Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN

Yüzlerce yıllık tarihiyle ilme, irfana, hikmete ve sanata ev sahipliği yapmış, geniş coğrafyası ve barındırdığı manevi zenginlikleriyle medeniyetin beşiği olmuş Avrasya coğrafyası, hayatımızda yeni yeni yer edinmeye başlamıştır. Bu topraklar son yıllarda tarihte eşine az rastlanacak sosyal, siyasi ve ekonomik gelişmelere sahne olmuş, özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Orta Asya’da şekillenen yeni devletler ve Balkanlar’da demir perde ülkelerinin dağılmasıyla ortaya çıkan jeopolitik durum, bu coğrafyadaki Müslümanlarla daha güçlü bir şekilde işbirliği ve dayanışma içerisinde olunması gereğini ortaya çıkarmıştır.
Osmanlı Devleti’nin Balkanlar’dan çekilmesiyle bu bölgedeki Müslümanlar soykırıma ve çeşitli asimilasyon politikalarına maruz kalmıştır. Sovyetler Birliği bünyesinde yaşayan Müslümanların camileri yıkılmış, dinlerini yaşayabilmeleri ve öğrenebilmeleri engellenmiştir. 1991 yılında Orta Asya’da yeni kurulan Müslüman Türk devletleri yıllarca süren baskının etkisiyle âdeta kültürel hafızalarını yitirme noktasına gelmiştir. Bu durumda Avrasya coğrafyasının kalbinde yer alan ülkemiz, sahip olduğu devlet geleneğini ve tecrübe birikimini yeni kurulan devletlere ve azınlık konumunda hayatlarını sürdüren Müslüman topluluklara aktarmayı ve onlara destek olmayı kendisine bir borç bilmiştir.
Diyanet Aylık Dergi’nin bu yılki son sayısını da yine birbirinden kıymetli kalemlerin katkısıyla Avrasya coğrafyasında İslam konusuna yer verdik. Diyanet İşleri Başkanlığı döneminde bu coğrafyaya götürülen hizmetlerde ve Avrasya İslam Şuralarının gerçekleştirilmesinde önemli katkıları bulunan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun “Avrasya’da İslam Geleneği ve Yeni Algılar” adlı makalesiyle Avrasya’daki köklü İslam geleneğini ve tarihin hiçbir döneminde bu coğrafyada aşırılıkların kendisinde yer bulamadığını, Ahmet Yesevi, Mevlana ve Yunus Emre gibi manevi şahsiyetlerle bu topraklarda filizlenen hoşgörü anlayışının bütün dünyada nasıl tomurcuklar açtığını göreceğiz. Prof. Dr. Mehmet Vural’ın “Avrasya’da Kadim Bilgi ve Hikmet’in Temelleri” isimli yazısıyla Avrasya coğrafyasının insanlık tarihine ilmî, kültürel ve insani değerler bağlamında yaptığı katkıları fark edeceğiz. Prof. Dr. Raşit Küçük’ün kaleme aldığı “Avrasya’da Birlikte Yaşama Tecrübesi” başlıklı yazıyla Avrasya’daki insanların din, dil, mezhep ve ırk ayrımı yapmadan yüzyıllar boyunca hoşgörü içerisinde bir arada yaşama tecrübesinden geleceğimiz için dersler çıkaracağız. Avrasya bölgelerinde yaptığı çalışmalarla tanınan Dr. Halit Eren’in “İdil Ural Bölgesinde İslam” yazısıyla söz konusu bölgede İslam’ın geldiği noktayı ve diğer kültürlerle münasebetini yeniden gözden geçireceğiz. Hasan Karaca’nın “Bölünen Direnişler” başlıklı yazısında ise Avrasya’yı çevresi üzerinden anlama denemesi yapacağız.
Avrasya coğrafyasında filizlenen umutların yeşermesine katkı sağlaması dileklerimle sizleri birbirinden değerli yazılarla baş başa bırakırken, 2013 yılında dergimizin yenilenen yüzü ve aile ekiyle birlikte yeniden buluşmayı diliyorum.

Dr. Yüksel Salman