Makale

Vatandaş Memnuniyet Araştırması’nda “Dindarlık”la İlgili Ham Veriler

Vatandaş Memnuniyet Araştırması’nda
“Dindarlık”la İlgili Ham Veriler

Strateji Geliştirme Başkanlığı*

Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nca memnuniyet araştırmaları başlığı altında iki önemli anket çalışması gerçekleştirildi. Geçtiğimiz yıl tamamlanan bu çalışmalardan birinde merkez ve taşra teşkilatlarının memnuniyet düzeyi incelenirken, vatandaş memnuniyeti başlıklı ikincisinde de vatandaşlarımızın Diyanet İşleri Başkanlığı’yla ilgili görüş ve beklenti tespit edilmesi amaçlandı.
Başkanlığın gerek kendi iç organizasyonunu ve performasyon düzeyini en verimli bir şekilde geliştirip yükseltmek gerekse vatandaşlara götürdüğü hizmette kaliteyi artırmak amacıyla gerçekleştirdiği bu anketler, önümüzdeki günlerde daha geniş bağlamlarda değerlendirilmek üzere ilgili kamuoyunun değerlendirmesine ve istifadesine sunulacak.
Vatandaş memnuniyet araştırmasında hizmet verimliliğinin sınır ve sorunlarını belirlemek üzere yöneltilen sorular arasında dindarlık algısına ilişkin konulara da yer verildi. Aslında dindarlıkla ilgili sağlıklı verilere ulaşma hedefi Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın 2013 programında yer almıştı. Halen hazırlıkları süren çalışma, içinde yaşadığımız coğrafyada Başkanlık hizmetlerinin sağlıklı ve verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi için oldukça önem arz ediyor.
Hizmet alımı yoluyla gerçekleştirilen bu araştırma aslında bir ilk özelliği taşıyor. 26 ilde 2712 kişiye kendi adreslerinde uygulanan araştırmada kullanılan örneklem, adres sistemi veri tabanı üzerinden TÜİK tarafından tespit edildi. Böylece 8 bölüm başlığı altında hazırlanan 47 soruya (likertlerle birlikte düşünüldüğünde 100’ün üzerinde) alınan cevaplarla kamuoyundaki Diyanet İşleri Başkanlığı algısı ve Başkanlık’ça topluma sunulan hizmetler değerlendirilmiştir. Bu çerçevede vatandaşlarımızın dindarlık algısı hakkında da ham da olsa bir veriye ulaşılmak istenmiştir.
Dindarlık algısı bağlamında bu araştırma kapsamında vatandaşlara sadece iki soru yöneltilmiştir. “Dini bilgileriniz açısından kendinizi nasıl değerlendirirsiniz?” ve “kendinizi ne kadar dindar buluyorsunuz?” sorularıyla 2013’de gerçekleştirilecek çalışmaya bir ön hazırlık gerçekleştirilmektedir. Sonuçlara genel olarak bakıldığında “dindarlık algısı” konusunda vatandaşlarımızın, % 72,1 kendisini çok dindar veya dindar olarak nitelerken % 92,2’si de dinî bilgisinin çok iyi, iyi veya orta seviyede olduğunu söylemektedir.
Araştırma raporunda mevcut sonuçlar şu şekilde değerlendirilmektedir:
Kendileriyle görüşülen vatandaşların yalnızca % 7,5’lik bir kısmı dinî bilgilerinin “çok iyi” olduğunu ifade etmiştir. Buna karşılık % 43,6’lık bir kesim dinî bilgilerinin “iyi” olduğunu söylemiştir ki, bu aynı zamanda soruya cevap verenler arasındaki en büyük orana tekabül etmektedir. % 41,1’lik bir kısmı dinî bilgilerinin orta düzeyde kaldığını belirtmiştir. Tüm bu verilerin ışığında genel olarak toplumun kendi dinî bilgilerinin düzeyini yeterli gördüğü söylenebilir. Ancak burada, daha fazla önem taşıyan konu söz konusu bilgi düzeyinin dinî gerçekliklerle ne ölçüde bağdaşıp bağdaşmadığıdır. Eğitim seviyesi ile dinî bilgiler arasındaki ilişki sorgulandığında, dinî bilgilerini çok iyi bulanların ağırlıklı olarak ilkokul mezunu (% 26,8), iyi oranda görenlerin ise lise mezunları (% 30,1) arasında yer aldıkları dikkat çekmektedir. İkamet yerine göre en fazla dindarlık algısı ilçeler düzeyinde ortaya çıkmaktadır. İlçelerin sundukları güvenli ve stabil ortamın bu durumun oluşmasındaki en önemli nedenlerden biri olduğu söylenebilir.
