesi istenilen haram aylar müfessirlere göre Muharrem, Zilkade, Zilhicce ve Recep aylarının her biridir.
Kur’an’da insan, 1 ve Asr, 1 surelerinde üzerine yemin edilerek önemi vurgulanan zamanın her anı değerlidir ve boş geçen zamanın telâfisi de mümkün değildir. Bu nedenle ömrümüzün her anının kıymetini bilmeliyiz. Ancak bazı zamanlar vardır ki onların kıymeti diğerlerinden daha fazladır, iki kandil gecesi bulunan yegane ay da Recep ayıdır.
Recep ayı girdiği zaman Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.): "Allahım, Recep ve Şaban’ı bize mübarek eyle ve bizi Ramazan ayına kavuştur (Ramazan ayını bize mübarek eyle)" diye dua etmiştir.
(Ahmed b. Hanbel, Müsned, I/259)
Recep ayında Peygamberimizin oruç tutması hakkında ise Said İbn Cü- beyr’den (r.a.) nakledildiğine göre ibn Abbas (r.a.)’ı dinledim şöyle demişti:
"Rasulullah (s.a.s.) Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz; galiba hiç yemeyecek (ayın her gününde oruç tutacak) derdik. (Bazı yıllarda da öyle) yerdi (ki biz galiba hiç oruç) tutmayacak derdik. (Ebu Davud, Sünen, K. Savm 56, II, 811, Hadis no: 2430)
Bu konudaki hadislerin sıhhati tartışmalı olmakla beraber Resul-i Ekrem (s.a.s.)’in Recep ayına ayrı bir değer verdiği anlaşılmaktadır.
el-Mebrûk eş-Şeybânî el- Mansûrî de "Recep ayı Allah’ın ayı, Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır." (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, 1/423) sözünün Islâm Peygamberinden alınan sözlerden biri olduğunu zikretmiş, Recep ayı cahiliyye döneminde saygı gösterilen bir ay olduğu, bu saygının Islâm döneminde de devam ederek günümüze kadar ulaştığını, İslâmî süreçte Recep ayı boyunca en meşhur ibadetin oruç olduğunu belirtmektedir. (ei-Mebruk ei- Mansûrî, Ibla 12, s.29-66)
Ayrıca fakirlerin ramazan ayına sevinç içerisinde ve ihtiyaçları karşılanmış olarak girebilmeleri amacıyla sahabeden günümüze kadar bazı Müslümanlar da bir sosyal güvenlik unsuru olan zekâtlarını hesaplayıp bu aylarda vermeye özen gösterirler.
Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaip Gece- si’ne gelince;
"Regaip", Arapça "re-ğa- be" kelimesinden gelmektedir. "re-ğa-be", herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek, elde edilmesi arzu edilen değerlere ulaşmak için çaba sarf etmek demektir. "Reğîb" kelimesi ise, "reğabe"den türemiş olan bir isimdir ve kendisine rağbet edilen, arzulanan, talep edilen şey demektir. Müen- nesi, "reğîbe"dir. "Reğîbe"nin çoğulu da "reğâib" dir. (Lisa- nu’l-Arab, I/422-424)
Ragıb el-lsfahânî’ye göre Rağbet’in aslı r-g-b-’dir. Enbiya, 90; Tevbe, 59; Bakara, 130; Meryem, 46 ayetlerinde de bu anlamda kullanılmaktadır. Bir şeyin çok olması, bağış ve ihsanın çok olması anlamında olup bu çokluk ya kendisine rağbetin fazla olmasından rağbet kökünden türemiştir veyahut da kendisinin çok olması sebebiyledir ki o zaman da "ruğbet" kelimesinden türemiştir. (Müfredat, s. 358)
Istılahta, hicrî takvime göre yedinci ay olan Recebin ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye Regaip denilmektedir. Regaip kandilinin farklı bir yönü de hem Recep ayında bulunması hem de cuma gecesi oluşudur.
Regaip, beş kandil gecesinden biri olup, hicrî sıralamaya göre kandiller zincirinin ikinci halkasıdır. Allah’ın rahmet, bağış ve yardımlarının dağıtıldığı inanç ve ümidiyle bu gecede Allah’a ibadet edilir.
Halk dilinde "üç aylar" olarak anılan rahmeti, bereketi ve mağfireti bol manevî bir mevsime girişimizin habercisidir. Milletimizin "kandil" olarak adlandırdığı bu geceler, gönül dünyamızı aydınlatan ışıklardır.
Regaip kelimesi Kur’an’da "Regaib" şeklinde geçmemekte ancak "reğabe"den türeyen kelimeler sekiz yerde geçerek "reğabe" ve türevleri manasında kullanılmaktadır. Bakara, 130’da "Yerğabu"; Nisa, 127’de "Terğabûne"; Tevbe, 120’de "Yerğabû"; Tevbe, 59 ve Kalem, 32’de "Rağıbûne"; Meryem, 46’da
"Râğıbün"; Enbiyâ, 90’da "Ra- ğaben"; İnşirah, 8’de "Ferğab" şeklinde geçmektedir.
