Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN

Azınlık olmak, çoğunluğu oluşturan unsurun dışında kalmak, genelde olumsuz çağrışımlar yapan bir kavramdır. Çünkü bu kavram, ezilmişliği, haktan yoksunluğu, gündelik hayatında kendi gelenek ve göreneklerini yaşamadaki güçlüğü, çoğunluk gibi olmaya veya davranmaya fiziken veya ruhen zorlanmayı, asimilasyonu ve benzeri pek çok istenmeyen durumu akla getirmektedir.

Esasen “azınlık” ifadesi modern zamanlara aittir. İslam fıkıh geleneğinde bu kavram; zimmi, muahed, müste’men gibi kavramlarla ifade edilmektedir. Zimmet akdi olan gayrimüslim tebaa, bazı istisnai durumlar hariç Müslümanlarla eşit haklara sahiptir. Zimmîilerin güvenliğinin sağlanması Müslümanların görevidir. Onların da canları, malları, ırz ve namusları, kişilik hakları masumdur, dokunulmazdır. Temel hak ve özgürlükler alanı başta olmak üzere pek çok konuda Müslümanlarla gayrimüslimler arasında fark yoktur. Bu yüzden farklı dinî inanç ve düşünceye sahip topluluklar Anadolu topraklarında yüzyıllarca barış içinde birlikte yaşamayı başarmışlardır. Modern dünya birlikte yaşama ve çok kültürlülüğün en kadim ve çarpıcı örneklerini bu topraklarda görmüştür. Barış içinde yaşamanın sağladığı huzur ve güven dolayısıyla gayrimüslim tebaa bile, topraklarında kardinal külahı görmektense Müslüman sarığı görmeyi tercih etmiştir. Gerçekte bu anlayış, günümüz dünyasının çok arzuladığı ve söylemlerinde sıklıkla dile getirmesine rağmen; bencillik, ihtiras, hükmetme arzusu, güce dayalı egemenlik arayışları gibi pek çok sebebe bağlı olarak yeterince başarılı olamadığı bir alandır.

Baş döndürücü bir hızla gelişen teknoloji ve iletişim imkânları nedeniyle dünya artık küçük bir köye dönüşmüştür. Birçok sebeple farklı ülkelerde çalışmak, seyahat etmek veya yaşamak zorunda kalan milyonlarca insan var. Öte yandan, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri yabancılara tanıdıkları hak ve özgürlüklerle de belirlenmektedir. Kabul etmek gerekir ki, dünyada yaşanan terör, şiddet, savaş vb. huzursuzlukların önemli bir sebebi de bulunduğu ülkede azınlık konumunda olan ve haksızlığa maruz kalan insanlardır. Bu açıdan azınlığı sayısal değerlere indirgeyerek, insan olmanın sağlayacağı en temel hak ve özgürlüklerden insanları mahrum etmek doğru değildir.

Bu düşüncelerden yola çıkarak, insanlara farklı sorunlar yaşatan, kimi zaman da yerinden yurdundan eden, asrın bu önemli problemine Dergimizle ışık tutmak istedik. Bu sayıyı İslam coğrafyasında yaşayan farklı inanç grupları merkezli hazırladık. Sonraki sayımızda ise dünyanın değişik bölgelerinde ve farklı dinî coğrafyalarda yaşayan Müslüman toplulukları ve sorunlarını ele almayı planladık.

Bu sayıda, İslam toplumunda azınlık olmanın ne anlama geldiğini, İslam’ın farklı inançlara olan hoşgörüsü ile azınlık kavramının zihinlerimizdeki olumsuz imajını, Osmanlı’da dinî toplulukları, Müslümanlığın din ve tarih çizgisinde gayrimüslimlerin durumunu, konuya ilişkin tarihteki uygulama örneklerini ve sosyolojik tahlilleri bulacaksınız. Amacımız bu alanda yaşanan sorunlara ışık tutabilmek, bir nebze de olsa çözümüne katkı sağlayabilmektir.
Gayret bizden tevfik Yüce Allah’tan.
Dr. Yüksel Salman