Ankete katılanlara kendilerini ne ölçüde dindar buldukları sorulduğunda “çok dindarım” (% 9) ve “dindarım” (% 63,1) diyenlerin toplam oranlarının % 72,1 düzeyine çıktığı görülmüştür. Bu durum, toplumun üçte ikisinden fazlasının kendisini dindar olarak gördüğünü, yani toplumda dine yönelik oldukça olumlu bir bakış açısının bulunduğunu göstermektedir. Nitekim herhangi bir dine inanmadıklarını belirtenlerin oranı yalnızca binde 5 düzeyinde kalmıştır. Buna benzer şekilde hiç dindar olmadıklarını söyleyenler % 1,1’lik orana sahiptirler. Bunların da esas itibariyle din içerisinde kaldıkları düşünüldüğünde toplumun % 99’unu aşan bir kesiminin dinle ilişkisinin bulunduğu görülmektedir. Söz konusu rakam, Batılı ülkelerle kıyaslandığında oldukça yüksek bir orana tekabül etmektedir. Yani çok sayıda Batı ülkesinin temel sorunu görünümünde olan dinden uzaklaşma/dinsizleşme eğilimlerinin Türkiye’deki etkisi oldukça sınırlı kalmıştır. Tam tersine vatandaşların büyük bir kısmı farklı düzeylerde de olsa dinî duyarlılıklarını ve dinle olan ilişkilerini devam ettirmektedir. Ancak burada da kendilerini dindar olarak niteleyen vatandaşların bu tanımdan ne anladıklarının sorgulanması bir zorunluluk olarak belirmektedir. Gerçekten de herkesin kişisel dindarlıktan farklı durumları anlaması gayet olağandır.
Ankete katılanların dindarlık düzeylerine ilişkin algıları göz önüne alındığında, genel olarak erkeklerin kadınlara göre kendilerini daha dindar buldukları görülmektedir. Buna göre “çok dindar” olduklarını söyleyenler içinde erkeklerin oranı % 61 iken kadınların oranı ise % 39 şeklinde gerçekleşmiştir. “Dindarım” seçeneğinde ise bu oranlar sırasıyla % 58,3 ve % 41,7 şeklinde gerçekleşmektedir. Katılımcıların kendilerini ne ölçüde dindar bulduklarına yönelik sorunun medeni duruma göre analizinde ise evlilerin bekârlara göre kendilerini dindar bulma durumlarının daha yüksek oranlara tekabül ettiği dikkat çekmektedir. Buna göre evlilerin % 65,1’i kendilerini çok dindar; % 72,8’i ise dindar olarak değerlendirmektedir.
Yaş grupları açısından analiz edildiğinde kendisini çok dindar ve dindar olarak görenlerin ağırlıklı olarak 26-35 yaş aralığında yoğunlaştığı dikkat çekmektedir. Bunları 36-45 yaş grupları izlemektedir. Kendilerini en fazla dindar gören eğitim düzeyindeki grup lise mezunlarıdır. Buna göre kendilerini çok dindar görenler içinde lise mezunlarının payı % 29,3; dindar görenler arasında ise % 27,2’dir. Dindarlık algısı yönündeki soruya en fazla olumlu cevap veren iş/meslek grubu ev hanımlarıdır. Ev hanımlarının bu konudaki oranları sırasıyla % 31,1 ve % 31,4 şeklinde gerçekleşmiştir. Kendilerini çok dindar bulanlar ağırlıklı olarak büyükşehir merkezlerinde ikamet edenler (% 36,4) arasında bulunmaktadır. İyi olduğu yönünde görüş beyan edenler ise % 39,3 ile ilçe merkezlerinde yaşayanlar arasından çıkmıştır.
Kendilerini en fazla dindar bulanların, aylık gelirleri 1500 lira ve daha az olanlar arasında görüldüğü dikkat çekmektedir.

Dindarlık Durumları
Sayı (n) Yüzde (%)
Çok dindarım 241 9,0
Dindarım 1691 63,1
Ne dindarım ne değilim 578 21,6
Dindar değilim 127 4,7
Hiç dindar değilim 30 1,1
Herhangi bir dine inanmıyorum 14 0,5
Toplam 2681 100,0

* Burada paylaşılan veriler Diyanet İşleri Başkanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın SDE aracığıyla gerçekleştirdiği “Vatandaş Memnuniyet Araştırması 2012”ye dayanmaktadır.