Hadislerde ise r-ğ-b kelimesi ve türevlerinin çok sayıda geçtiği görülmektedir. (Concordance "R-ğ-b" maddesi 11/275-277) Ancak konu ile ilgili rivayetlerden bazıları:
a) "Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geri çevrilmez. Receb’in ilk (cuma) gecesi, Şaban’ın ortasında bulunan gece, cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir. (Beyhaki, Sünen, Şuabül- Iman, 3/342)
b) Enes b. Malik (r.a.) Resû- lullah (s.a.s.)’ı şöyle buyururken dinledim dedi:
"Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.
Ey Âdemoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını dilesen, seni affederim.
Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen; fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım." (Tir- mizî, Sünen Daavât 98, (V, 458) Hadis No: 3540; Ahmed Ibni Hanbel, Müsned, V, 1 72)
Regaib gecelerinde dua etmek, tevbe ve istiğfarda bulunmak, bu geceyi kutsal kabul ederek çeşitli ibadetlerle geçirmek, genel olarak âlimler arasında kabul görmüştür.
Çeşitli sebeplerle Müslü- manlar için mübarek sayılan Yüce Allah’ın rahmet ve lütfunun bol bol ihsan edildiği, bereketli zaman dilimleri olan kandiller günümüzde de kutlanmakta Müslümanlar da bu geceyi hep ihya etmeye çalışmaktadırlar.
Üç aylar zincirinin ve Recep ayının ilk kandili olan Regaip Kandili’ndeki güzel amellerimize kandil sonrasında da devam etmeliyiz.
Diğer zamanların yanı sıra bilhassa bu günler ve gecelerde, nefis muhasebesi yaparak kendimizi denetlemeli ve değerlendirme yapmalıyız.
Regaip Kandili’nde ferdi ve toplumsal olarak yapılan güzel amellerimizin korunmasına ve devamlılığına da gayret etmeli; ülkemiz, devletimiz, Islâm âlemi ve tüm insanlık için Allah’a dua etmeliyiz. Bu bilincin gelecek nesillerimize sağlıklı bir tarzda intikaline çalışmalı, az da olsa devamlı olan ibadetin daha faziletli olduğunu unutmamalıyız.
Zira bu konuda Mesrûk (r.a.)’un anlattığına göre:
Hz. Aişe (radıyallahu an- hâ)’ye sordum:
"Resullullah (aleyhissalâtu vesselâmVa göre hangi amel ef- daldir?"
Bana: "Devamlı olan!" diye cevap verdi." (Buhari, Rikâk 18, (VI1, 181)
Bu bilincimizin gelecek nesillerimize bidat ve hurafelerden uzak bir tarzda intikaline çalışmalı, devletimiz, milletimiz, Islâm âlemi ve tüm insanlık için Allah’a dua etmeliyiz.
Regaip namazı konusuna gelince; bu geceye mahsus "Regaip Namazı" adıyla bilinen ve bazı kimselerce kılınan bu namazın Kur’an ve sünnetten dinî bir dayanağı yoktur.
Regaip namazı hakkında Kur’an’da bir emir veya nehiy bulunmamakta, sünnette bulunan rivayetlerin ise mevzu olduğu muhaddisler tarafından belirtilmektedir.
Temel kaynakların çoğunluğunda yer verilmeyen rivayet konusunda Gazalî Ihya’da "ahad" olduğunu belirtip, Kudüs halkının bu namaza muva- zebetinden dolayı bu konuya eserinde yer verdiğini belirtmektedir. (İhya, I/203)
Regaib namazı konusunda M. Cemal Sofuoğlu "Regaib Namazı Hakkında Bir Münazara" başlığıyla yayınlanan makalesinde Izzu’d-din bin Abdülaziz b. Abdüsselam (ö.660/1261) ile Takıyyud’din Ebu Amr ibnu’s- Salah (ö.643/1245) arasında gerçekleşen münazarada özet olarak Regaip namazı hakkında- ki hadisin mevzu olduğu ve bu uygulamanın ilk kez H. 4. asırda Şam’da ortaya çıkarak diğer yerlere yayıldığı zikredilmektedir.
Zira ne Hz. Peygamber (s.a.s.) böyle bir namaz kılmış, ne de ashap ve tabiin bu ad ile bir namaz kılmışlardır. Bunun yanında bu geceleri vesile ederek kaza ve nafile namaz kılmak, Kur’an okuyarak üzerinde düşünmek, tezekkür ve tefekkür etmek yararlı olur, (tdv Isam İlmihal, 1/322)
el-Mebrûk eş-Şeybânî el- Mansûrî, ise "Islâm Hukukçuları arasındaki tartışmanın ana noktasını Regaip namazı olduğunu belirtmiştir. Bu ve benzeri uygulamaların, bayramlardaki kutlamaların özellikle paganizm olarak adlandırılan Cahiliyye ve Mecusîlikte olduğu gibi Islâm’a diğer inançlardan geçtiğini açıklamıştır. Söz konusu makalede Regaip namazının tarihi çerçevesinin analizi yapılarak, onun sosyo-ekonomik, kültürel ve psikolojik motivasyonları üzerinde durulduğu belirtilmektedir. (el-Mebruk el-Mansûrî, Ibla 12, s. 29-66)