Makale

İyi Bir Baba…

İyi Bir Baba…

Ahmet Yılmaz
Psikolog

Her insan evlenirken mutlu olmayı arzular ve anne/baba olma hayali kurar. Sadece bir kısmı gerçek anne/baba olur.
Hiç kimse iyi bir baba olarak doğmaz. Babalık öğrenilmesi gereken bir olgudur. İyi baba olmak sevgi, deneyim, sabır ve bilgilenme işidir. Baba olmak zor değildir ama babalık etmek zordur.
Babalık da annelik gibi hamilelikle başlar.

Her insan dünyaya yeni bir canlı getirmenin, anne-baba olmanın heyecan verici olduğunu kabul eder. Her anne baba da bu heyecanı bizzat yaşar ve yavrusuyla ilgili hayalleri, beklentileri ve ümitleri vardır. Sevgi dolu bir şekilde o ilk anlar yaşanır. O zaman yaşanan sıkıntılar ağır gelmez insana. Çocuk büyüdükçe beklentiler tam olarak karşılanamadığı için hayal kırıklıkları başlar.
Günümüzde babalar öylesine yoğun bir çalışma düzeni içindeler ki çocuklarına hemen hemen hiç zaman ayıramamaktalar. Bunu çocuklarının iyiliği için yaptıklarını söylerler ve genellikle şöyle düşünürler: “Bu kadar çalışmamın nedeni aileme iyi bir hayat sağlayabilmek için. Onlar biraz daha büyüsünler, o zaman durumumuz daha iyi olur ve onlarla daha çok ilgilenirim.” Oysa çocuklarla asıl ilgilenilmesi gereken yaş, telkin çağı olduğu için okul öncesi yaşlarıdır. Telkin çağı, çocuğun duyduğunu gördüğünü anlasa da anlamasa da bilinçaltına kaydettiği dönemdir.
Her anne baba çocuğunun iyiliğini düşünür. Ama sadece çocuğun karnını doyurmakla, üstünü giydirmekle, odalarına bilgisayar, televizyon almakla, kurstan kursa gönderip bununla övünmekle anne babalık yapılmış olmaz.
Baba, yukarıda saydığımız şeyleri çocuğuna alabilmek için, gecesini gündüzüne katar, gerekirse ek iş yapar ve çocuğunun ihtiyaçlarını karşılar. Bunları karşılayan babalar görevlerini yerine getirdiklerini düşünürler. Fakat baba olmak, çocuğun salt maddi ihtiyaçlarını karşılamak değildir.
Evet, günümüz iş dünyasında babalar gerçekten çok gayret sarf ediyor. Eve geldiğinde de ayaklarını uzatıp dinlenmek istiyor. Ama istenirse zamanı güzel düzenleyerek, hem dinlenir hem de çocuklarıyla güzel vakit geçirebilirler.
İyi bir baba olmak, çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz zamanın süresine değil, o zaman içinde yaptıklarınıza bağlıdır. Burada önemli olan saatlerce çocuklarla vakit geçirmek değil, nitelikli vakit geçirmektir.
Kaliteli vakit geçirmeyle alakalı Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Kimin bir çocuğu varsa ona karşı çocuklaşsın. Onunla eğlensin, oynasın.” (Deylemî, III, 513)
Burada nitelikli beraberlikten kastımız, babanın kimi zaman çocuklarıyla güreşmesi, kimi zaman ödevlerine yardımı, kimi zaman beraber resim çizmeleri, kimi zaman da sadece sohbet etmesidir. Düzenli olarak babalarından ilgi gören çocukların gelişimleri daha sağlıklı olmaktadır.
Bir babanın çocukları için yapabileceği en güzel şey çocuklarının annesini sevip saymasıdır.
“Sevilmek ile sevildiğini hissetmek arasında büyük bir fark vardır.” der Atalay Yörükoğlu. Bazı babalar çocuklarını sevdikleri hâlde bunu gösterme konusunda başarısız olabilmekteler.
Bir babanın çocuğuna sevgisini göstermesi gerektiğiyle ilgili asr-ı saadetten güzel bir örnek verebiliriz: Ashab-ı kiramdan Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor: “Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir gün, torunu Hasan’ı öpmüştü. O sırada yanında bulunan Akra İbnu Habis, sanki bunu tuhaf karşıladı ve: ‘Benim 10 tane çocuğum var, fakat onlardan hiçbirini öpmedim’ dedi. Peygamberimiz (s.a.s.) ona bakıp, ‘Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” buyurdu. (Buhâri, Edeb 18; Müslim, Fedâil 65; Tirmizi, Birr 12; Ebu Dâvud, Edeb 156) Efendimiz şunu da söyledi: ‘Allah sizin kalbinizden merhameti çıkardıysa ben ne yapabilirim.”
Bu sevgiyi hisseden, kendisini koruyan güçlü ve bilgili bir babaya sahip olduğunu bilen bir çocukta güven duygusu oluşur. “Benim babam senin babanı döver” övünmesi bunun en belirgin örneğidir. Babası olmayan çocukların ezik ve mahzun olmaları da bundandır. Çocukların büyüyecekleri en sağlıklı ortam, rollerini bilen ve bu rollere uygun sorumlulukları yerine getiren anne ve babanın olduğu sıcak bir aile yuvasıdır.
Kız olsun erkek olsun her çocuğun babaya ihtiyacı vardır. Sağlıklı baba-çocuk ilişkisi sonucunda, cinsel kimlik kazanımı, okul başarısı artışı, zekâ gelişimi, disiplin anlayışının gelişimi, özgüven oluşumu, sosyalleşme, liderlik yapısının gelişimi, arkadaş ilişkilerinde uyum gibi sayısız önem taşıyan özellikler kazanılır.
Günümüzde anne baba olmak geçmişte anne baba olmaktan daha zordur. Çünkü çocukları etkileyen çevresel faktörler çok çeşitlenip artarken toplumsal kontrol azalmıştır. Bütün bunlardan dolayı anne babanın daha dikkatli, daha donanımlı ve daha sabırlı olması gerekir.
Baba her şeyden önce çocuğun büyüme, gelişme ve kişilik kazanmasında önemli görevleri olduğunu bilmelidir. Eğer çocuk babasıyla özdeşim kuramazsa, televizyondan, sinemadan, internetten rastgele menfi bir şöhrete veya çevrede tanıdığı sıradan bir büyüğe özdeşim modeli olarak kapılabilir. Bunların da uygun olmayan örnekler olduğu aşikârdır.
Peygamberimiz hayırlı anne baba olup hayırlı evlat yetiştirenlere çok güzel bir müjde veriyor: “İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sürekli hayra sebep olan sadaka, istifade edilen ilim, arkasından kendisine dua eden hayırlı evlat.” (Müslim, Vasiyyet 14; Ebû Dâvûd, Vasâya 14; Tirmizi, Ahkâm 36; Nesâî, Vasâyâ 8.)
Sözümüzü Gazali’den yapılan şu alıntıyla bitirelim: “Çocuk, anne ve babasının yanında ilahî bir emanettir. Onun kalbi temiz, katışıksız bir cevherdir. Her türlü nakış ve şekilden boş, nakşedilen her şeyi kabule kabiliyetli, hazır, her şeye meyleder durumdadır. Kendisine iyilik telkin edilir ve iyi işler yaptırılırsa, çocuk iyi bir insan olarak yetişir; dünya ve ahirette saadete ulaşır. Onu böyle yetiştiren anne baba, öğretmen ve eğitimci de sevapta ortak olur. Kötü işlere itilir ve hayvanat gibi ihmal edilir, terbiyesine bakılmazsa, işi azıtır ve helak olur. Onun bu kötülüğünde ise veli ve murakıbı ortaktır. Zira Allah Teala: ‘Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi cehennem ateşinden koruyunuz.’ (Tahrim, 66/6.) buyurmuştur. Çocuğu terbiye, dünya ateşinde yanmaktan kendisini koruduğu gibi, cehennem ateşinden de öncelikle korur. Çocuğu korumak, onu güzel terbiye edip temizlemek, ona ahlaki faziletleri öğretmek, kötü arkadaşlardan onu korumak, devamlı surette zevküsefa içinde bırakmamak, refah ve ziynet sebeplerini sevdirmemektir. Çünkü ziynet ve refaha alışınca, büyüdüğü zaman onları elde edebilmek için ömrünü onların peşinde kaybeder ve ebediyen helak olur gider. Bunun için daha ilk günlerinde çocuğun terbiyesine ehemmiyet verilmelidir.”
İlk kez “Müjde! Baba oluyorsunuz” haberini aldığınızdaki coşkuyu ve hazzı, çocuğunuzu yetiştirirken de hissetmeniz duasıyla…
Babaların dikkat etmeleri gereken hususlardan bir kısmını şöyle sıralayabiliriz:
- Çocukların sorumluluğunu sadece anneye bırakmamak.
- Çocuklara her konuda iyi örnek olmak.
- Onların eğitimi için özen göstermek.
- Aile içi iletişimde üzerine düşeni yerine getirmek.
- Çocukları televizyon ve bilgisayarın zararlı etkilerinden korumak.
- Çocukların gelişim dönemleri özelliklerini bilmek.
- Çocuklarınıza verdiğiniz sözleri tutmak veya tutamayacağınız sözleri vermemek.
- Çocuğunuzu her koşulda sevdiğinizi ona hissettirmek.
- Çocuğunuz üzerinde korkuya dayalı bir disiplin uygulamak yerine sevgi ve saygıya dayalı bir disiplin uygulamak.
- Çocuğunuzu tamamen disiplinsiz, kuralsız ve kontrolsüz de bırakmamak.